Jungguk^^
Jimin ile birlikte kantinde oturmuş tostlarımızı yiyorduk. Kaldığımız ceza yüzünden yaklaşık 4 saattir açtık. Yoongi hoca kuzenim olmasına rağmen acımıyordu.
Kantinde bizim dışımızda bir iki kişi vardı sadece ayrıca kantin açık alanda olduğu için çok kokuyor sayılmazdı. Jimin sincap gibi tosta gömülmesine rağmen bitirememişti. Şerefsiz bi arkadaş olsada kardeşim gibiydi amk cücesi.
Sırtıma değen kemikli ve uzun parmaklar ile başımı geriye çevirdim. Sütümü içen Taehyung dan başkası değildi bu elin sahibi. Arkasında 2 arkadaşı ile bana sert sert bakıyorlardı.
Arkadaki uzun arkadaşı okul gömleğimden tutarak beni ayağa kaldırdı. Jimine baktığımda ilk defa bu kadar sinirlendiğini görüyordum. Kaç kere bi civcivi bu şekilde görebilirsin ki?
Neyse tamam konumuz bu değil.
Taehyung önde, 2 arkadaşı ve ben arkada olmak üzere bi yere gidiyorduk. Arkadaşı yakamı bırakmadan adeta beni sürüklüyordu. Jimine sakin olması ve oturması için bi işaret yaptığımda göz devirerek oturmuştu, ama hala bi atak yapmak için bekliyor gibiydi.
Okulun bodrumuna gelmiştik. Bodrumdaki kolilere yaklaştığımızda arkadası yakamı bırakmıştı. Üstümü silkerek Taehyung a baktım.
Diğer arkadaşı çantasından bir kaç dosya ve resim çıkartıp Taehyung a verdi. Taehyung resimleri ve dosyayı kolinin üstüne fırlattı, resimlerde annem ve onun babası vardı?
Babasını biliyordum çünkü ülkenin sayılı milyonerlerindendi. Annem ile ne işi vardı? Hayır yani, annem güzel ve yaşına göre genç bir kadındı fakat neden Taehyung'un babası ile sahilde kahve içiyordu bu resimlerde?
"Bunlar ne?"
Sinirle derin bir nefes vererek bana doğru biraz eğilmişti. Hareketlere bak hareketlere, sanki ben çok meraklıydım sana kırmızı zırto.
"Bundan haberin var mıydı Jeongguk?"
"Hayır, yoktu. Ayrıca neden benden bir açıklama bekliyorsun? Babana sorsana."
Yakamı kavrayarak beni duvara yapıştırdı. Sırtımın aniden sertçe soğuk duvara çarpması ile ağzımdan minik bir inilti çıktı.
Yüzünde ufak bir dövme vardı. Gözlerinden sinir akıyor ve derin nefesler çıkartıyordu.Geriye yaslandığımda uzatmadan yakamı bırakmıştı.
Gidicek gibi yapmıştı fakat direk geri dönerek gözlerime bakmıştı. Genelde ondan korkmam, kendimi korur ve asla ezdirtmem fakat gerçekten sinirli duruyordu.
"Benimle birlik olup ailelerimizi ayırıcak mısın yoksa benim üvey kardeşim mi olucaksın?"
Asla. Asla ve asla.
Taehyung ile kardeş olmak mı? Daha neler, kim ister bunu? Taehyung ile birlik de yapmak istemiyordum fakat kardeş olmaktan daha iyiydi.
Boğazımı temizleyerek yakamı düzelttim. Yüzündeki sinire karşı bende ciddi bir ifade takındım.
"Ailelerimizi ayırıcaz. Senin ile kardeş olmak istemiyorum."
Elini indirdi ve ceketini iteleyerek, ellerini siyah yırtık pantolonun ceplerine koydu. Okul kıyafeti giymiyordu çünkü 'zengindi'.
Arkadaki arkadaşı elime bir kağıt tutuşturdu ve üçüde gitti. Kağıda baktığımda bir telefon numarası vardı. Taehyung'un numarası olmayıldı.
*
Jimine ve Yoongi hyung a olaydan bahsetmiştim. Şuan okul bitmişti ve biz Yoongi hyung'un siyah üstü açılabilen arabasının yanında Yoongi hyung u bekliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate Or Love | taekook
FanficTaehyung ve Jeongguk üvey kardeş olmamak için uğraşan iki liseliydi. [smut] [taekook/chanbaek/yoonmin]