Onların kıyafetini giyersin.
Hongjoong
Gerçekten eve geldiğinde senin uyanmanı beklemiyordu. Ertesi sabah erken kalkman gerekmediğini düşünerek onu beklemeye karar vermiştin. Beklerken bir televizyon programı izler ve onun kıyafetlerini giyiyor olurdun. "Ne yapıyorsun?" Kapıya doğru gelirken sorardı. Ayakkabılarını fırlatır, kıyafetlerini giymiş seni gördüğünde yüzünde küçük bir gülüş parlardı. "Seni bekliyordum." dedin ve kanepede sana eşlik etmeye başladı. Kucağına uzanmak için seni yakınına çeker."Şanslı hissediyorum, benim için burada bekledin ve benim kazağımı giyiyorsun."
Seonghwa
Seonghwa senin aynı anda hem tatlı hem de çekici olduğuna inanır. Onun kazağı uyluğunun yarısına gelirken müzik dinler ve saçını tarıyor olurdun. Seonghwa, yanına gelmeden ve kollarını etrafına sarmadan önce seni kapı eşiğinde izlerdi. "Moralin yerinde mi?" sordu ve sadece başını salladın. Başını arkadan omzuna koyar ve boynunu öpmeye başlardı. Cevap olarak mırıldandın ve uyluğunda doğru bir çift elin gittiğini hissettin."Kıyafetlerimi giymeni seviyorum."
Yunho
Yunho çok uzun bu yüzden giydiğin kazağı dizlerine kadar gelir ve bu da elbise giymişsin gibi bir görüntü oluştururdu. O çalışıyorken onu bu şekilde ziyaret etmek istersin. Kazağını giydiğini fark edince yüzü daha da aydınlandı. "Ahhhh, şuna bakın. Çok sevimli." Kollarını etrafına sarar ve seni hafifçe yukarı kaldırırken söylerdi. "Senin için biraz yemek getirdim." dediğinde herkes yere oturur ve Yunho seni kucağına çeker. Sadece sana dokunmak için bir bahane arıyor.