Yalan söyledi, saçları yanarken bile prensini beklemişti.
Prensi geldi, elini uzattı.
Tutacaktı o eli, tutamadı.
Kafasındaki küçük insancıklar ona kendinin bir değersiz olduğunu hissettirmişti.
Sürekli güzel olmadığını, beceriksiz bir aptal olduğunu fısıldamıştı.
Uzanan ellere inanmadı.
Kendini değerli hissettiren sözleri dinleyemedi.
Canavarlarının sesinden onu duyamadı.
Sonsuza dek gitti ve hikaye bitti.
İki çocuğun hikayesi başlamadan bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mademoiselle noir
Short Story"ne gülüyorum, ne kahkaha atıyorum, ne de yaşıyorum." |angst|