Bütün haşmetiyle kendini belli ediyordu her yerde. Karan Araslan. Son iki haftadır hayvan gibi içip sarhoş olduğum ve ayrıca aldatıldığımı öğrendiğim mekanın sahibi. Hayır, aşık falan değildim kendisine. Sadece çok ilgimi çekiyordu. Oturuşu, bakışı, hareketleri. Hoş bir hoşlantı değildi bu, azdırıyordu beni. Çok fazla azdırıyordu.
Önüme bırakılan bardağı alıp diktim kafama. Boğazımı yakmıştı ama bu çok hoşuma gidiyordu. Bir shot daha istedim barmenden. Gözlerim Karan Araslandaydı. Yapılı büyük ve güzel vücudunda. Yanık teni, simsiyah gözlerinde, öpülesi dudaklarındaydı.
Aldatıldığım için miydi bilmiyorum ama birdenbire çok ilgimi çekmeye başlamıştı. Buruk şekilde sırıttım, kendime avutma şekli bulmuştum sanırım. Bardağı alıp tekrar diktim kafama. İstiyordum onu. Büyük güzel ellerini vücudumda dolaştırırken kendimden geçeyim, içime girmesi için altında yalvarayım, dudakları memelerimde istediği gibi yollar çizsin diye haykırayım istiyordum. Ve istediğimi de alacaktım.
Oturduğum tabureden kalktım. Başım fırıl fırıl dönüyordu. Sarsak adımlarımı düzene sokmaya çalışarak ona gitmeye çalıştım. Görüşüm net değildi ve bu sinirimi bozmuştu. Net ve tüm detaylarıyla görmek istiyordum ben onu. Adamları beni fark edip durdurdular. "Birader, hayırdır?"
Kaşlarımı çatıp göğsüme konulan eli ittim. Milim kıpırdamamıştı. Önümdeki büyük vücudu umursamadan arkadaki Karan Araslan'a bakmaya çalışıyordum. "Bir sorun mu var Ali?"
Sesini bir de içimdeyken, nefesi hırıltılarına karışmışken dıyuyordum, hayal ediyordum. Siktir, sesi bile azdırıyordu beni! Ali denen şahsın konuşmasına izin vermedim. "Var, Karan Araslan." Dedim sakinlikle. Bir süre sessizlikten sonra önümdeki büyük şey kenara çekildi. Kaşlarını çatmış ciddiyetle bana bakıyordu. Konuşmamı bekliyordu. "Özel bir sorunum var seninle Karan Araslan. Alevli bir sorun." Etraftan gelen bir iki kıkırtıyla gülen aptal şahıslara baktım. En nefret ettiğim şeydi bana gülünmesi. Sik mi vardı da gülüyorlardı. "Komik olan ne?" Dedim tersleyerek. Ciddiye almadılar ama. Sarhoş bir iti kim ciddiye alırdı ki?
Karan'ın yanında biri olduğunu konuşmasıyla fark ettim. Buraya geldiğim de yoktu. Sarı saçlı, 30'lu yaşlarının ortalarında gibiydi. "Tanıyor musun bu bebeyi?" Kaşlarımı çatıp göz devirdim. Beni küçük görmek zorundalar mıydı? "Bebe falan değilim ben. 26 yaşındayım."
O da kaşlarını çatmıştı. Sinirlendirmiştim. Moralimi bozanın moralini bozardım. Bana dokunmasına gerek yoktu. "Hayırdır, neymiş o özel olan?" Dedi yanındakinin sorusunu es geçerek.
"Özel dedim ya Karan Araslan. Tek konuşmamız lazım." Bu sefer de o ufaktan bir sırıtmıştı. Tamam, en nefret ettiğim şeydi bana gülünmesi ama sanırım bu onu kapsamıyordu. Alt dudağımı yalayıp bana sırıtan dudaklarını izledim.
Ayağa kalktı. Masayı dolanıp tam karşıma dikildi. Zaten allak bullak olan aklım yüzünden ayakta durmak zorken şimdi kokusu ve bedeni yüzünden her an yere yığılabilirdim.
Kafasıyla merdivenleri işaret etti. "Çık." İtaat edip güzelce dediğini yaptım. Ona hep itaat edebilirdim. Tutuna tutuna merdivenleri çıktım. O da arkamdan geliyordu. Lanet ettim bir an, neden arkadan gelmemiştim ki!
Önüme geçip koridorda ki sondan ikinci odaya girdi, ben de peşinden odaya girdim ve kapıyı kapattım. Masaya ilerleyip kalçasını masaya dayadı, kollarını bağlayıp beni izlemeye başladı. Evet, azmıştım amına koyayım.
"Evet, seni dinliyorum. Neymiş özel olan şey?"
Ellerimi montumun ceblerine soktum. Nasıl anlatacaktım her şeyine azdığımı? Benimle sevişmesini istediğimi? Sorun utanmam değildi, mükemmel bir utanmazın tekiydim. Sorun hangi kelimeleri hangi şekilde kullanmayı ona karşı bilemememdi. İçimi kıpır kıpır ettirdiğini, şu son iki haftadır hayaliyle kendimi tatmin etmemi, nasıl anlatacaktım içimdeki ateşin onun her hareketiyle yellediğini. Yavaş adımlarla tam karşısına geçtim. Ellerimi cebimden çıkartıp yanaklarına koydum. Kaşlarını çattı. Kahve gözlerimi renksiz dudaklarına diktim. Çok güzeldi. Dudaklarımı dudaklarına yanaştırdım. Öpeceğim sırada bağladığı kollarını açıp sertçe kollarımı tuttu. Öptürmeyecek miydi?
"Bir kerecik öpsem?"
Dişlerini sıktı. Tuttuğu kollarımı sertçe itti. Her yöne gitmeye müsait olan bedenim iki üç adım geriye gitti. "Sabır ya! İşimiz yok gibi bir de kudurmuş bebelerle uğraşıyoruz."
Sıkmıştı bu mevzu artık. Bebeye benzer halim mi vardı benim! Gösterecektim ona bebeyi. "Senin yüzünden amına koyayım! Durduk yere mi kuduruyorum ben? Sik beni de rahatlayım. İki haftadır diken üstündeyim sayende. Sok bitsin gitsin."
Gözlerini yumup elini saçlarına geçirdi. Sanırım sabretmeye çalışıyordu. Etme ulan etme! "Bak oğlum, ben gay mey değilim. Yürü git denginle oyna." Sırıttım. Gay değilim diyen herkes gaydir.
Omuz silktim. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Çıkmak için kapıya ilerlerken kapının önüne geçtim. Ya beni öpecekti ya da sikecekti. Başka türlü anca dayak yiyerek çekilirdim kapının önünden.
"Çekil." Dedi kararlı ve korkutucu bir sesle. Altıma sıçırtabilirdi ama azgınlığım fazla cesaret veriyordu şu an bana. Yani çekilmeyecektim.
"Bak çocuk son kez söyleyeceğim! Çekil!"
"Ya öp ya da sevişelim. Öyle çekilirim."
Sinirli bir şekilde sırıttı. Kalkma, hayır kalkma.
Kolumdan tutup odanın içindeki deri koltuğa fırlattı beni. Sikeyim!
İki elimi de bileğimden tek eliyle tutup başımın üstünde birleştirdi. Bir bacağını kırıp koltukla bacağımın arasına koydu. Diğer ayağı ise yere basıyordu. Üstüme ağırlığını vermiyordu. Sağ eliyle boynumu tuttu. Simsiyah gözleri direkt gözlerime bakıyordu. Alt dudağımı ıslattım. Gözleri bir an dudağıma kaydı. "Bu sana son ikazım! Bir daha yoluma çıkarsan keserim sikini!"
Gözlerim sadece dudaklarındaydı. Kalçamı kaldırıp sertçe penisin çarptım. Gözlerim kısa süreli hazla arkaya kayarken bu bile inletmişti beni. Dahasını istiyordum. İçimde sertçe gidip gelsin, duvarlarımda gezinsin istiyordum.
Boğazımdaki eli hafifçe sıkılaşmıştı. Gözlerimi açıp gözlerine baktığımda kafasını eğip gözlerini yummuştu. "Karan Aras-"
Üstümden hızla kalkıp hışımla odadan çıktı. Kapının sesi beynimi sikmişti. Ne olmuştu ulan! Ne güzel gidiyorduk. Ayağa kalkıp odadan çıktım. Aşağı inip her zaman oturduğu masaya baktığımda yoktu. Nereye gitmişti? Korumalarından biri yanıma gelip kolumdan tuttu. "Bıraksana beni!"
Beni siklemeden bardan çıkartıp yere fırlattı. Hayır amına koyayım ne bu fırlatma fantazisi! "Bir daha gelirsen kendini ölmüş bil bebe!" Dedi ve bara geri girdi. Bir işim de yaver gitse şaşardım zaten!
Amk açıklamayı yazarken o kadar çok utandım ki pü
Her neyseBeğendiniz mi 😌.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Yani? |Gay|
Teen FictionNefes nefese kalmam umrunda değildi; dahasını istiyordu, dahasını istiyordum. "Söz ver!" Kafamı kaldırıp kararmış gözlerine baktım. Söz verirsem siniri geçerdi, ve ben en çok sinirli halini seviyordum onun. Sinirliyken benimle öpüşmesini, sevişmesi...