Kadın artık yorulmuştu anlamıştı Güneş'i batıcaktı , çaresizdi , ağladı kadın , yoruldu , üzüldü , gitmek istedi , kadın artık gitmeliydi , düşündü ve artık kabullendi . Yenik düştü kaderin tekmesi fenaydı , en kötüsü kalkamadı yerden düşmanı kazandı , nakavt olmuştu evet evet artık gitmeliydi . Tek bir hamleyle kalktı büzüştüğü yatağından , topladı bavulunu , özel eşyalarını aldı , çantasını kaptığı gibi çıktı evden , koştu kadın bırakmak istercesine arkada kalanları , ağırdı Güneş taşıyamadı işte , batıcaktı ve battı ..
Ne mi oldu kadına ? :
Bir pazar sabahı gayet mayhoş , tatlı bir uykudan uyanıp her zaman yaptığı gibi kahvaltısını yapıcaktı , telefonu çaldı kalktı gitti kadın belli ki önemliydi . En yakın arkadaşı Nehirdi arayan gece içmiş kafa davul anlaşılan fazla kaçırmış hasta olmuş . Kadın gidip iyi etmek istedi Nehir'i ettide . Nehir'le samimilikleri ilkokula dayalıydı . Nehir sarışın ,orta boylu , güzel bi kızdı . Birlikte aynı üniversiteyi kazanmışlardı . 3 senelik lise maceralarının ardından tekrar bir aradalardı . Eve gitti kadın küçük kardeşi Emre uyanmıştı bile , başka başka kimse yok muydu bu evde ? Vardı elbette rakıyı eş bilen sarhoş babası , babasından farkı olmayan ayyaş abisi . Peki ama annesi ? Annesi hamileydi Emre'ye , babası bir gece çok sarhoş geldi eve , hamile annesini dövdü dövdü çok dövdü , öldüresiye ki öylede oldu Emre doğdu ama annesi onun kadar şanslı değildi . Canını feda etti bir can daha verdi. Kadın şimdi hem anneydi hem abla . Başka bir kadını sevdiği ama töre yüzünden annesiyle evlendiği bu yüzdende kendini rakıya veren sarhoş babası ve bi türlü yola gelmeyen babasının şımarttığı ayyaş abisi ile başa çıkamazken , şimdi hem annesiz hemde anneydi .