Eve bir yürüyüş daha. Her seferinde midenizin çalkalandığı işkenceli eve gidiş.
İçki ve duman kokusuna doğru yürüdün ve onun iyi olup olmadığına baktın.
Bir kitap bulmak için odana koştun. Belki bir günlük başlatabilirsin.
Odanızdaki çekmecelere baktığınızda eskimiş eski bir kitap buldunuz ama sayfalar boştu.
Düşünceler kafanızdan saatte bir milyon mil hızla geçiyordu, bu yüzden hepsini olabildiğince çabuk not almaya çalıştınız.
Yatak odanızın kapısı açılırken yüksek bir ses duyuldu.
O sarhoştu. Fazla sarhoş.
Ne yaptığını sorarak sana bağırdı.
Günlüğü elinizden aldı ve neden duygularınızı yazdığınızı sordu.
Kimsenin senin duygularını umursamadığını söyledi, tıpkı kimsenin seni umursamadığı gibi.
Sana değersiz olduğunu hatırlattı.
Bu nadir değildi, ara sıra da değildi.
Odanızdan fırlayıp kitabı yanınıza aldınız. Kapınızı çarparak kapadınız ve yere düştünüz.
Gözyaşları düşmeye, düşmeye ve düşmeye devam etti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘚𝘦𝘯 𝘥𝘦 𝘰𝘭𝘮𝘢𝘴𝘢𝘯 | LUCAS ✓
FanfictionYaşama düşüncesi artık sizi heyecanlandırmadı... Ta ki o ortaya çıkana kadar.