× "Gözlüklerime tek bir laf daha atarsan sana gıdıklama büyüsü yaparım." Kız başını hafifça yana eğerek gülümsedi:
"Bu bir düello mu?"
"Hm, gözlüklerimin onuru için bir düello..." Oğlan suluğunu kızınkinin yanına bırakıp kıza yaklaştı.
"Olabilir."
"Dur, Silas- HAHAHHA-"
Kızın bütün tiklerini bilmesi ona avantaj sağlamıştı, kız nefes almaya çalışırken bir yandan da onu gıdıklayan oğlanı uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Oğlan bir süre sonra durarak kızın nefes almasına izin verdi, sonra ise onun toparlanmasına yardım edip oturdu. Kız da onun yanına oturup derin bir nefes aldı ve ona bakarak gülümsedi. Bir süre öylece oturduktan sonra duvardan sarkan bacaklarını sallayarak konuşmaya başladı:"Gözlüklerini seviyorum." Oğlan kafasını ona çevirdiğinde o, ona doğru bakmıyordu ancak konuşmaya devam etti:
"Çok seviyorum. Sana yakışıyorlar, yeşil gözlerinle birlikte mükemmel duruyorlar ve bence kişiliğinle de tam uyuyorlar. Aslına bakarsan, sana baktığımda hiçbir kusur bulamıyorum, o yüzden seni çekiştirmek için en belirgin özelliklerinden olan cırtlak sarı gözlüklerini seçmiştim." Oğlan beklemediği sözler karşısında donup kalmıştı. Verebileceği hiçbir cevap bulamadı, onun yerine yanaklarının şiddetle yanmasına rağmen sakince dinlemeye devam etmeye karar verdi.
"Arada bir garip olduklarını söyleyerek seni sinir etmeye çalışıyor olabilirim ama inan bana sana cidden yakışıyorlar ve onları sadece laf olsun diye söylüyorum." Kız başını hafifçe yere eğdi, sonlara doğru sesi kısılsa bile konuşmasını bitirmeye kararlıydı. "Mükemmelsin, Silas. Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim." Amber yavaşça ona döndüğünde ikilinin yeşil gözleri birkaç saniyeliğine buluştu.
Silas sarı çerçeveli gözlüklerini çıkarıp bir süre onlara baktı. Sonra ise onları yanına bıraktı ve başını hafifçe önüne eğdi."Sen de," genişçe gülümsedi. "Teşekkür ederim." Tekrardan ona döndüğünde onu kolundan çekerek kendine yaklaştırdı ve sıkıca sarıldılar.×
« Ethan'ın Ağzından »
Sözde "babamlar" evde olmadığından bizim eve gelmiştik ve şu an havadaki gerginliği neredeyse koklayabiliyorduk. Oliver karşımdaki koltukta oturmuştu ve ellerine bakıyordu, ikimiz de huzursuzduk.
"Buraya gelmeden önce en son hatırlayabildiğin şey ne?" Oliver sessizliği bozarak sordu ve iç geçirdi. Düşünmeye başladım.
"Emm... Ha şey, kurstan önceki, Amber ile parkta oturup konuştuğumuz gün. O akşam eve döndükten sonraki hiçbir şeyi hatırlayamıyorum." O gün olanları düşünmek karnımdaki kelebekleri harekete geçirse bile işin ciddiyeti bunu bastırıyordu. Yüzüme gelen saçlarımı huzursuzca geriye attım.
"Ertesi gün olanları sana anlatabilirim, buraya gelmeden önceki gün olanları." Ona baktığımda elleriyle yüzünü kapatmıştı.
• O gün akşama kadar her şey normal geçmişti, saat 14.40'a kadar evde kendilerince zaman geçirmişler, daha sonra ise hazırlanıp kursa gitmeden önce parkta buluşmuş, dondurma almış, yola dondurmalarını yiyerek birlikte çıkmışlardı. Patenlerini otobüs durağına kadar sürmüşler, sonra otobüse binip 4 katlı kurs binasına varana kadar havadan sudan konuşmuşlardı.
Kurstan ilk Silas çıkmış, Amber'ı sınıfından aldıktan sonra aşağı inmişlerdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/261120782-288-k248741.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Durak: Benzin İstasyonu!
Fantasia"Gel hadi! En yakın benzin istasyonundan atıştırmalık bir şeyler falan alırız, eve birlikte gidelim." Gözlerimin içine bakarak heyecanla gülümsedi, onun bu halleri günlerimi her zaman güzelleştirmeyi başarıyordu ve arka plandaki pembe gün batımı ile...