Yeni bir gün

78 7 9
                                    

Lux, uyanabilmek için sesini özellikle sinir bozucu yaptığı alarm ile uynadı, gerçekten sinir bozucuydu. Hızlıca ellerini ve yüzünü yıkadı. Bugün lisenin ilk günüydü ve Ezreal ile birlikte gideceklerdi.

Ezreal; Lux'un kreşten beri en yakın arkadaşıydı, ilk kez halasına geldiklerinden beri tanışıyorlardı. Birlikte, okumuş, yazmış eğlenmiş ve birlikte büyümüşlerdi. Mesela Ezreal ilk kez dişini düşürdüğünde Lux yapıştırıcı ile onu geri takmıştı. Uzun süreli bir çözüm değildi ama Ezreal'ın endişesini azaltmıştı.

Lux, banyoda işini bitirip giyinmeye başladı. Abisi Garen sabah erkenden koşu yapmak ve antrenmanlara katılmak için çoktan çıkmıştı. Lux giyinip binanın önüne geldi ve merdivenlerin kenarına oturdu. Birkaç dakika sonra Ezreal telaşlı bir şekilde koşarak geldi. Göz altları mor, saçı dağınık ve kravatı yamuktu. Lux ''Günaydın!'' diyerek Ezreal'ı selamladı. Ezreal kekeleyerek '' G-günaydın.'' Lux ona doğru eğilerek kravatını düzeltmeye başladı. Ezreal'ın nefesleri hızlandı, kalbi güm güm atmaya başladı. Ortaokuldan beri Lux'tan hoşlanıyordu. Lux; sevecen, tatlı, neşeli, zeki ve nazik bir kızdı. Ezreal ondan hoşlandığı kadar utangaçtı ve aralarını böyle bir şeyden dolayı bozmak istemiyordu. Lux kravatını düzeltikten sonra ellerini onun saçlarına uzattı, önce kafasını bir köpek sever gibi sevdi ondan sonra saçlarını düzeltti. Saçlarından sonra Ezreal'ın elinden tuttu ve okuldan bir cadde ötedeki kafeye gittiler. Ezreal heyecandan patlayacak gibiydi Lux resmen elini tutmuş ve onu sevmişti. Biraz köpek gibi olsa da olsundu, Ezreal'ın gözleri aşkından kör olalı çok uzun zaman olmuştu.

Kafeye girip kenarda bir yere oturdular. Ezreal sürekli ya evlenip çocuklarımızla da buraya gelirsek gibi hayaller kuruyordu. İkisi de yemeğini yerken Lux sürekli lisenin ne kadar heyecan verici ve eğlenceli bir yer olduğundan bahsediyordu. Ezreal onu dinlemek istiyordu ama yüzüne bakarken hayal kurmadan duramıyordu. Yemekleri bitince okulun yolunu tuttular.

Katarina ve Jinx bir köşede buluşmuş bağırarak gülüyorlardı. Lux ne olursa olsun Jinx'in kahkahasını tanırdı. Onları gördüğü gibi Ezreal'ı çekiştirerek koşmaya başladı. Yanlarına geldiklerinde Katarina nefes nefese az önce yanlarından geçen birinci sınıf kızları etkilemek için şekilden şekile giren üst sınıflarla dalga geçiyordu. Jinx büyük ihtimalle sadece birisi güldüğü için gülüyordu hiçbir şey olmasa bile bazen gülerdi. Yeni dönem ve yeni öğrencilerle ilgili uzun konuşmalar ardından öğrenciler içeriye alındılar. Lux, Ezreal ve Katarina'nın ikizi Cassiopeia ile aynı sınıftaydı. Jinx ve Katarina'yı özleyecek olsa da yeni arkadaş edinmek ve tenefüslerde birlikte olmak bile yeterdi ona. Jinx ve Katarina ise aynı sınıftaydı.

Her dönem olduğu gibi öğretmenler ve öğrenciler her ders yeniden ve yeniden birbirlerini tanıttılar. Lux, sınıfında Cassiopeia dışında iki kızı daha tanımak istemişti; Zoe ve Xayah. Zoe oldukça renkli ve markalı giyinmiş kısa bir kızdı. Xayah ise konuşmasından gözündeki ateşe kadar Katarina'ya çok benziyordu. Onların dışında sınıfında Sona, Seraphine, Jhin ve adını hatırlayamadığı birkaç kişi daha vardı. Sona ve Seraphine çok yakın görünüyorlardı. Jhin ise herkese çok uzak ve nefret dolu görünüyordu. Dersleri Ezreal ile yan yana geçiriyor, tenefüslerde ise Kata ve Jinx ile okulda geziyordu. Lise gerçekten güzel bir yere benziyordu.

Tenefüslerden birinde Lux abisine ''para çalma'' isimli bir suikast yapmak için onun sınıfını bastı. Şansına sınıfında yeller esiyordu. Lux iğrenç asker yeşili renginden tanıdığı eski çantaya yapışıp içini karıştırmaya başladı. İçindeki cüzdanı bulup açtı. Cüzdanı açtığı anda masmavi gözlerin olduğu bir kimlik gördü. O arada arkasında bir öksürük duydu, arkasını döndüğünde oldukça uzun, mavi gözlü siyah saçlı bir erkek ona bakıyordu, bu kimlikteki kişiydi. ''Yardımcı olabilir miyim?'' dedi çocuk. Lux ''Ben Lux, Lux Crownguard. Abim Garen'nin çantasında bir şey arıyorum.'' dedi. Mavi gözler '' O aslında benim çantam, ben Sylas sadece Sylas diyebilirsin. Yan sıradakini dene.'' dedi. Lux utançtan gözleri pörtleyerek kalktı, arkasını döndü ve diğer çantayı karıştırmaya başladı. Aradığını bulup yavaşça çocuğun yanından geçerek sınıftan çıkıyordu ki '' Özür dilerim bilmiyordum.'' dedi ve utanç içinde koşarak Kata ve Jinx'i aradı.

Bahçede bir bankta oturup konuşuyorlardı. Lux koşarak yanlarına gelip yaşanan olayı anlattı. Jinx ve o kadar çok güldü ki yanakları ağrımaya başlamıştı. Daha sonra Kata alaylı bir şekilde ''Ne kadar para aldın?'' diye sordu. Lux o anda kafasına vurmaya başladı. Sylas geldiği sırada cüzdan elindeydi ve utanmaktan bırakmayı unutmuştu, daha kötüsü garenden para alacağına çantasındaki ıslak mendil paketini almıştı. Kızlara bunu anlatırken yüzü kıpkırmızı olmuştu. Jinx ve Katarina o kadar çok güldüler ki bahçedeki bir öğretmen onlara bağırdı. Lux ''Bugünlük bu kadar drama bana yeterli yarın garen veririm o verir!'' dedi. Katarina bu sefer '' Ne kadar yakışıklıydı peki?'' diye sordu. Jinx ile birlikte tekrar gülmeye başladılar. Lux ders boyu utanmaya devam etti. Bu ders son dersti ve çok uzun geçmişti. Tamam belki dinlemedi ama kim o durumda dinleyebilirdi ki?

Okul bitince Ezreal tuvalete gitti, Lux ise onu bahçede bekliyordu. Lux çok dalgındı o kadar dalgındı ki arkasındaki mavi gözlü, 193 santim boyundaki. siyah saçlı ve kirli sakallı çocuğu fark etmedi. '' Sanırım bir şeyim sende kalmış.'' dedi Sylas. Lux yerinden sıçrayarak arkasını döndü ve Sylas'ın hafifçe gülen yüzüne baktı, mavi gözleri onu hiç bilmediği denizlere götürüyordu. ''K-k-kusura bakma g-gerçekten unutmuşum...'' diyerek hemen çantasından cüzdanı çıkartarak Sylas'a uzattı. Lux ''Say l-lütfen.'' dedi. Sylas '' Bir şey olmaz en kötü bir daha bir şeye ihtiyacım olunca ben de senin çantana dadanırım minik ışık.'' dedi ve yürüyerek oradan uzaklaştı.

Ezreal geldiğinde Lux onu fark etmedi bile. Hadi gidelim anlamında onu dürtünce ''İik!'' gibi bir ses çıkartıp sessizce evin yolunu tuttu.

Lady LightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin