~7~

213 17 2
                                    

" Hocam Song Yeun'u Beden Eğitimi öğretmeni çağırıyor."

Nöbetçi öğrencinin söyledikleriyle ağrıdan dolayı sıraya yasladığım başımı kaldırdım. Hoca başıyla kapıyı işaret ettiğinde yerimden kalkıp selam vererek sınıftan çıktım.

Nöbetçi spor salonuna gitmemi söyleyip yanımdan ayrılınca hızlıca binadan çıkıp salona ilerledim. Soğuk hava ağrıma iyi gelirken kapıdan girip karşımda duran Bay Park'a selam verip yanına ilerledim.

" Hoş geldin Yeun. Nasılsın?"

" İyi sayılırım Bay Park. Siz nasılsınız?"

" İyiyim, teşekkürler. Antrenman yapalım diyorum. Senin için uygun mu?"

" Açıkçası biraz başım ağrıyor ama ilaç içersem geçer."

" Odamda ecza dolabında ağrı kesici var. Sen iç bende diğer kızları çağırtayım."

Bay Park'a kafa sallayıp odasına ilerledim. Antrenman kaldıracak kafam yoktu. Ama yakında başlayacak maçlara hazır olmalıydık. Yenilmeyi seven bir takım değildik.

Hızlıca ilacı içip odadan çıktım. Soyunma odasına girip dolabımı açarak içinden antrenman kıyafetlerimi aldım.

Dolabımı kapatırken paldır küldür içeri girilmesiyle alıştığım için çok da tepki vermedim.

" Kaptan, antrenman varmış? Tanrı sağolsun matematik dersimiz vardı."

Haneul saçma sapan konuşurken ona gülüp dolapları işaret ederek köşeye geçtim. Hepsi eşyalarını alarak bir köşeye geçip giyinmeye başladı. Hızlıca formalarımı çıkarıp gri eşofmanımı ve üstüne siyah uzun kollu ince kazağımı giydim. Kızlar da giyindiğinde saçlarımı at kuyruğu yaparak soyunma odasından çıktım.

" Kızlar hazırsanız başlayalım hemen. Yeun, ısınma sende."

Herkesten hayır ya nidaları dökülürken onlara sinsice gülüp bağırdım.

" Tek sıra salon etrafında on tur tempolu koşu! Başla!"

Sıranın en önüne geçip koşmaya başladığımda hepsi peşimden koşmaya başladı. Bu şekilde iki turun ardından tekrar bağırdım.

" Üç diyince çömel kalk tekrar koşmaya devam! Kızlar, kulaklar bende konuşmayı kesin! "

Konuşan So Min'i uyarıp dediğim şekilde üç tur attırdım.

Herkes iyice yorulduğunda tekrar bağırdım.

" Tempolu yürü son beş tur!"

Tur bittiğinde onlar halka oluşturdu ve halkanın ortasına gelip ısınma hareketlerine başladım. Hepsi hareketlerimi tekrar ederken yirmi dakikanın sonunda Bay Park'a seslendim.

" Koç, ısınma tamam. Başlayalım mı?"

" Başlayın kaptan. "

Onaylar şekilde kafamı salladığımda kızları iki gruba ayırdım ve antrenmana başladık.

~~~

" Kaptan kusura bakma da ağzına sıçayım yani!"

Haneul yerde ölü gibi yatarken bana saydırmayı da es geçmemişti. Bütün kızlar kenara köşeye yığılmış bana sövüyordu.

" Kızlar iltifatlarınız götümü kaldırıyor. Yeter lütfen."

Küfürlerinin umrumda olmadığını bilselerde alaya almamla daha da çok küfrettiler. Kocaman bir kahkaha atıp soyunma odasına ilerlerken onlara orta parmağımı gösterip arkamdan gelen küfürleri umursamadım. Hızlıca duş alıp temiz eşofmanlarımı üstüme geçirdim. Kirlileri de çantama atıp soyunma odasından çıktım. Kızların bazıları hâlâ duş alıyorken bazılarıysa gitmişti.

Let's Kill This LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin