Vote ve yorum yapmayı unutmayınız,,
Keyifli okumalar 🤍****
Savaşlar, bombalar, barutlar, ateşler, toplar...
Ülkem altı aydır azınlık işgalleri altında. Ve kahretsin ki ülkemin başkanı bu konu hakkında hiçbir şey yapmıyor. Olan çocuklara, yaşlılara, bebeklere ve kadınlara oluyor. Erkeklerin ise resmen hepsi isyanların çıktığı noktalarda. Herkesin elinde bir bomba, bir de tüfek...Tanrım neden böyle bir zamanda yaşamak zorundaydım? Korkuyor muydum? Fazlasıyla. Neyden mi? İşte onu bende bilemiyorum.
Ben Kim Jimin. Özel harekat üyesiyim. Azınlık isyanlarını bastırmakta görevli baş komutan görevindeyim. Yirmi bir yaşında eğitimini almaya başladığım bu mesleğimin hakkını vererek sonuna kadar yapacağımı düşünüyorum. Yirmi yedi yaşım bana beraberinde baş komutanlık rütbesini de getirdi...
Hayat bana bir şeyler verdiği gibi her zaman elimden almasını da bildi tabi.
Kim Taehyung. İlk aşkım, görev arkadaşım, sırtımı yasladığım ağacım ve biricik eşim Kim Taehyung. O nerede mi? Ah, onu bende bilemiyorum. Ne zormuş canından can gitmesi. Altı ay kadar oldu. Her an aradığım, bakmadık yer bırakmadığım koskoca altı ay. Umudu kesmiştim. Sırra kadem basmıştı sanki. Onu çok özlüyordum ve gidebileceğim bir mezarı dahi yoktu.
****
'1 yıl önce'
-Jimin sağına bak geliyor!
Sağıma dönmemle düşmanı görmem ani olmuştu. Üzerime bindi ve yumruklamaya başladı. Ağzıma metalik kan tadı yayılmıştı. Cebimden bıçağımı çıkarıp koluna saplamamla tıslama sesi geldi, geriye sendeledi. Silahımı elime aldığımda yalvarmaya başladı, onu öldürmemem için. Neden öldürmeyeyim ki? Sebep yoktu. İki el ateş edip susturdum. Bu kadardı işte. Çoğu zaman günlerim böyle geçiyordu. Ve ben bu pislikleri yok ettiğim için kendimle gurur duyuyordum.Taehyung yanıma geldi;
-Haber verdim ama geç verdim sanırım. Adam kafama silah dayamıştı güzelim, iyi misin? Bir şey yaptı mı kansız?
-İyiyim. Sadece gidip uyumak istiyorum Taehyung. Yoruldum.Beni kendine çekti. Bir eli sırtımda bir eli saçlarımdaydı. Sarılıyor ve bir yandan da saçlarımı öpüp 'gideceğiz' diyordu. Buydu, beni huzura kavuşturan ses, his arkamdaki bedendi. Ve ben o bedene iyi ki sahiptim.
Yavaş adımlarla ilerledik arabaya. Kışlaya geçecek ve duş alıp, biricik eşimle birlikte huzurla uyuyacaktım.
Karların içindeki zorlu yolculukta sağa sola sallanarak gidiyorduk. Birkaçta asker vardı. Onlar da biliyorlardı aşkımızı, sevgimizi. Hep bizim saf sevgimize özenir olmuşlardı. Seviyordum, onlar benim ikinci ailemdi. İlki mi? İlki kafamı, omzuna yasladığım bu adamdı.
İçimde bir huzursuzluk vardı. Nedeni bilinmez bir şekilde bir anda gelir ya, o anlardan birindeydim. Neden böyle olmuştu ki?
Kışlaya vardığımızda kendimi direkt banyoya attım. Suyun altında kendimi gevşemiş ve kirden arınmış hissediyordum. İşim bitince yavaş adımlarla yatağa geçip Taehyung'u beklemeye başladım, bir yandan da saçımı kurutuyordum. Birazdan gelirdi zaten o da.
Yani sanırım gelirdi?
Hani demiştim ya içimde bir huzursuzluk var diye. Kimse boş yere huzursuz hissetmezmiş bunu anladım.
İçeri giren asker;
-Komutanım eşinizi kaçırmışlar...Hızla ayağa kalktım, şok geçiriyordum, kelimeleri topalamaya çalıştım;
-Ne saçmalıyorsun asker! Kim kaçırmış?
-Bugün görevdeyken bıçak saplayıp, öldürdüğünüz kişi düşman lideriymiş. Abisi sizin olduğunu saptayıp eşinizi kaçırmış.
-Askerleri karargâha topla, ACİL!