DEYİŞ

12 0 0
                                    

Alevîlik-Bektaşîlik Deyişleri Anadolu'da yaşayan Türk halkı üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Okunan gülbenkler, nefesler, deyişler ve bütün terimler Türkçedir. Bu nedenle de Türk edebiyatının en zengin örneklerini teşkil eder. Alevî-Bektaşî Deyişleri de bunlardan biridir. Türkçeye çok önemli mevki ve derinlik kazandıran Alevî-Bektaşî Deyişleri,Edebiyatı ve şiirleri, Anadolu'da yaşayan halk tabakaları tarafından sevilmiş ve benimsenmiştir.

Düvaz İmam: Duazdeh Farsça olup on iki anlamına gelmektedir. Alevî-Bektaşî edebiyatında On İki İmam için söylenmiş nefesleri içerir. Bazı düvazlarda Hacı Bektaş Velî başta olmak üzere Alevî ulularının adları geçmektedir. Dörtlüklerde Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ali ve sırasıyla diğer imamların isimleri zikredilir. On İkinci İmam Muhammed Mehdi'nin adıyla son bulur. Düvaz genelde zakirler tarafından saz eşliğinde cemlerde söylenir. Düvazlar bir nevi dua olarak da algılanabilir:

Mersiye: İslamiyet öncesi yazılan sagularla benzeşir. Mersiyelerin İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki ismi sagu Halk edebiyatındaki adı ise ağıttır. Kerbelâ vakasını işleyen, Ehl-i Beyt'e ve On İki İmamlara bağlılığı, sevgiyi dile getiren bir şiir türüdür. Özelikle Muharrem Ay'ı boyunca söylenen ve Ehl-i Beyt taraftarlarının olduğu her coğrafyada ve her dilde söylenen ağıtlar bütünüdür. Mersiyelerde zalim olana, haksız olana bir öfke, mazlum olana, haklı olana bir sevgi ve sempati vardır. Mersiyeleri salt ağıt boyutuyla algılamak eksiklik olur. Mersiyeler bilinç taşımasıdır. Aynı zamanda yapılanların üzerinde ne kadar da zaman geçmiş olursa olsun iyinin unutulmayacağının ve kötünün, zalimin her daim lanetleneceğinin göstergeleridir. Edebi açıdan, Ehl-i Beyt'e bağlı olanlar için bir edebi zenginliktir. Mersiyeler, Alevî-Bektaşî edebiyatında başta Hz. Hüseyin olmak üzere Kerbelâ şehitlerinin acısını ve Ehl-i Beyt sevgisini işleyen hece ve aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerdir.

Miracnâme: Hz. Peygamber'in Miracını ve Kırklar Cem'ini anlatır. Kırklar Meclisiyle ilgili rivayetin şiirleşmiş şeklidir. Miraçlamanın birden çok nüshaları vardır. Geneli oldukça uzundur.

Arzuhalnâme: Alevî-Bektaşî geleneğinde çekilen acıları dile getiren şiirlerdir. Anadolu halkının ekonomik ve siyasal yönden zor koşullar altında yaşadığı dönemlerden söylenmiştir. Dönemin valilerinin keyfi idaresinden, aşırı vergilerden bunalan Türkmen halkın zor koşullar altında yaşamını anlatır

Nasihatnâme: Alevî-Bektaşî edebiyatında yol ehlinin bilmesi ve uyması gereken kurallar öğretisidir.

Sefalama: Alevî-Bektaşî geleneğinde konuk gelen âşıklarla karşılıklı söz muhabbetine sefalama denilmiştir.

Melâmet: İnancından aşka düşen, bu yüzden ayıplanan, horlanan. Her türlü gösterişten uzak, dünya malından yüz çeviren, dervişliği kendine ilke edinen, Tekkeden değil, meyhaneden temizlenmek. Yani meyhaneyi mesken edinenlerle dostluk kurarak onları buralardan kurtarmak

Melâmet: İnancından aşka düşen, bu yüzden ayıplanan, horlanan. Her türlü gösterişten uzak, dünya malından yüz çeviren, dervişliği kendine ilke edinen, Tekkeden değil, meyhaneden temizlenmek. Yani meyhaneyi mesken edinenlerle dostluk kurarak onları buralardan kurtarmak.

Kaynakça : türk yurdu

Deyiş-i Bektaşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin