109 10 208
                                    

Herkese merhaba!

Yıllar sonra yeniden Mor Plüton satırlarında buluştuğumuz için aşırı aşırı heyecanlıyım! İlk söylemek istediğim şey, özel bölümleri neden kitaptan ayrı bir şekilde yayımladığım. Hem takıntılı bir manyak olduğum için o bölüm sayısı yerinde yazan 50'yi bozmamak, hem de burada gerçekten özel insanların olmasını istemek. Şöyle;

Mor Plüton uzun bir maraton ve okuyup bitirmek cidden kolay değil. Herkes Mor Plüton'u bitiremiyor. Bitirenler ise benim için en özel insanlar. Ve bu özel bölümlerde de sadece özel insanlar olsun, bizbize olalım istedim. Yani buranın içi her şekilde özel :)

Pat diye bölümü atarak dalmak istemedim, o yüzden böyle bir girişimsi bir şey yazayım dedim. Ve de biraz Mor Plüton hakkında konuşmak istiyorum.

Ah Mor Plüton... Lanetli kitap...

Bunu öylesine söylüyorum sanmayın hee, bu kitap cidden normal değil çünkü. Kitabın hikayesini ve lanetlerini anlatsam o da ayrı bir roman olur herhalde :d

Bana göre çok çok güzel bir kitap değil, bunu her zaman söyledim. Normal bir genç kurgu işte. Beni kendisine bu kadar bağlayan yanı hiçbir zaman güzelliği olmadı. Hissettirdikleri oldu... Herkesin yazdığı kitap, kendi için çok özeldir tabii ki ama Mor Plüton benim için bambaşka ya... Bambaşka. Çok değişik hisler besliyorum bu kitaba karşı. Hem çok nefret ediyorum, hem çok seviyorum...

Ki bu özel bölümleri hâlâ yazmamam gerektiğini ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. Ama mantığım bunu derken, kalbim yazmaya başlamıştı bile. Konu Mor Plüton olunca hiçbir zaman mantığımı dinleyemedim zaten. Belki bu özel bölümlerle gereksiz çok uzattım, belki çok sıktı belki de boku çıktı. Bütün endişelerim bu yöndeydi, ama şu an diyorum ki amaaannn uzatacaksak da Mor Plüton için uzatırız bee!

14 Ağustos kitabı ilk yayımladığım tarih diye şimdi paylaşıyorum, ama biliyor musunuz bu kesin değil... Ben o kadar düşünmeden o kadar ani başladım ki bu kitaba, her şeyi çok belirsiz. Hatırlamıyorum ben, ciddi ciddi nasıl yazdığımı nasıl buralara kadar geldiğimi hiç hatırlamıyorum. Düşünüyorum ama ucundan bile gelmiyor aklıma, hafızam orayı silmiş sanki. Demiştim lanetli...

14 Ağustos'u da ilk bölümün ilk yorum tarihine bakarak buldum ama büyük ihtimalle doğru bir tarih değil sncksncksncjdnx çünkü ben ilk yazdığım gibi bırakmadım düzenleyip tekrar yayımladım falan (yani herhalde çünkü hatırlamıyorum...) ama kesin emin olduğum bir şey var o da dördüncü senemizi doldurduğumuz. 2018'in hangi ay olduğu belli olmamakla beraber herhangi bir yaz ayında başlamıştım işte.

Ne aklımda kitabın konusu vardı, ne karakterler vardı ne de karakterlerin özellikleri vardı. Her şey o kadar plansızdı ki... Ben de en çok bunu seviyorum aslında. Mor Plüton, her şeyi planlayan ve o plana göre yaşayan bana anı yaşamayı öğretti. Ben yazdıkça karakterler oturdu, yazdıkça kurgu oluştu ilk başlarda bunlara dair en ufak bir fikrim yoktu. Ben bu kitabı niye yazıyorum bunu konusu ne ya, diye bile sormamıştım kendi kendime. Anca biraz ilerleyince dedim bir olay bir kurgu lazım (aferin bunu akıl edebilmişsin) Dedim ya o kadar bir amaç gütmeden yazdım ki bu kitabı, her şeyi çok belirsizdi. Sonra bir bakmışım final olmuş, bir bakmışım okuyucular kazanmışım.

Ben Mor Plüton'u yazarken yanımda kimse yoktu (iki kişi hariç) hiç okuyucum yoktu. Ama sonra çok güzel insanlarla tanıştım ve Mor Plüton'u bu kadar değerli yapan şeylerden biri de o insanlar. Dediğim gibi kitap bittikten sonra karşılaştığım için onlara hiç ciddi ciddi teşekkür etme fırsatı bulamadım. Şimdi böyle özel bir zamanda tam sırası...

Beyza'ya her daim yanımda olduğu; bir okuyucudan çok çok fazlası olduğu ve Mor Plüton adına beni çok mutlu eden şeyler yaptığı için,

Ulaş'a bu kadar detaylı ince okuduğu; içindeki yaşanmışlıkları hissederek Mor Plüton'u bir kitaptan fazlası olarak gördüğü ve güzel dostluğu için,

Gurbet'e bitirip bitirip baştan defalarca kez okuduğu ve kendi kalemimi farkıma varmamı sağladığı için,

Hazal'a birkaç satırla insanlara iyi gelebildiğimi gösterdiği ve böylesine severek okuduğu için,

(daha buralara kadar gelmemiş olup ama elbet bir gün geleceklerine yürekten inandıklarım👇)

Aleyna'ya bütün güzel yorumları ve ilk andan beri sabırla okuyup beni hep desteklediği için,

Selin'e beni çok çokk iyi anladığı; tüm kalbiyle hissederek okuduğu ve Mor Plüton'a bu kadar değer verdiği için,

Yüsra'ya kalemimi yalnız bırakmadığı ve samimi bir şekilde düşüncelerini aktararak okuduğu için,

Abdullah'a her şeye rağmen bu kitaba ikinci bir şansı verdiği ve önyargılarını yıkmama izin verdiği için,

Emine'ye gecelerden sabahlara kadar okuduğu; böyle olunca da kitabı rüyasında bile gördüğü (😂) ve böylelikle bir şeyleri cidden başarabildiğimi anlamamı sağladığı için,

Sena'ya bir şeyi hemen yargılamadan önce anlayarak doğru düzgün okuduğu; olaylara farklı pencerelerden bakabildiği ve detaylı eleştirileri için,

TEŞEKKÜR EDİYORUM.
İYİ Kİ VARSINIZ...

Ve de, sona sakladığım en en özel insan; Serra. Fazla bir şey dememe gerek yok aslında, sen bütün düşüncelerimi biliyorsunuz. İlham kaynağım olduğun için teşekkür ederim... Sen bu kitabın en büyük parçalarından birisin 💜

Neyse biraz fazla konuşmuş olabilirim özür dilerim, o halde sizi daha fazla bekletmiyorum. Bölüme geçebilirsinizzz!

Yorumlarda görüşürüz canlarım 💜💜💜



-14.08.2021-

MOR PLÜTON ∞ ÖZEL ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin