İyi Okumalar🐰🐯Aradan yaklaşık bir hafta kadar geçtikten sonra nihayet rüyam gerçek oldu, sana rastladım, hem de hiç beklemediğim bir anda; ben yine gözlerimi yukarıya dikmiş senin pencerelerini gözetlerken,sen caddeyi karşıdan geldin.
Ve o an tekrar on sekiz yaşında oluverdim ,yanaklarımın kızardığını hissettiğim, istemsizce, senin gözlerini hissetmenin özlemi içinde yanan tutuşan içten arzuya direnerek başımı eğidim ve şimşek hızıyla sanki arkamdan biri kovalıyormuşcasına yanından koşup gittim.
Artık ne istediğimden emindim: öyle veya böyle seninle karşılaşmak istiyordum, seni arıyordum, senin tarafından tanınmak istiyordum, özlem içinde heba edilmiş o kadar yılın ardından nihayet beni dikkate almanı, beni sevmeni istiyordum...
Ama sen, her akşam sokağında beklrmeme rağmen, uzun zaman benim orda olduğumun farkına varamadın, ne tipi halinde yağan karın altında, ne de o bıçak gibi keskin sert eden rüzgarlarda.
Ah,saatler boyu nasıl da öylece bekleyip durdum, sonunda tanıdıklarının eşliğinde evinden çıkıp giderdin, hatta iki defa seni kadınlarla birlikte de gördüm. Benim de artık yetişkin olduğumu, sana yönelik duygularımın asıl anlamını kendinden emin bir biçimde koluna girmiş yabancı bir kadınla yürüdüğünü gördüğümde, aniden bastıran kalbimi ve ruhumu parçalayan çarpıntılardan hissediyordum.
Şaşırmıyordum, çünkü ardı arkası kesilmeyen kadın,erkek ziyaretçilerini gençlik günlerimden biliyordum, ama nedense bu olanlardan artık bedensel bir acı duyuyordum.
Bir başka erkek veya kadına karşı böyle aleni ve bedensel bir yakınlık içimde bir şeyleri geriyor, bende hem düşmanca hem de böyle bir yakınlığı arzulamaya yönelik duygular uyandırıyordu.
Bir süre evinden uzak durdum; ama direnç ve isyan duyguları içindr geçen o bomboş akşam bir felaketti. Hemen ertedi akşam yinr boynunu bükmül bir biçimde evinin önünde bekledim,bekledim, bütün kaderim boyunca bana kapanan hayatının önünde beklediğim gibi.
Ve nihayet, bir akşam beni fark ettin. Seni daha uzaktan gelirken görmüştüm ve senden kaçmamak için de irademi toplayarak güçlü durmaya çalışıyordum. Güzel bir tesadüfle, yükünü boşaltmakta olan bir kamyon sokağı daraltmıştı ve sen bu yüzden benim çok yakınımdan geçmek zorunda kaldın.
Dalgın bakışın istemsizce beni sıyırıp geçti ve benim bakışımdaki dikkati daha fark eder etmez, hatırlıyorum da, sendeki o erkeklere yönelik bakışın,saran,aynı zamanda da bütün engelleri ortadan kaldıran, kucaklayan ve anı yakalayan işte o bakışın, beni henüz bir gençken, hayatında ilk ken bir erkeğe, seven bir erkeğe dönüştürmüştü.
Bir iki saniye boyunca bu bakış benim kaçmayı başaramayan, aslında kaçırmak da istemediğin bakışlarımı hapsettikten sonra yanımdan öylece geçip gitmiştin.
Kalbim hızlı hızlı çarpıyordu, istemsizce adımlarımı yavaşlatmak zorunda kaldım ve engellenmesi güç bir merakla dönüp baktığımda, senin durmuş olduğunu ve arkamdan baktığını gördüm. Ve nasıl meraklı bir ilgiyle bana baktığını görünce de anında anladım: beni tanımamıştın.
Beni tanımamıştın, o an tanımadın, hiçbir zaman, beni hiçbir zaman tanımadın. Sana o an yaşadığım hayal kırıklığını nasıl anlatabilirim, bilmiyorum Taehyung, çünkü o an senin tarafından tanınmamak gibi bir kaderi, ömrüm boyunca sürecek bir kaderin acısını ilk defa katlanıyordum ve artık o kaderle dr ölüyorum, senin tarafından hiçbir zaman ve hala tanınmamış olarak.
Sana yaşadığım bu hayal kırıklığını gözünde nasıl canlandırabilirim ki sevgilim? Düşün bir defa, her saatini seni düşünerek geçirdiğim ve aklımdan sadece ilk karşılaşmamızın nasıl olacağını zihnimde kurgulamaktan başka bir şey yapmadığım Itaewon'daki o bir yıl boyunca, içinde bulunduğum o anki ruhsal duruma göre, en mutlu ihtimallerin hayalini birliktr kuruyordum.
Seninle hayal edilebilecek ne varsa, hayal edilmişti dense yeridir. (Y/N; hayal dünyadan çık orası pek iyi bi yer değil :')
İçimin karardığı anlarda beni geri çevireveğini ve çok değersiz,çok çirkin, çok ısrarcı olduğum için de benden nefret edeceğini düşünüyordum. (Y/N2; çarpıldı :)
Senin kıskançlığının,soğukluğunun, vurdumduymazlığının bütün hâllerini, hem de hepsini tek tek tutkulu hayallere dönüştürmüştüm, ama aralarından birini, sadece bir tanesini, şu an en korkuncunu, yani benim varlığımın hiçbir biçimde farkında olmayışını, en karanlık ruh hallerimde en yüzeysel bilinciyle dahi aklımdan geçirmeye cesaret edememiştim.
Gerçi bugün artık anlayabiliyorum, elbette, bütün bu olanları anlamayı sen bana öğrettin! Bir erkek çocuğunun, bir erkeğin yüzü bir erkek için herhalde anlaşılmaz biçimde değişken bir şeydir.
Çünkü böyle bir yüz, çoğunlukla bazrn bir tutkunun, bazen bir çocuksuluğun, bazen de bir yorgunluğun sadece yansımasıdır.
Yani bir erkek için bir erkeğin çehresini unutmak çok daha kolaydır, çünkü geride bırakılan yıllar o çehrede ışık ve gölge oyunu gibi gezinir durur.Pes etmiş olanlar, işte hakiki anlamda bilen kişiler onlardır. Ama ben o zamanlar genç bir erkek olan ben, senin unutkanlığını henüz anlayabilecek durumda değildim, çünkü sana karşı ölçüsüz ve bitmek tükenmek bilmeyen ilgilime dayanarak, senin de beni sıkca düşüneceğin ve bekleyeceğin gibi aptalca bir düşünce içime yerleşmişti.
Senin için bir hiç olduğumu, benimle ilgili bir hatıranın, azıcık da olsa, senin hiçbir zaman etkilenmediğini bilseydim eğer, nasıl nefes alabilirdim ki!
Ve senin bakışlarından anlıyordum; ruhunda ufacık da olsa bir iz bırakmadığımı, hayatından benimkine bir örümcek ağı kadar incecik de olsa, hiçbir hatıra bırakmadığımı gösteren bu uyanış, gerçeklik uçurumuna ilk yuvarlanışımdı, kaderime olan ilk farkındalığımdı...
Devam edecek💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Unknown |Taekook|
ФанфикKim Taehyung.. herkes tarafından oldukça sevilen ve yazdığı eserlerinden oldukça söz ettiren ünlü yazar... (Stefan Zweig yazarın romanından esinlenmiştir!!)