Dawn

408 39 126
                                    

1998,Alex 12 Daisy 11 yaşında...

Gecenin ortasında gelen tıkırtılarla uykumdan uyanmıştım.Bir an için herkesin ayakta olmasıyla okula geç kaldığımı zannetmiştim ama saatime baktığımda saat henüz 4.00'ı gösteriyordu. Gözlerimi ovuşturarak zorla yatağımdan kalktım ve aşağı indim. Annem eline küçük valizimizi almış oradan oraya koşuşturuyor aynı zamanda da peçeteyle göz yaşlarını siliyordu.Bu durum beni daha çok meraklandırmıştı.

'Anne neler oluyor?'

Annem benim geldiğimi duymamış olmalı ki sesimi duyunca şaşkınlığını belli eden bir ses çıkardı.

'Daisy,uyandın mı?'

'Anne neden ağlıyorsun?'

Annem benim seviyemle eşitlenmek adına yere çöktü ve derin bir nefes aldı.

'Daisy babanla bir yere gitmemiz gerekiyor,benim için uslu bir çocuk olup gerekli eşyalarını toplar mısın?'

'Ben sizinle gelmeyecek miyim?'

'Hayır tatlım.Penny seni bekliyor,onlarda kalacaksın.'

Annem ısrarla nedenini söylemiyor beni daha çok endişelendiriyordu.Onu yormak istemediğimden daha fazla sorgulamadım ve hızlı adımlarla odama çıkıp ihtiyacım olan eşyaları toparladım.Annem gelip çantamı kontrol etti ve bir kaç eşya daha ekleyerek sırtına aldı.

Aşağı indiğimizde babam da arabayı garajdan çıkarıyordu.Panjurları indirip kapıyı kilitledik. Arabaya bindiğimde annem de eşyalarımı yanıma koymuştu.

Yol boyunca annem her ne kadar belli etmemeye çalışsa da sürekli burun çekme sesini duymuştum.Açıkçası annemi ağlarken görmek küçük kalbimi paramparça ediyordu. Babam Alex'lerin evinin önünde durdu ve eşyalarımı alıp kapıya ilerledi.Annem de elimden tutarak göz yaşları arasında bana küçük bir gülümseme verdi.

'Penny,çok özür dilerim rahatsız etmek istemezdim.' Annem mahçup olmuş şekilde Penny'e döndü.Penny anneme ihtiyacı olan büyük bir sarılma verdi.

'Mutlu haberlerle gelin güzel arkadaşım.' dedi.

Sonunda onlarla vedalaşıp içeri geçebilmiştim.Büyüklerin kendi arasında konuşması gerekenlerin olduğunu biliyordum. İçeri geçtiğimde Alex beni bekliyordu. Uykusundan yeni uyandığını belli eden boğuk sesiyle bana hoşgeldin dedi. Ona gülümseyerek karşılık verdim. Yolu göstererek merdivenlerden çıkmaya başladı.Odasına yeni geliyor değildim ama ne yapacağımı şaşmış bir haldeydim.

Odasına geldiğimizde arkamdan kapıyı kapatıp yatağının içine girdi.Yanına da benim için yer açmıştı.

'Uyuyabileceğimi sanmıyorum Al.'

Yatakta yan yana oturmuş öylece karşımızdaki duvarı izliyorduk.

'Penny sana bir şey anlattı mı?'

'Hayır dayanamayıp sana anlatacağımı biliyor olmalılar.'

Onu onaylayıp geri duvarı izlemeye başladım. Aslında yaptığım duvarı izlemek değildi düşüncelerim arasında kaybolmaktı.Acaba Alex ne düşünüyordu?..

'Daisy.'
'Efendim.'

'Madem uyuyamayacağız,çatıya çıkıp güneşin doğuşunu izlemek ister misin?'

Bu güzel teklifini kabul etmekten başka çarem yoktu.Battaniye ve iki yastığı alıp kimseyi uyandırmamaya çalışarak çatıya çıktık.Yastıklarımızı yerleştirip battaniyeyi üstümüze örttüğümüzde hava hâlâ serinliğini hissettiriyordu.

'Uhm sarılsak sanırım daha az üşürüz.Değil mi?'

Alex yüzünde beni ikna etmek istediğinde yaptığı sırtmasıyla ve yana açılmış koluyla bekliyordu.Ona kıkırdayıp yanına ilerledim.Kolunu attığında gerçekten de daha az üşüyordum.

'Annem çok ağlıyordu Alex.'

Annemi ilk defa ağlıyorken görmek benim için oldukça kalp kırıcıydı.Zor bir gece geçimiş,en yakın arkadaşımla çatıda güneşin doğmasını bekliyordum. Sanırım kendimi rahatlatmak için güzel bir yerdi. Boğazımda düğümlenmiş tüm düşüncelerimi göz yaşı olarak serbest bırakmaya başladım. Yanaklarımla beraber Alex'in üstünü de ıslatmış olmalıyım ki aniden kafasını kaldırdı. Ağlıyor olduğumu fark ettiğinde ağzını bir şeyler söylemek için açtı ve geri kapattı. Onun bu şaşkın hali gülmeme sebep olmuştu.

'Bir şey söylemene gerek yok,sadece onu öyle görmek beni-'
'Paramparça etti.'

Cümlemi tamamlayamadığımda Alex tam da istediğim şekilde tamamlamıştı.Onu kafamla onaylayıp geri gökyüzünü izlemeye başladım.

'Seni ağlarken görmek de beni paramparça ediyor Daisy.'

Söyledikleriyle kafamı geri ona çevirdim.Gözleri doluydu ama sırıtıyordu.

'Hey,neden ağ-'

Cümlemi tamamlamama izin vermeden beni yeniden kollarının arasına aldı.Ona direnmeyip kendimi sıcaklığın içine bıraktım.

'Alex ağlamıyorsun değil mi?'

'Hayır.'

Sesi boğuktu ve beni ikna etmeye yetmemişti ama kıkırdamasıyla rahatlamıştım.

'Söz veriyorum annenler döndüğünde haberler kötü olsa bile seni gülümseteceğim Daisy.'

—————-

Seninleyken hayatımda ilk kez güneşin doğuşunu izlemeye üşenmemiştim Alex.

O gün kollarının arasındayken,bugün sadece ben ve battaniyem çatıdaydık.Her şey o kadar değişmişti ki... Tek aynı kalan ise baktığımız güneşti.

Selamlar hepinize bebeklerim.
Diğer bölüm bu bölümün devamı şeklinde olacak şimdiden söyleyeyim dedim.  Sonda da birazcık ilerideki zamanlarından bir kesite yer vermek istedim ama sövmeyin bana lütfen thnx.

Bölüm biraz geç geldi ve kısa biliyorum ama içime sinen ve sizlerin de beğeneceği şeyler yazmak için çabalıyorum. Kusurum varsa da affola her zamanki gibi.

Görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın.

Her birinizi çok çok seviyor ve öpüyorum xx

Mardy Bum/Alex TurnerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin