yaralı vücuduna baktı çocuk, yatakta iyice köşeye doğru sokularak top haline büründü. Vücudu ve daha çok bacakları soğumuş idi... Zavallı, öksürüklere boğularak yarım olan çürümüş sargılarına tutundu.
"Bir insan yaralar ile bu kadar güzel olabilir mi?" Bunu kendisine Efendisi demişti... O çok sevdiği efendisinin, kendisini dövmediği bir gün olmamıştı. Yaralarına baktı çocuk.
Travmalar, travmalar, travmalar... Hepsi kafanın içinde dans eden saçmamsı insan duygularından başka bir şey değildi... Izuku bir şey Düşünmemeyi tercih etti.
"Eğer bir gün nefes alabilirsem, bunu da feda edeceğim.
Böylece değersiz vücudum bir miktar olsun o nefesle kendini iyileştirebilir ve yaraların çekiciliğinden kurtulur idi!"
Çocuk ayağa kalkarak, sekerek kapıya yürümeye başladı. Kaçmayı denemek istedi bir seferliğine, nasıl olsa veya hangi seçeneği seçerse seçsin hep dayak yiyecekti. Kapının yanına umutla vardığı sıra, Efendisinin kapıyı açıp ona yukarıdan doğru pis bir sırıtışla bakması...
İzuku alacağı o son nefesi unuttu.
"Bakıyorum yürüyorsun Izuku! Ne güzel! Bacaklarını da kırmamı ister misin~?"
Katsuki son cümlesini çocuğun yüzüne doğru eğilerek söylemişti, böylece İzuku sigara kokan o nefesi hissetti ve alacağı o son nefes bile doğru düzgün oksijen olamayışına küfür etti...
"kahretsin! Kahretsin! Uzak dur benden! Uzak dur!"
İzuku yere düşerek, elleri ile kafasını tuttu ve saçlarını avucunun içinde sıkarak bağırmaya devam etti.
"Uzak dur benden! Lütfen!"
Katsuki o hastalıklı gülüşü ile çocuğa doğru yürüdü ve eline aldığı levyeyi bilerek yere sürterek ses yapıyordu.
"Bacakların... Çok güzel gözüküyorlar..."
"Uzak dur!"
Katsuki çocuğa yaklaştı ve İzuku o yatağın başı ile duvar arasına sokulmuştu... Uzaklaşabileceği en uç noktaya geldiğinde dua etmek için açtığı ağzı bacağına gelen levye'nin acısı ile çığlıklara döndü.
"Çok güzelsin İzuku! Güzelliğin başımı döndürüyor! Çığlıkların kulaklarımı temizliyor!"
Katsuki o kadar sert vuruyordu ki, bacağını kırmıştı... çocuğun çığlıkları ses tellerini yırtacak şekilde çıkıyor ve hayatının son parçalarını ruhundan ayırıyordu.
bu sevgili İzuku'nun yediği son dayak idi... Vücudu bu kadar hasarı kaldıramamış ve günler sonra bu acıyı bitirmişti...
Katsuki çocuğun ölmüş bedenine duraksayarak baktı.
"Seninle birkaç gün daha oynamak istiyordum..."
Katsuki ağlamaya başlayarak çocuğun cansız vücudunu kucağına aldı ve her bir yarasını teker teker öperek, en son da cansız dudaklarını delicesine bir açıklıkla öpmüştü.
Cansız bedeni kucağına aldı ve öpmeye devam ederek Izuku için hazırladığı karşı odadaki özel tabuta yürüdü.
"Seni daima öpüp seveceğime yemin ederim sevgilim. Cehnnem'de ve Cennet'te bile."
Katsuki çocuğu tabuta koydu ve bir süre çiçek dolmuş odaya baktı.
"Hepsi senin güzelliğin için, bu dünya için fazla güzelsin İzuku bu sebeble seni kaçırdım."
Katsuki İzuku'ya yaptığı işkencelerin hepsini dikkatlice bir not tutmuş ve kendi ölümüne kadar yazmıştı, daha sonra iki kişilik olan tabuta girdi ve İzuku'nun yanına uzanarak cansız bedene sarıldı.
"Seni ne bu Dünya da ne de öbür hayatta yalnız bırakabilirim sevgilim."
Katsuki aldığı silahı kafasına doğrulttu ve son cümlesini konuştu.
"Seni seviyorum Deku."
Kafasına bir el ateş etti ve kan İzuku'nun cansız bedenine sıçradı.
__________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘮𝘩𝘢 𝘰𝘯𝘦-𝘴𝘩𝘰𝘵𝘴
FanfictionHer bölüm birbirinden bağımsız MHA Hikayeleri. Ağırlıklı olarak İzuku içerir. UYARI!! Kitapta; şiddet, rahatsız edici içerik veya konu bulunabilir. MHA kitabıdır. Kısa hikayelerde olacaktır.