Karanlığın Huzurunda - Tanıtım -

33 1 0
                                    

Kolundaki saate bir kez daha baktı genç kız. Gergin olduğunda fazla kalın sayılmayan dudakları geriliyor, kaşlarının ortası belli belirsiz kırışıyordu. Neden orada olduğundan emin değildi, beklediği kişinin geleceğinden de.
Yine de bekleyecekti, onun için yapabileceği ne varsa yapacaktı.
Abisi için.

Genç adam anahtarlıktaki üç beş anahtardan doğru olanı bulmaya çalışıyordu. Titriyordu damarlı elleri. Peşinde bela vardı. Küçük kız ise bunların hiçbirini tahmin edemezdi. Anahtarı çevirerek motoru çalıştırırken, "Aptal!" dedi. Aptal,aptal,aptal.. Minicik elleriyle abisini mi kurtaracaktı sanki? Bu kadar mı çok seviyordu abisini? Peki ya genç adam? O neden buradaydı, neden tüm bunları yapıyordu. Şuan kız arkadaşlarından biriyle yemekte olması gerekmez miydi? Ama en yakın arkadaşını kurtaracaktı, en iyi dostunun küçük kız kardeşini de kurtaracaktı.

Karşılaştıklarında ikisinin de söyleyebileceği pek bir şey yoktu. Genç kızın elleri saatlerdir soğukta beklemekten uyumuştu, gözkapakları ise uykusuzluktan ağrıyordu. 18 yaşına bile gelmemiş olan bir kızın gecenin bu saatinde karanlık sokaklardan birinde ne işi vardı? diye düşündü genç kız. En azından o abisi için buradaydı. Peki ya karşısındaki genç adam? O gerçekten bu kadar yardımsever miydi, abisinin en yakın arkadaşlarından olabilirdi, fakat onun bu oyunda yeri neydi?

''Gitmelisin.'' diye fısıldadı genç adam. Kız ile arasındaki mesafeyi koruyordu. Aldığı emirler ne olursa olsun onu peşinden sürüklemeyecekti. Bunda kararlıydı. Bir aileden ikinci kişiyi daha kendi karanlığına sürükleyemezdi.

''Gitmeyeceğimi biliyorsun.'' Biliyordu.

''Abin için gitmek zorundasın.'' Genç kız paltosunun yakasını daha da kaldırdı ve içine gömülmeye çalıştı. Daha fazla burada kalmak istemiyordu. Karşısındaki adam onu vazgeçiremeyecekti. Ege'yi düşündü. O ne olursa olsun canı pahasına kardeşi için her şeyi yapardı. Yapmıştı da.

Sessizlik iki tarafında kararlılığının göstergesiydi. Pes eden genç adam oldu. Aslında pes etmemişti, kızın daha fazla dışarıda kalırsa hastalanacağını biliyordu. Peki ya ne zamandır bu kadar düşünceli olmuştu? Arabaya bindiklerinde aralıklarla yağan kar şiddetini daha da arttırmıştı. Genç adam fazla aydınlık olmayan yolda önünü görmekte zorlanıyordu.

''Nereye gidiyoruz?'' Uyumalıydı genç kız. Eğer yol uzunsa dinlenmeliydi, iki gündür sadece dört saat uyuyabilmişti. Bu onun için hiç iyi değildi. 

Genç adam durumun farkındaydı. ''Uyu daha yolumuz var.'' Kız da bunu istiyordu, sevinmeliydi değil mi? Peki ya karşısındaki? Ya uyuduğunda..-

''Uyu, ikimizinde amacı aynı sana neden zarar vereyim?''

''Çıkarın ne?'' Bunu söylememeliydi genç kız. Çıkarı yoktu genç adamın, hayatı boyunca hiç bir şeyden çıkarı olmamıştı. Hayatında adına dair hiç bir şey yoktu. Adı Devrim olan bu genç adamın yirmi iki yıllık yaşamı boyunca hiç bir çıkarı olmamıştı, hep birilerini korumak zorundaydı. Hep sevdiklerinin çıkarları için savaşmıştı. Direksiyona sert bir şekilde vurdu. Genç kızın aniden korktuğunu nefesinin hızlanmasından anlamıştı. Arabayı hızlı bir frenle tenha yolun ortasında durdurup kızın çenesini tuttu. Genç kızın gözleri korkuyla kısılırken, arabanın içerisinde ikisinin de daha önce hiç yaşamadığı bir duygu hakimdi. Fakat ikisi de bunun farkında değildi.

''Bana bak.'' dedi genç adam. Gözlerinin ne renk olduğunu tanımlayamazdı genç kız. Buz mavisi diyebilirdi, fakat kesinlikle mavi değildi. Grimsi gözlerinde sadece sinir yoktu genç adamın. Ardından kızın kulağına eğildi, ve fısıldadı.

''Çıkar nedir bile bilmeyen bir adam için, bu oyun fazla büyük olmaz mıydı?''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlığın HuzurundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin