Kapıların sonunda açılmasıyla birlikte belki de saatlerdir binanın girişinde bekliyor olan insanlar içeriye hücum etmeye başlamıştı. Bu kalabalığın içinde bir kadın, hiçbir yere kıpırdamadan bekliyordu. İçeri aynı anda girmeye çalışan insanların birbirlerine ne kadar saygısızca bir tutum sergilediklerine bakınca, yapılabilecek en mantıklı şeyin bu olduğu söylenebilirdi.
Ancak kadın kargaşanın son bulmasından ziyade sanki içeriye pek de girmek istemiyormuş gibi görünüyordu. Yüzündeki o soğuk ifadeyle kapının önünde birbirini itip kakan insanları izlemekle yetiniyordu ve umursamaz bir hali vardı.
Binanın önünün boşalmasının ardından yanına, boynuna yaka kartı takılı bir adamın gelince yüzündeki o soğuk ifadenin yerini sıcak bir gülümseme almıştı. Adam, kapıları yeniden kapatması gerektiği için kadına içeri girip girmeyeceğini soruyordu. Kadın gülerek onaylamış, ardından af dileyerek içeri girmişti.
Binanın hem dış duvarlarına, hem de - her ne kadar iç dekorasyonuyla insanları büyüleyen bir dizaynı olsa da - iç duvarlarına insanlara sanki kendilerini fark etmeleri için bağıran posterler yapıştırılmıştı. Bunların üzerinde yer alan 'Aynanın Ötesindeki Geleceğinizle Tanışın' başlığı, bu posterlerden herhangi birinin yanından geçen bir insanı durdurmaya ve bu gizemli başlığın altında yazan satırları okumasını sağlamaya yeter de artardı bile.
İnsanların şimdiki bu kargaşayı yaratmalarının sebebinin de bu iddialı başlık olduğu aşikardı. Posterde yazanlara göre, bu binada yer alan aynalar, insanlara gelecekteki hallerini gösterebilecek aynalardı. Çoğu insan bunun sadece bir yalandan ibaret olduğunu düşünmüştü. Zaten "Yirmi ikinci yüzyılda böyle saçmalıklara inanan insanların olması ne kadar da acıncası..." diye düşünmüştü o kadın da. Tabii, bu saçmalığa inananların arasında yer alacak olması aklının ucundan bile geçmiyordu bu sözleri söylerken.
Başta, şehrin dört bir yanında popülerliği artan bu geleceği gösteren ayna olayı ile dalga geçilse de günler sonra bu aynaların yaratıcısı olan ellili yaşlarda iki kardeşin sosyal medya hesaplarında başlattığı canlı yayın deprem etkisi yaratmıştı. Yayında, sokaktan geçen rastgele insanları yoldan çevirip geleceği gösteren ayna etkinliklerinde gönüllü olarak yer almalarını istemişlerdi. Bu beş kişi, binadaki aynaların bulunduğu özel odalardan birine götürülürken yapılan canlı yayını izleyen insanların sayısı ise yüz bini geçmişti.
Gönüllülerin, aynaların hemen karşısında yer alan koltuklara yerleşmesiyle birlikte yayını yapan kardeşlerden biri, gönüllülere eski model sanal gerçeklik gözlüklerini andıran bir gözlük ile kulaklarını çevreleyen ve takıldıktan sonra kilitlenebilen bir kablosuz kulaklık vermişti. Gözlüğün de mekanizması hemen hemen aynı denebilirdi, bir başkasının yardımı olmadan çıkarılması imkansız olan bu iki aletin yapılma amacı ise insanların, gelecekteki halleri hakkında bilgi sahibi olmalarına imkan sunan bu aynalardaki görüntüleri görüp duyabilmelerini sağlamaktı. Koltuklarda rakamların şekliyle konulduğundan - gözlüğü takmış olan birinin tuşları kullanabilme konusunda sıkıntı yaşayabileceği için - bir insanın parmaklarını üzerinde gezdirmesiyle birlikte kolaylıkla hangi sayı olduğunu anlayabileceği tuşlar ise kaç yıl sonraki hallerini görmek istiyorlarsa o hallerini görmelerini sağlıyordu.
Gönüllülerden ilki, bu gözlük ve kulaklığı takmasıyla birlikte çığlık çığlığa kardeşlerden birinden kendisine taktıkları aletleri çıkarmasını isteyince yayını izleyen kişi sayısı bir milyonu bulmuştu. Diğer gönüllülerin de hemen hemen aynı tepkiler vermesinin ardından geleceği gösteren aynalar, sosyal medyada viral olmuştu. Bu canlı yayın; bir kesim insanı tatmin etmeyi başarmış olsa da diğer bir kesim, kendi tuttukları birkaç insanı yoldan geçen rastgele kişilermiş gibi göstermenin zor olmadığını ve bu olayın ise sadece basit bir kurgudan ibaret olduğunu savunuyordu.
Tüm bu iddiaların üzerine ise yine aynı binada ve tam da bu tarihte, bu konuda şüphe duyan birçok insanın kafasını meşgul eden bu şüpheden kurtulabilmesini sağlaması için canlı yayın eşliğinde bir etkinlik düzenlenmişti. Bu aynaların geleceği gösterip göstermediğinin merakıyla yanıp tutuşan tüm bu insanlardan farklı olarak bu kadın ise diğer insanlar aynaları denemek için odalara doluşmuşken sanki kendini, duygularını dışarıya yansıtmamak için zorluyormuş gibi bir tavırla binanın girişinde daireler çiziyordu.
Yaşlı kardeşlerden birinin onu fark edip yanına geldiğini görünce ne yapacağını bilememişti. Adam, "Dokuzuncu katta sağdan üçüncü oda hala boş, eğer isterseniz asansörü kullanabilirsiniz." dedi ve gülümsedi. Kadın, dışarıda beklerken binanın bu kadar fazla kata sahip olduğunu hiç fark etmemişti. Diğer yandan bir insanın neden basit bir kandırmaca için böyle bir binayı kiralayıp odalarına aynalar yerleştirmiş olabileceğini düşünmeden edemiyordu. Yine de adama gülümseyerek teşekkür edip asansöre doğru yürüdü.
O kadar gerilmişti ki asansörün tuşlarında ellerini gezdirirken ellerinin buz kestiğini fark etti. Ancak bunu dert etmeden üzerinde 9 yazan tuşa bastı ve bekledi. Asansör, dokuzuncu kata ulaştığında kapıları iki yana açıldı ve kadın şaşkınlıkla kablolarla dolu bu kata bir adım attı. Odalarda - büyük ihtimalle gelecekteki hallerini gördükleri için - çığlık çığlığa bağıran insanlar ise içinde bulunduğu durumu daha da gerici bir hale getiriyordu. Bunlar da neydi böyle?
Zemin katta kendini karşılayan yaşlı adamı andıran başka bir adam karşılamıştı bu katta kendisini. Bu adam da aynanın diğer yaratıcısı olan kardeş olmalıydı. "Hoş geldiniz, efendim. Kabloları lütfen dert etmeyin, çok fazla ayna olduğu için haliyle çalışmalarını sağlayan kablolar da görüntü kirliliği yaratıyor. Lütfen sağ taraftan ilerleyelim, beni takip edin ve bir yere takılmamaya dikkat edin." diye rica etti. Kadın, adamın elinde tuttuğu telefonda canlı yayın yaptığını fark edince göz önünde bulunmamak için adamın önünden yürüdü.
"Ben size aletleri takmanızda yardımcı olduktan sonra - üzülerek söylüyorum ki - yanınızda olamayacağım. Talep fazlalığından dolayı odaları tek tek geziyor ve yayın yaparak ekran başında bizi izleyen insanlara bilgi veriyor olacağım. Aleti üzerinizden çıkarmanızda size yardım etmek için oturduğunuz koltukta aynaya sırtınızı dönmeniz yeterli olacaktır. Bu kattan sorumlu olan görevlimiz size aletleri üzerinizden çıkarmanız konusunda yardımcı olacaktır." diye açıkladı adam.
Gerginlikle yutkundu kadın ve onayladı. Ardından koltuğa oturdu ve adamın gözlüğü başına takıp kilitlemesine izin verdi. "Bir sorun var mı?" diye sorduğunda ise başını iki yana salladı. Bunun üzerine adam, "Şimdi kulaklığı takacağım ve sizi gelecekteki halinizle baş başa bırakacağım." diyerek kulaklığı kadının kulağına taktı. Kilitledikten sonra ise "Beni duyabiliyor musunuz?" diye sordu. Kadından yanıt alamayınca elini kadının omuzuna iki kez dokundurup koltuğun üzerindeki tuşları kullanabilmesi için hazır olduğunun mesajını verdi ve oradan ayrıldı.
Nihayetinde duyduğu şüpheyi giderebilme fırsatı bulan kadın, el yordamıyla kollarını üzerine koyduğu koltuğun üzerindeki tuşları aradı. 20, 10 ve 5 şeklindeki alt alta dizilmiş tuşlardan hangisine ilk olarak basacağını bilemeyince tam da parmaklarının altında duran 20 tuşuna bastı.
Bir şey olmamıştı. Bunun üzerine şaşkınlıkla karışık bir öfkeyle defalarca yeniden bastı. Aynada bir şey göremiyordu. Tuşun bozuk olduğunu umarak 10 şeklindeki tuşu denedi. Aynada yine bir şey belirmemişti. Hevesi kırılan kadın, bu sefer denemediği son tuş olan 5'e bastı. Yine aynı sonuçla karşılaşınca hiddetle yerinden kalkıp avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı: "Çocuk mu kandırıyorsunuz siz? Bu rezillik de ne böyle!"
Kulağına takılı olan kulaklık, sesinin ne kadar yüksek olduğunu anlamasına engel olduğu için sesini kimsenin duymadığını düşündü ve oyuncağı elinden alından bir çocuk edasıyla ayaklarını yere vurarak odadan öfkeyle çıktı. Başına taktığı gözlük yüzünden önünü göremediği için ayağının kalın kablolardan birine takılmasıyla birlikte dengesini kaybedip merdiven boşluğundan dokuz kat aşağıya düşmüştü.
Zemin kattaki insanların çığlıklarının yükselmesi üzerine herkes o katta, başını dik bir şekilde zemine çarpıp kafatasını parçalayan kadının cansız bedenini görmek için toplanmıştı. Bu kadının, aynanın ötesinde gördüğü o hiçliğin sebep olduğu skandal sonrasında ise geleceği gösteren ayna projesi rafa kaldırılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynanın Ötesindeki Hiçlik [Tek Bölümlük Hikaye]
Science FictionAynalar aracılığıyla gelecekteki halinizi görebilmenin nasıl bir his olduğunu hiç merak ettiniz mi? Eğer cevabınız evet ise, yirmi ikinci yüzyılda bunu mümkün kılan iki kardeşin hikayesini okumak için kaybedecek zamanınız yok demektir! •31 Mart 2021...