Elimde olan bölümlerden favorim bu bölüm kskflskdlslf
Keyifli okumalar dilerim...
....
"Sen haşin çıktın ya, hiç arkandaki güzellik gibi değilsin." Diyip beni işaret eden çocuğa kocaman gözlerimle baktım. "Baksana nasıl da masum gözüküyor."
Yandan Jeongguk'a bakmaya çalıştığımda çenesinin kitlendiğini gördüm. Bu işin sonu hiç iyi bitmeyecekti. Çünkü bu çocuk, git gide daha da sinirlendiriyordu kardeşimi.
"Ne kadar da güzel gözüküyor. Onun gibi biri yanıma çok yakışırdı doğrusu." Son söylediğinden sonra alt dudağını ısırıp bana baktı. Bununla birlikte Jeongguk'un kasılan bedenini gördüm.
Bu işin sonu hiç iyi değil..
Gguk yumruklarını sıkmaya başladığında elimi sinirden kaskatı kesilen elinin üzerine koyup sakinleşmesi için okşadım. Boynundaki damarlar belirginleşmişti. "Kapa çeneni." Dişlerinin arasından uyarırcasına konuştu karşısındaki çocuğa.
Ama karşımızdaki çocuk bunun bir uyarı değil de fırsat olduğunu anlamamıştı. Gguk'un ona susması için tanıdığı bir fırsat. Çünkü hala benim hakkımda konuşmaya devam ediyordu. "Neden susayım? Susup da bu güzelliği kaçırmak istemem açıkçası. İkimizi birlikte düşününce bile ağzım sulanı-." Başladığı edepsiz cümlesini bitirememişti. Çünkü Jeongguk daha fazla dayanamamış ve sıktığı yumruğunu çocuğun suratına geçirmişti. "Kapa çeneni dedim sana yavşak!"
Ani gerçekleşen olayla birlikte korkuyla kısa bir çığlık attım. Yumruğun ardından yakalarını tutup kafa atmıştı çocuğa. Endişem daha da fazla artarken çocuğun üzerine çıkıp yumruklamaya hazırlanan Gguk'u kolundan tutup geriye çekmeye çalıştım. Ama sadece çalıştım işte. Yerinden milim kıpırdamadı.
Daha fazla kardeşimin gözümün önünde birini dövmesine dayanamazdım. Bu yüzden koluna daha sıkı sarılıp tüm gücümle çekmeye çalıştım. "Jeongguk! Bırak çocuğu kalk gidelim!"
En sonunda çocuğun üzerinden çekebildiğim kardeşimin yanaklarına ellerimi sardım ve iyi olup olmadığını kontrol ettim kendimce. Zarar görmediğine emin olduğumda derin bir nefes verip çatık kaşlarımla ona bakmaya başladım.
Tanrım, biri bana en ufak bir laf etse deliriyordu!
"Gguk sana kaç kere kavg-." Cümlemi bitirememiştim, çünkü üç tane adam tahminen yerdeki çocuğun ismini bağırmış ve hemen bize bakmıştı. Yerde yatan çocuk eliyle bizi işaret ettiğinde Gguk ağzında bir küfür gevelemiş ve ben daha ne olduğunu anlamadan elimden tutup koşmaya başlamıştı. Ani gelişen olayla birlikte ağzımdan tekrar bir çığlık kaçmasını engelleyememiştim.
Şu an olduğumuz duruma inanamıyorum!
Jeongguk elimi sıkı sıkı tutup koşmaya devam ederken ben omzumun üzerinden arkama bakıp adamları kontrol ettiğimde peşimizden geldiklerini gördüm ve önüme dönüp tekrar bir çığlık attım. "Geliyorlar!"
Gguk'un ettiği küfrü duymuştum ama tepki verebilecek bir durumda değildik maalesef. Sokakta peşimizden tabiri caizse üç tane yarma gelirken depar atarak koşuyorduk neredeyse. Ayak tabanlarım yanıyordu ve Gguk'un elimi tutan eline binlerce kez şükrediyordum.
Sokağın köşesinden döndüğümüzde Jeongguk daha da hızlandı ve dolayısıyla ben de. Arkamızdan adamların sesleri gelirken çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.
Çıkabileceğimiz maksimum hıza çıkarken bir sonraki köşeden dönmüş ve büyük bir evin bahçesine girmiştik. Jeongguk kapıyı arkamızdan hızla kapatırken ben sırtımı bahçe duvarına yaslamış soluklanmaya çalışıyordum. Çok geçmeden Jeongguk da yanımdaki yerini almışken sokaktan geçen adım seslerini duyup nefesimizi tuttuk. Adım sesleri gitgide uzaklaştığında ikimizde derin bir nefes vermiştik.