♧3♧

177 22 1
                                    

1000 yıl sonra...

Günün ilk ışınları odayı aydınlatmaya başladığında genç oğlan yavaşça gözerini araladı.

Kenma gözlerini ilk açtığında başta her şey bulanıktı.

"Kuroo..?"

Görüşünü odaklamaya çalışınca yatağının karşısında duran çalışma masası ve bilgisayar daha da netleşti.

"Kozume! Kalkmadın mı hala! Bugün okullar açılıyor! Liseye başlıyorsun unuttun mu?! Daha ilk günden geç kalmamalısın!"

Annesinin sesi odasını doldururken yataktan doğrulmaya çalıştı. Başı çok kötü ağrıyordu. Bedeninin her santimi uyuşmuştu. Gerinerek kendini toparlamaya çalıştı. Kafası fena halde karışıktı.

Dün gece... Gözünün önünde hayal meyal beliren imgelere odaklanmaya çalıştı. Gördükleri her ne kadar derin sular altındaymış gibi boğuk ve bulanık olsa da bir şekilde onların rüya olmadığını biliyordu. Zihnini toparlamaya çalışırken kapı açıldı.

"Kozume?"

Kenma annesinin yüzüne uyku sersemi bir şekilde baktı.

"Ah, çok güzel... Uyanmışsın. Okul kıyafetlerini getirdim. Hadi hemen giyin de bir an önce kahvaltıya gel."

Annesi, kıyafetleri masanın önündeki sandalyenin üstüne bırakıp oğlu rahatça hazırlanabilsin diye odadan çıktı. Kenma yataktan kalkıp az önce annesinin bıraktığı okul üniformasına yaklaştı. Daha önce hiç giyilmemiş yeni gömleği, siyah süveteri ve lacivert ceketi giyilmek için kendisini bekliyordu.

Kenma pijamasının üstünü çıkartıp sırtına geçirdiği beyaz gömleğinin düğmelerini iliklemeye başladı.

All hail the prince ((kuroken))Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin