2 aralık günü

2 0 0
                                    

139 numaralı odamız o gün sabah boştu. Sevde'nin kolunda sonradan bi ben çıkmıştı. Kanserle alakalı olabileceği şüphesiyle küçük bi operasyon geçirecek benini aldıracaktı. Bunun için güvendiği doktorların olduğu yere, memleketine, gitmişti.
Diğer oda arkadaşım Pervin' in ise uzun süredir memesinde bi kitle vardı. O kitlenin kanserli olma ihtimaline karşı alınacaktı. O burada ameliyat olcaktı. Ancak 2 aralık günü ameliyattan bi gün önce hastahaneye yatmıştı. Anlayacağınız bugün odada yalnızdım. Ama saat dört civarı beklenmedik bi şey oldu. Uzun zamandır boş olan dördüncü yatağa bugün yeni biri gelmişti. Ona yatağını gösterdim. Biraz sohbet ettik. Pervin ve Sevde'den bahsettim. İyi anlaşacağımızı düşündüm. Yanıldığımı anlamam çok sürmedi. Akşam 10 civarı uyumak istediğini söyledi. Işıktan rahatsız olduğunu ve kapatmayı rica etti. Normalde en erken 2' de uyurdum. Saat 10 ışıklar kapalı. Başka kimseyi tanımıyorum. Elime telefonu aldım. Nüha'nın yanan yeşil ışığına baktım.(facebookta aktif) Zaman geçmiyor. Adet dönemim miydi? Çok duygusal hissediyordum. Kalbim acıyordu. O hissi şu an bile hatırlıyorum. Hala ara ara yaşıyorum çünkü. Onu görme isteği. Bitmeyen bi istek bu. Hani uykunda susarsın. Dilin damağına yapışır. Öyle susarsın ki uykundan uyanırsın. Kalkıp suya ulaşacak mecali bulamazsın. Ama su içme isteği öyle yoğundur ki. O suyu içtiğini belki milyon kere hayal edersin. Ama içindeki o su içme isteği bi türlü uyutmaz seni. "Üşenme kalk iç suyunu." Ben normalde suyumu kalkıp içerim. Susamışsam içerim. Çok uykum varsa bile içerim. Dayanamam o duyguya. Ama Nüha'yı içemiyorum. Öyle düşüyorum ki. Bazen uyutmuyor. Sanki göğsümde bi ağırlık bu susuzluk ne yapsam geçmiyor. O an onu görmeye ihtiyacım var. Onunla ilgili bi şey duymaya ihtiyacım var. Anlatacak bi şeyim kaldıysa onu saatlerce konuşmaya ihtiyacım var. Benim o an ona bi şekilde ulaşmaya ihtiyacım var. Facebook dan yazsam benimle konuşmaz neden mi?

Lisedeyken bi gün yine çok susamışım Nüha'ya küçük bi şeye ihtiyacım var. Ama konu o olunca öyle zavallı oluyorum ki...  onunla ilgili küçük bir şey olsa keşke. Bana onu tanıyan birileri gelip onu anlatsa, bi fotoğrafını görsem yada paylaştığı bi yazıyı okusam. Mantıklı bir şey olmasına gerek yok. Onunla ilgili olsun yeter. Hatta onun facebookunda yıllar önce paylaşılmış bi paylaşım var.
"Çevrim içi olanlar yoruma gelsin konuşak" hiç anlamı yok. Kaç kez okuyup güldüm? Bilmiyorum. Ama onunla ilgili işte. Küçük Nüha'yla ilgili. Böyle bir günde Nüha'ya facebookdan mesaj attım.
"Slm"
"İi"
Konuşma bu kadar devamı yok. Slm gibi bi mesaja ne cevap verilirdi. Aklım sıra çok da umursamıyormuş gibi görünüyorum. Gerçi karşıdakinin ilgisi olsa "Slm" mesajını uzatmanın bi yolunu bulur. Uzatmamış "ilgilenmiyorum" demek istemiş bi yerde. Farkındayım. Mantığım öyle farkında ki. Ben o suyu içemeyeceğim. Bu çocuk bana serap dahi gördürmeyen bi çöl, Bir ramazan günü 40 derece güneş. Kalbim sudan vazgeçip ayran içmiyor. Kalbim o suya ulaşmanın yollarını beynime sorgulatmaktan vazgeçmiyor.

