Bölüm 5: Ateş Böceği

1.5K 105 615
                                    

Selam. Parmaklarıma ve bileğime kramp girdi, bölüm aşşırı uzun sabahtan beri bunu yazıyorum. Ve bir şey demeliyim...

BÖLÜM MÜKEMMEL AĞĞĞ O KADAR HARŞKA Kİ EN İYİ BÖLÜM AĞĞĞĞH 

Bölüp okuyabilirsiniz bence. Baya uzun çünkü, 7200 küsür kelime falan. Oy atıp yorum yaparsanız da çok sevinirim, parmaklarım koptu yahu.

Bir de bu bölümde bazı uyarılar yapmam gerek. İntihar konuşması içeren yerler var, eğer şu anda kendini böyle bir durumda hisseden biri varsa okumasını tavsiye etmem. Başlama yerine uyarıyı koyacağım.

İyi okumalar :)

Dream gün içindeki olaylarla ilgilenir. Gece ona, bazı şeyleri düzeltme imkanı sunar.

Bölüm 5: Ateş Böceği

"Evet. Bana o mesajları gönderirken bunu kendi sorumluluğun haline sen getirdin."

Dream'in bedeni, hareketinin farkına varamadan George'dan uzaklaştı; nefesi göğsüne hapsolmuştu, ayakkabısının tabanı zemin üzerinde geriye doğru sürükleniyordu, dudakları bir şey diyememenin etkisiyle birbirinden ayrıldı. Yüzü utanç ile dolup yanmaya başladı.

Mesaj.

George bunu sanki hiç hatırlamıyormuş gibi, sanki telefondan parça parça ayrılmamışlar gibi veya Dream yeterince özür dilememiş ya da bunu telafi etmek için haftalar harcamamış gibi söylemişti.

Şimdi bunu gündeme getirmek zordu. George'un bildiğini biliyordu; soğuk ifadesi kendi sözlerinden dolayı taze bir pişmanlık ile dolmuştu. George'un dudakları aralandı, kelimeler sıkışmış gibiydi. Dream onu ​​tekrar görüyordu; yüzünde, kendini belli eden bir özrün tuhaf, yumuşatılmış bakışını. Ancak havada kalan suçlamayı ona birazcık da olsa unutturacak kadar bile yeterli değildi.

İkisi de onu geri almak için uzanmadı ve sözler yarı iyileşmiş bir yarasını kanatarak tekrar Dream'i vurdu.

Yazdığını geri alamazsın Clay. Göğsü anımsarken ağrıdı. Geçmişte sıkışıp kalmak mı yoksa ilerlemek mi istiyorsun?

"Bu-" George'un sesi titriyordu. "Yanlış oldu."

Deam ona baktı ve mırıldandı, "Öyle oldu."

"Hey Dream," Sapnap'in yüksek sesle selamlama sesi ortama aniden akan bir gözyaşı gibi girdi, "Biz bunları denedik mi-"

Dikkatleri, birkaç adım ötede, elinde bir karton meyve suyu ile bekleyen ve gözleri kocaman açılmış Sapnap'i fark etmelerini sağladı. Dream, aşırı dikkatli bir adam en iyi arkadaş olduğuna emindi, çünkü Sapnap havadaki gergin rahatsızlığı hemen anlamıştı.

"Oh." Boğazını temizledi.  "Afedersiniz. Ben sadece - Özür dilerim."

Kartonu elinde beceriksizce salladı, gözleri Dream ile George'un arasında dolanıyordu. Meyve suyunun sallanma sesi duyuluyordu.

Bir an için kimse konuşmadı. Dream'in kendine burada, markette olduklarını, tepkilerinin ve istemsiz hareketlerinin olmaması gerektiğini hatırlatması gerekti. 

"Yine portakal suyu," diye sertçe konuştu,  "İçmiyorsan neden sürekli onu alıyorsun?"

Sapnap kaşlarını çattı. "İçiyorum."

helium ▲ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin