'cause i like u ♡| Changlix

because i like you

(Tarihler gerçek hayattaki gibi değil kurguya göredir !)

June.
.
.
.
.
.
.

《24.02》

' chan hyung böyle nasıl sence ?'

Chan hyung bilmiyorum der gibi suratıma baktı

' changbin biraz fazla hareketli değil mi sence de aşk itirafı için fazla değil mi? '

Chan hyungun dediğine hak verip ayağa kalktım

' yarın devam ederiz artık beynim ve kulaklarım artık bir şey algılamıyor '

Chan hyung kıkırdamış ve önündeki bilgisayara dönmüştü

' tamam sen yurda git ben de bir kaç işi halledip geliyorum '

' kendini fazla yorma hyung '

Chan hyung her zaman ki gibi fazla çalışıyordu

' beni boş ver de eve git, felix uyuyamadı sen olmayınca '

Dediği şeyle asık suratımda anında güller açarken hızla montumu giydim

' hemen gideyim uyusun o zaman '

Hızla masanın üstündeki telefonumu alıp şirketi terk ettim

Her şeyi açıklayacak olursak bir şarkı yazıyordum bu her zaman yaptığım bir şey olsa da bu sefer farklıydı. Grubumda ki herkesi kardeş olarak gören ben şu geçtiğimiz günlerde (bir buçuk yıl) kardeşten öte sevdiğim birinin olduğunu fark ettim. Lee felix. oda arkadaşım, sarılmayı seven biri olduğundan daha ilk günlerden herkese yakın davranmasıyla ve güneşi kıskandıran gülümsemesiyle herkese en tatlı kardeş imajını çizerken bana fazla gelmişti ki her yakınlaşmamızda frenleyemediğim kalbim yüzünden ondan kaçıyordum. Ta ki o da arkadaşı olana kadar. Oda arkadaşı olmamızdan bir hafta sonra korktuğunu söyleyerek yanıma yattığında anlamıştım her şeyi. Tüm gece uyanık kalıp onu izlemiştim o gece tüm çillerini öpmek istemiştim. Solgun dudaklarını kanayana kadar öpmek istemiştim ben. Aşk denen duyguyu ilk defa grup arkadaşımda tatmıştım ben şimdi ise tüm cesaretimle yaklaşık bir buçuk aydır yazmaya uğraştığım şarkının müziğiyle uğraşıyordum biz müzik yapıyorduk ve hayatımızın en önemli parçasıyla ona olan aşkımı anlatmak istemiştim. Ona olan hislerimi diğer herkes biliyordu. Bu yüzden de her konuda yardımları dokunuyordu
***

' geldin mi hyung? '

' sorunu saçmalığı yüzünden cevap vermeyeceğim '

Ona karşı sert olmak istemiyordum fakat elimde değildi ya duygularımı anlarsa

' ben sadece seninle konuşmak için demiştim hyung '

Bana hyung deme felix

' saat geç oldu yat artık hadi '

Üzgünce yatağına girerken kendime lanet ettim

' hyung..'

Sesi duyulmayacak kadar kısık çıktığında ona döndüm ne isteyeceğini iyi biliyordum

' ne oldu?'

' senin yanına yatsam olur mu kokunla uyumayı seviyorum '

Bende seni seviyorum..

' yatakta çok hareket etmeyeceksen gel '

' mumya gibi olacağım hyung sen merak etme '

Hızla yatağını terk edip kollarım arasındaki yeri alırken burnuma dolan kokusuyla görmeyeceğini bildiğimden kocaman gülümsedim bu hissi seviyordum