Üniversiteye başladığım ilk zamanlar sürekli Nüha'nın facebook profilini incelerdim. Hastalık gibi. Kapattıktan 1 sn sonra tekrar açardım. Bazen aktif olduğunu görür görmez bi paylaşım yapardım görsün diye. Bazende yanan yeşil ışığa bakar. Ne zaman kapatacak diye bakardım. Bi gün o yeşil ışık saatlerce sönmedi. Sevgilisi falan mı vardı. Birisiyle mi yazışıyordu. O yeşil ışık, şimdi içimi nasıl sıkıyordu. Dert ortağım Nefise'ye yazdım. "Kanka niye saatlerdir aktif bu çocuk yoksa sevgilisi mi var?"
Nefiseden yanıt gelmedi. Oysa şu an onunla konuşmaya ihtiyacım vardı. Onun yerine Nüvit Havlu'dan mesaj geldi. "Nasıl yani Nüha bana mesaj mı attı." Kalbim yine gümbürdemeye başlamıştı. Yine nasıl oksijen alındığını unutmuştum. Nasıl heyecanlandım. Nasıl tarif edilir ki o duygu. Edemem. Sonra üstten mesaja baktım.
"??"
Bu ne şimdi. Nasıl yani az önce Nefise'ye attığını düşündüğüm mesajı Nüha'ya mi atmışım. "Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmek" deyimi tam şu anı tasfir etmek için ortaya atılmış. Yüzümde bi ateş hissediyorum. "Yanlışlıkla oldu" yazdım.
"Ö.d." yazdı.
Hemen Nefise'ye arayıp odadan dışarı attım kendimi. Başımdan geçenleri sesim titreyerek anlattım. Ama ağlamaklı bi ses titremesi değil. Heyecan. Kalbim hızlı hızlı atıyor. Ellerim buz gibi. Sesimin titremesine eşlik ediyor. Öyle uzun baktım ki o konuşmaya. O kısacık konuşmayı kaç milyon kez okudum. Bilmiyorum. "Ö.d." mi? Birde araya nokta koymuş. Saolsun üşenmemiş noktaları koyarken. Bu üşenmeden yazdığı muhteşem yazısıyla bir kez daha anlamıştım. O benim çölde içmeyi hayal ettiğim suydu.

2 aralık gecesi saatler geçip ben yatakta dönerken bütün bunları düşündüm. Yine çok susamıştım. Saatlerce profiline bakmış. Onunla ilgili anılarımı düşünmüştüm. Bu adam beni sevmiyordu. Çirkin bi kızmıydım. O yüzden mi sevmiyordu. Peki hiç görmeden tanışaydı. O zaman severdi belki. Sevdikten sonra nasil göründüğümü umursamazdı. Sonra bi an hayal ettim. Mesela sahte bi hesaptan yazsam. Konuşsak. Çok iyi anlaşsak. Sonra desem ki ben Alfu'yum. Artık seni sevmiyorum mu diyecek. Beni tanışaydı severdi. Ya ben onu tanısaydım sever miydim? Ne biliyorum ki onun hakkında.
"Nasıl biri, ne yapmaktan hoşlanır? (Hakkında her şeyi bilmek istiyorum. (nil kara ibrahimgil) Onun hakkında öğrendiğim her şeyi yavaş yavaş sindirmek istiyorum. Ama hiç bitmesin öğreneceklerim. Bence ben Nüha' yı yakından tanısam sevmem. Baksana burnundan kıl aldırmıyor. "Ö.d."ymiş. Noktalı birde. Çocukken de bana hep tepeden bakardı. Allah'ım neden neden kalbim bu çocuğu istiyor. Bence ben onu tanısam hiç sevmem onu. Ama o beni kesin çok sever. Hatta o zaman işler tersine döner. O beni ister de ben ona "sen hiç düşündüğüm gibi değilmişsin." derim.
Peki ya tam tersi olursa benim Alfu olduğumu öğrendiğinde tam tersi bi anda beni istemezse."

Neler düşünmüştüm öyle. Düşünürken saat gece 1 olmuştu. Kalbim Nüha diye sayıklıyordu sanki. Bi anda karar verdim. Bir sahte hesap açtım. Hiç bi profil fotosu falan koymadım. İsmini su sıla yaptım. Her halinden sahte bi hesap olduğu belliydi. Sonra istek attım. Yatakta döndüm durdum. Ne yapmıştım öyle. Nereye varacaktı bu sahte hesap işi. Ne saçmalıyorum ben. Sonra isteği geri çektim. Tekrar yatakta dönemeye başladım. Ne kaybederdim. Onun olmayacak biri olduğunu yakından tanıyıp anlarsam kalbimde vazgeçerdi. O kötü bi çocuktu. Kalbimin bunu yakından görmeye ihtiyacı vardı. Tekrar istek atıp uyumaya çalıştım. Sabah çok erken dersim vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin