Boy With Pink Heart // Namsoo

9

ugly_boy: Merhaba Jisoo.

ugly_boy: Bu mesajlarım sana hiçbir zaman ulaşmayacak çünkü internetimi kapattım.

ugly_boy: Yazacağım şeyleri yazdığımda bu telefonuda kimse bulamayacak.

ugly_boy: Nasıl başlamalıyım bilmiyorum.

ugly_boy: Abim son konuştuğumuz günün akşamı geldi.

ugly_boy: Söylediğine göre erken geldi ve bize süpriz yaptı.

ugly_boy: Ailecek yemek yedik. Kendi açımdan sahtede olsa iyi vakit geçirdim çünkü abimi özlemiştim.

ugly_boy: Babam abimin gözü önünde bana harçlık verdi fakat...

ugly_boy: Fakat gözleri bitirirsen seni mahvederim der gibiydi. Tabi bunu sadece ben anladım.

ugly_boy: Annemde bana her zamankinden daha yakındı.

ugly_boy: Günlerimiz güzel geçiyordu. Her ne olduysa bu sabah oldu.

ugly_boy: Abim kahvaltıyı arkadaşlarıyla dışarıda yapacaktı.

ugly_boy: O evden çıkınca sofraya oturduk ve babam abimin yanında bana verdiği parayı istedi.

ugly_boy: Normalde verdiği paranın dört katını falan vermişti.

ugly_boy: O kadar ağrıma gitti ki

ugly_boy : Babamın durumu sınıfındaki neredeyse herkesin ailesine göre daha iyi.

ugly_boy: Aşırı zengin olmasada bana o parayı rahatlıkla verebilecekken sadece abimin gözü önünde göstermelik vermeyi tercih etti.

ugly_boy: Bunu düşünmek bile çıldırmama yetti.

ugly_boy: Tıpkı dediğin gibi ayağa kalktım babamın karşısına geçtim ve benden beklenmeyecek kadar sesimi yükselterek ona nasıl hissettiğimi bana olan tavrını, onun oğlu olduğumu ve şuan aklımda olmayan pek çok şey söyledim.

ugly_boy: Bir konuda halkıymışsın bu gerçekten rahatlatıyor.

ugly_boy: Konuşmam bittiğinde yıllardır taşıdığım yüklerden kurtulduğumu hissettim.

ugly_boy: Ama tabi her şeyin bir aması vardır...

ugly_boy: Konuşmam boyunca beni çıtını çıkarmadan dinleyen babam konuşmam bittikten saniyeler sonra tüm benliğimi altüst edecek bir şey yaptı.

ugly_boy: Bana öyle bir tokat attı ki kendimi dizginleyemeden yeri boyladım.

ugly_boy: Zaten benim gibilerin bu dünyadaki rolü yerlerde sürünmek değil miydi?