── foreign whistles.

72 10 17
                                    

Etrafta kargaların seslerinden başka hiçbir ses yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Etrafta kargaların seslerinden başka hiçbir ses yoktu. Her yer sisli, göz gözü görmüyordu. Simsiyah kargalar çatısında inci gibi dizildiği evin içinde, yaşayan genç kadın yemek yapmakla meşguldü.

İçeriden, yere düşen tencere ve tava sesleri yükseliyordu. Arada genç kadın kendisinin çıkardığı bu seslerden ürküp küçük bir çığlık atıyordu. Havanın sisli oluşundan kaynaklı sürekli etrafını kolaçan ediyordu. Gözlerden ırak, ıssız bir yerde evi olduğu için burada yem olmak çok kolaydı. Televizyonun sesini sonuna kadar açmış hatta bazen kendi kendine konuşuyordu. Sessizlikten ölesiye korkuyordu. Normalde ev hep sessizdir fakat bugün kocası evde değildi bu yüzden kendini hiç güvende hissetmiyordu. Bir an önce yemeği yapmayı bitirip televizyonun karşısına geçmeyi ve oradan hiç kalkmamanın hayalini kuruyordu.

Sonunda yemeği yaptığındsa tadına bakmak istedi fakat tadı pek de güzel olmamıştı. Korkudan acele ettiği için yemeğin pişmesini bekleyememişti, ama artık yapacak bir şey yoktu, çok acıkmış ve bir kez daha yemek yapmak istemiyordu. Koşar adımlarla mutfaktan çıkıp salona geldiğinde rahatlamıştı. Elindeki tepsiyi kanepenin önündeki sehpaya yerleştirip televizyonun önündeki kumandayı alıp sesini kıstı.

Kanepeye oturduktan sonra televizyonun karşısında yemeğini yemeğe başladı. Birkaç dakika sonra televizyon çekmemeye başlayınca dayanamayıp televizyonu kapattı. Yemeği bittiğinde önündeki sehpaya bıraktı, mutfağa gidip onları yıkama niyetinde değildi çünkü, ardından önceden kanepenin üzerine koyduğu kitaplardan birini seçerek okumaya başladı.

Derin bir huzura kapılmışken bu huzurun hiç normal olmadığını fark etmişti. Dışarıdan gelen karga sesleri artık yoktu, hatta artık kendi nefes alış verişlerinden başka hiçbir ses yoktu. Kaşlarını çatıp elindeki kitabı bıraktığında dışarıdan gelen tanıdık bir melodiye sahip ıslık sesiyle buz kesmişti. Eşi genelde evin içinde bu melodiyle ıslık çalardı. Fakat onun gelmesine daha çok vardı, ayrıca eğer gelmiş olsaydı fark ederdi fakat arabanın sesini işitmemişti?

Genç kadın merakına yenik düşerek arka bahçenin penceresine doğru yaklaştı. Hava hâlâ sisliydi. Sisli havanın içindeyse siyahlar içinde bir yabancı vardı. Kafasında siyah bir şapkası olduğu için kim olduğu anlaşılmıyordu. Yabancı durduğu yerde toprağı ayağıyla eşelemeye başladığında genç kadın kendini cama daha çok yaklaştırdı. Yabancı birden yüzünü kadına doğru çevirdiğinde göz göze gelmişlerdi. Genç kadın gördüğü gözlerin sahibini tuhaf bir şekilde tanıyordu sanki ama çıkaramıyordu.

Adam dudaklarından çıkan ıslık sesiyle genç kadına bakmaya devam ederken birden gülümsedi ve cama yaklaşmaya başladı. Kadın ani bir hareketle perdeyi kapatıp geri geri gitmeye başladığında korkudan tir tir titriyordu. Yerinden hiç kalkmaması gerekiyordu, merak etmemesi gerekiyor ve oturduğu kanepede kocası gelene kadar uyuması gerekiyordu.

Karşısındaki pencerede gölgesi oluşan adam parmaklarıyla cama dokunurken ıslık çalmaya devam ediyordu. Genç kadın olduğu yerden kalkıp odasına gitmek için merdivenlere yöneldiği sırada yerde kan olduğunu çok belli olan lekeleri görünce dudaklarından küçük bir çığlık firar etti.

whistle ↮ jungkook + iu ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin