BU ZAMANA KADAR Kİ EN GÜZEL BÖLÜMDÜ AĞĞ ÖLÜYORUM VE UZUN ÇOK GÜZEL OF AĞLİYCAM
Yazım hatalarım olursa affedin ve yazın, kontrol etmiyorum çünkü çok yorgunum :(
Yorum atarsanız çok seviniriiim ^^ (oy da olabilir)
İyi okumalar!
George'un uçağı Orlando'ya nihayet yaklaşırken, Dream bir kez daha duygularıyla yüzleşmek zorunda kalır.
Bölüm 2: Burada
Dream'in parmaklarının etrafına dolanan yeşil anahtarlık, avucunu döndürürken hızla çözülüyordu. Metalin metale çarpma sesi duyuluyor, anahtarlar havayı kesen geniş bir hareketle dönüyordu. Aylar önce gönderilen yüzükler ve sarkan damla heykelciği parmak eklemlerinin arkasında sekiyordu.
"Geç kalacağız," diye tekrarladı. Telefonundaki saate baktı, yeniden.
"O her şeye geç kalıyor, bu yüzden sorun değil," Sapnap'in sesi boğu duvardan sekerek kulaklarına ulaştı.
Dream anahtarları elinde sallayıp tekrar düşürmelerine izin verdi. "Bilerek mi yavaş hareket ediyorsun?"
"Evet," dedi Sapnap köşeyi dönerken.
Şehirdeki üçüncü gününde zamanlarının çoğunu yiyen alışveriş merkezinden -'erkeklerin gezisinden' beri satın aldıkları- güzel düğmeli tişörtlerden birini giyiyordu. Bordo renk ve dağınık yaka, sörf şortuyla örtüşüyordu.
Dream dudaklarından bir nefes kaçmasına izin verdi. Evet, tabii ki Sapnap'in kıyafet seçme süresinden daha uzun bir sürede kendisine kıyafet seçmiş, enerjisini harcamıştı. Beş dakika boyunca saçlarını aynada karıştırdı, Sapnap muhtemelen ikinci kez bile düşünmeden kıyafetlerini giyinmişti.
Dream kaygıyla kendi üzerindeki yumuşak mavi tişörte ve yumuşak dokulu kot pantolonuna baktı.
"Bu smoothie'n bu arada," Sapnap düşüncelerini yarıda keserek elindeki karanlık termosu uzattı, "Rica ederim."
Dream hafifçe kaşlarını çattı. "Oh." Çıkmak için acele ederken dalgın bir şekilde mutfak tezgahında bırakmış olmalıydı. "Teşekkür ederim."
Sapnap açık girişten yanından geçti, ışığın ilk çarpışında saçına gömülü bir çift güneş gözlüğünü indirdi. Ön kapıyı arkalarından kilitlerken Dream parlaklık karşısında gözlerini kıstı.
Duraksadı. "Onlar benim mi?"
Sapnap, kahverengi çerçeveleri burnunun köprüsünden hafifçe aşağı itti ve camların üzerinden Dream'e baktı. "Bende daha iyi görünüyorlar."
Dream aniden uzanıp güneş gözlüklerini yüzüne bastırdı, plastiği Sapnap'in kaşları arasındaki boşluğa itti. Sapnap öfkeyle elini uzattığında, dişlerinin arasındaki pipetin etrafından sırıttı.
Garaj yolundan arabasına doğru ilerlerken smoothie'den bir yudum aldı. "Çok fazla fıstık ezmesi koydum," diye mırıldandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/258634316-288-k269600.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
helium ▲ bxb
Fanfictionheat waves'in ikinci kitabıdır! "Yağmur yağdı mı?" diye aniden sordu George. Dream'in düşünceleri, sürüklenen mavi ve bulutsuz gökyüzünden uzaklaşarak bir kez daha dünyaya geri döndü. Sessizlik içinde dudakları ikiye ayrıldı. Sözleri söylerken Geo...