154 19 74
                                    

[20180510]

Mark sonunda Kanada'dan dönmüştü. artık 21 yaşındaydı ve ailesi artık ona bir şey söyleyemezdi, bir işi vardı ve onlara ihtiyacı yoktu. o yüzden 4 yıl sonra tekrar Kore'ye gelmişti, Güneşini görmeye.

iki gün önce Kore'ye geldiğinde Jaemin'i aramış ve Haechan'ın iş yeri, ev adresi gibi bilgilerini sormuştu. Haechan'ının bir kafesi olduğunu ve Mark'tan sonra kimse ile sevgili olmadığını öğrenmişti. duygulanmıştı çünkü onlar lisedeyken kurmuşlardı bu hayali, bir kafe açmak ve kendi evlerine taşınıp sonsuza kadar mutlu yaşamak ama yapamamışlardı. çünkü Mark'ın ailesi her şeyi öğrenmişti...

[4 yıl önce]

'ANNE, BABA LÜTFEN DİNLEYİN!' sus diye bağırdı Mark'ın babası. Haechan evin kapısının önünde kapıyı açması için bay ve bayan Lee'ye sağanak yağmur yağarken ağlayarak yalvarıyordu. evin içindeyse daha büyük bir fırtına vardı. Mark'ın annesi ve babası Mark'ın gay olduğunu hatta bir sevgilisi olduğunu öğrenmişti ancak bir sorun vardı Mark'ın annesi ve babası çok katı homofobiklerdi ve oğullarının böyle hastalıklı olmasından dolayı ondan iğreniyorlardı.

'ANNE LÜTFEN DİNL-' diye tekrar yalvardı Mark ama sözü babasının sert tokadı ile kesilmişti. 'NASIL BÖYLE İĞRENÇ BİR YARATIK OLABİLİRSİN!! SEN NASIL BİZİM ÇOCUĞUMUZ OLABİLİRSİN!' Mark şu an kendine üzülmüyordu. kapıda o yağmurda ağlayan Haechan'ına üzülüyordu. çünkü ailesinin ne yapacağını tahmin edebiliyordu. onu ya eve kapatacaklardı yada Kanada'ya yollayacaklardı. ve annesi ile babası ikinci şıkkı seçmişlerdi. 'ÇABUK ODANA ÇIK VE BAVULUNU HAZIRLA KANADA' YA GİDİYORSUN SENİ HASTALIKLI YARATIK'

Mark odasına çıktı ve ağlamaya başladı. aslında Mark'ın ağladığını kolay kolay göremezdiniz ama aşağıda kendini o kadar tutmuştu ki dayanamamıştı. bavulu dolabından çıkarttı ve ihtiyacı olacak birkaç şey aldı. Hachan'ın ona yaptığı bileklik, birlikte çekildikleri fotoğraflar ve birkaç kıyafet. tam bavulunu kapatacakken aşağıdan Haechan'ın bağırmasını duydu. koşarak aşağı indiğinde gördüğü şey ile kan beynine fırlamıştı. babası Haechan'ı yere yatırmış tekmeliyordu. koşarak Haechan'ın yanına gitti ve babasına durması için yalvarmaya başladı. ancak Mark'ın babasının durmak gibi bir niyeti yoktu aksine Haechan'ı ölene kadar dövebilirdi. Mark'ın annesi ne kadar oğlu ve sevgilisinden nefret etsede bu görüntüye daha fazla dayanamadı. kocasına durmasını ve içeri geçmesini söyledi. kapıyı hafifçe çekti ve Mark'ın kulağına eğildi 'son kez ne halt yiyorsanız yeyin' dedi ve içeri girdi.

Mark korkarak Haechan'ının yüzüne baktı. kaşı ve dudağı patlamıştı, yüzü kan içerisindeydi. ikiside ağlıyordu. 'özür dilerim, özür dilerim. hepsi benim suçum, özür dilerim' Mark kendisini kaybetmiş bir şekilde ağlayıp Haechan'a sarılıp özür dilemeye başlamıştı. Haechan'ın da bir farkı yoktu. Mark'a sarılmış o da deli gibi ağlıyordu. bir süre sonra Haechan hafifçe diklendi, Mark'ın yüzünü kendine çevirdi ve konuşmaya başladı '4 yıl Mark. 4 yıl sonra ikimizde reşit olacağız ve ben seni 4 yıl boyunca bekleyeceğim. seni asla unutmayacağım. hep seveceğim ve hep burada olacaksın' deyip Mark'ın elini kalbine koydu. sonrasında Mark'ı öpüp ayağa kalktı ve ne kadar canını yaksada, ne kadar istemesede gitti. çünkü buna mecburdu. peki Mark ne mi yaptı? o kapının önünde saatlerce ağladı.

[günümüz]

Mark cebindeki küçük siyah kadife kutuyu kontrol edip kafeye doğru yola çıktı. kafeye geldiğinde ağlamak üzereydi. kim bilir Haechan'ı ne kadar çok şey çekmişti o 4 yıl boyunca.

Mark kendini toparlayıp kafeye girdi bir masaya oturdu ve etrafa göz gezdirmeye başladı. kafe adeta sonbahar diye bağırıyordu. duvarlar tarçın rengiydi, etraf çok güzel tarçın kokuyordu. sonra Mark'ın gözüne karşı duvardaki ploraid fotoğraflar takıldı. kalkıp fotoğrafların olduğu tarafa gitti. fotoğrafların hepsinde Mark ve Haechan vardı. eskiden çektikleri, birlikte ve mutlu oldukları zamanlardan fotoğraflar. en sondaki fotoğrafın altında ise _for my Sunflower_ yazıyordu.

Mark garsonu çağırıp Haecha'ı çağırmasını rica etti. garson içeri arka tarafa girdi ve yaklaşık beş dakika sonra Haechan ile birlikte çıktı. Mark 4 yıl sonra ilk defa Güneşini görmenin verdiği mutlulukla hemen ayağa kalktı ve onu süzmeye başladı. gözleri dolmuştu Mark'ın, Haechan dahada güzel olmuştu. dört yıl önce kırmızı saçlarını karamel rengi saçlar almıştı, eskiden okuldakiler onunla dalga geçtiği için ten rengini beyazlatırdı ama şu an kendi ten rengi vardı. Mark'ın hep çok sevdiği çikolatalı süt gibi olan ten rengi.

Haechan 'buyrun efendim bir sıkıntı mı vardı?' diye sordu. Mark sadece yüzüne baktı ve maskesi ile şapkasını çıkarttı. Haechan Mark maskesini çıkarttığı an gözleri dolmuştu. Mark diz çöktü, kafedeki herkes onlara bakıyordu. elini cebine attı ve siyah kadife kutuyu çıkarttı. kutuda iki tane yüzük vardı. birinin üstünde güneş birinin üstündeyse beyaz bir çiçek. Mark konuşmaya başladı 'dört yıl beni bekledin. bende sana gelebilmeyi Güneşim. şimdi burada yanındayım ve sonsuza kadar burada olacağım. benimle evlenir misin?'

Haechan ağlamaya başlamıştı. kafanı hızlıca evet anlamında sallayıp Mark'ın boynuna atladı. kafedekiler ikisini alkışlarken Mark, Haechan'ı öptü. 4 yılın acısını çıkartırcasına öptü Mark Güneşini, 4 yıldır Güneşsiz karanlıkta kalmanın acısını çıkartırcasına öptü Haechan'ı.

sonra ne mi oldu? aynı masallardaki gibi sonsuza kadar mutlu yaşadılar...

....

hayatımda ilk defa kitap yazdım. o yüzden kötü olduysa lütfen affedin

4 years +markhyuck+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin