i'll be my own hell 'cause there is a devil inside my body ✓

have you been eating that sandwich again' 3

"bu gece benim hatrıma kanepede yatma, hyung.." hoseok, kanepeye ince bir çarşaf seren seokjin'in kolunu yakaladı. "n'olursun..? bak benim yatağım ikimize de yetecek kadar büyük."

seokjin yutkundu.

günler zor geçiyordu.

her şey güzel bir rüyadan, acı bir kabusa dönmüştü.

yaşadığı her gün ona cehennemi tattırıyordu.

ölmek istedi.

"hyung? beni dinliyor musun?" hoseok kafasını hafif eğerek yüzünü ona yaklaştırdı. "hyungie~"

şirin yüz ifadesi, seokjin'in yüzünde çok kısa bir anlığına da olsa küçük bir gülümseme yaratmıştı.

"peki, peki. bu gece seninle yatacağım koca oğlan."

"yaşasın!"

seokjin, yaralı kalbinin açtığı acılara rağmen, grubundaki diğer üyelere aynı sevgiyi vermek için çabalamaktan vazgeçmedi.

yalandan gülümsemeler?

artık bu işte ustalaşmıştı.

uzandı, hoseok'un yanına.

küçük olan ellerini ve bacaklarını ona sardı, gitmesin diye.

kısa bir süre sonra hoseok uykuya daldı.

seokjin gözlerini kapadı.

fakat sabaha kadar uyuyamadı.

sabah, ayağa dikilemeyecek kadar uykulu fakat uyuyamayacak kadar da uykusuz hissettiğinde kendisine sert bir kahve yaptı.

aynalar kırmızı gözlerini, solmuş tenini ve yorgun ellerini gösterdiğinden onlara küsmüştü.

artık kendisini yakışıklı hissetmiyordu.

o gün yoongi onu, sorgulayıcı ifadelerle süzerken 'iyiyim ben' diyerek konuyu geçiştirdi.

o gün, herkes yemeğini yedi.

o hariç.

jimin ona, neden onlarla birlikte yemediğini sorduğunda, sabah küçük bir sandviç yediği yalanıyla dışarıya attı zayıflayan bedenini.

rüzgâr saçlarını savururken kendini binanın terasında buldu.

kollarını iki yana açıp gözlerini kapadığında,

onu gördü.

bir tanesini,

her şeyini,

jungkook'u.

sonra biraz daha zorladı beynini.

birkaç güzel anıya tutunmak istedi.

ardından onu gördü.

taehyung'u.

gülüşünü,

taehyung'un ona bakarken parıldayan gözlerini.

kalbi birkaç saniyeliğine titrediğinde şaşkınlıkla geriye adım attı.

gözleri yavaşça açılırken hızlanan kalbini söküp atmak istedi.

tek yapabildiği yumruk yaptığı ellerini göğsüne koymak, kalbinin sesini dinlemekti.

sonra bir şey fark etti, kalbinde.

farklı bir şeyler..

oradaydı.

jungkook

ve..

taehyung.