💚🍐Hafif Yeşil Deniz 💦🌊

67 5 11
                                    

Çatlak Su'yla beraberizz!
Umarım beğenirsiniz canım Mor Plüton okuyucularım!
Güzel okumalar dilerimm!
💚


"Ah! Her gün olduğun gibi bugün de yine çok güzelsin lanet kadın!"

Aynadaki yansımama öpücük atıp elimdeki rujun kapağını açtım. Saçlarımın turuncusundan bir tık koyu ruju güzelce sürdüğümde bir iki adım geri çekilip aynaya bakmaya devam ettim.

"Her renk mi yakışır bir insana... Neyim ben dünyanın birinci harikası falan mı?"

Kendi kendime övgüler yağdırarak hazırlanırken pat diye odama biri dalış yaptı. Kafamı gelen kişiye çevirdiğimde Janset olduğunu gördüm. "Şortum yok!" dedi gözlerini kocaman açıp. Sonra dudağını büzdü. "Açık mavi kot. Sen gördün mü?"

"Ben senin donunu nerede göreyim be?"

"Don değil o şort."

Omuz silktim. "Her neyse."

Odama adımlayıp dolabımı açtı. "İyi senden alıyorum bir tane."

"Saati elli lira." dedim açık mavi kot bir şortu eline aldığında. Bana aldırmadan "He he." dediği esnada makyajıma devam ettim.

"Yuh!" dedi başka bir ses. Cansel kapıda durmuş şokla bana bakıyordu, birkaç adım ilerledi. "Denize giderken de makyaj yapmazsın be..."

Bedenimi tamamen ona döndürüp ellerimi belime yerleştirdim. "Havada, karada, suda... Fark etmez. Makyaj, bir kadının en güzel takısıdır tatlım." burnumu kıvırıp ona baktım. "Ama sen ne anlarsın?"

Cansel bana gözlerini devirdi. "Neyse hazır mısınız?"

Saçımı savurdum. "Her zaman."

Ardından beraber evden çıktık. Sokağın köşesinden döndüğümüzde Enes Bora ve Emre'nin orada bizi beklediklerini gördüm. Burası bir nevi buluşma noktamızdı, evlerimizin arasındaki sokağın girişi. Bugün denize gitmek için sözleşmiştik, mayısın tam sonlarındaydık ama hava acayip derecedeki sıcaktı. Haberlere ve herkesin gittiğine bakarsak deniz suyu da ısınmıştı zaten.

Yanlarına ulaştığımızda gözüm direkt Bora'yı buldu. Altında dizlerinin hizasında koyu gri deniz şortu, üstünde de düz koyu yeşil bir tişört vardı. Tişörtünün rengi ufak bir gülümsememe sebep oldu. Bakışlarım yüzüne çıktı, yeni tıraş olduğu belli olurcasına pürüssüzdü. Kömür karası saçları dağınıktı. Hadi kahverengi olsa bir nebze ama saçları o kadar siyahtı ki, o istediğim sarıyla uzaktan yakından alakası yoktu. Gözümü sarışınlardan alamazken, o bana inat olsun diye karşıma çıkmıştı sanki. Bana inat sevdirmişti kendini. O kaldırımda ona çarptığımdan beri hep bana inattı zaten...

Çok zıttık. Terstik.

Ama birbirmizin zıttı, birbirimizin tersiydik. Böyle de bir bütündük işte...

Gözleri gözlerimi bulduğunda yine o şey oldu. Bana bakınca gözlerine bir şey oluyordu ve bunu bir tek ben görebiliyordum sanki.

Enes bizim geldiğimizi görünce sigarasından son nefesini çekti ve yere atıp ayağının ucuyla ezdi. Hemen ardından aceleyle cebinden ufak parfümünü çıkarıp üzerine sıktı. Cidden cebinde parfüm taşıyordu. Janset sigara kokusundan hoşlanmıyor diye.

"Off şunu su gibi sıkma oğlum ya!" dedi Emre ve hafifçe öksürdü. "Baydın!"

"Hee sonra kelebeğim bana yaklaşmasın değil mi? Kelebeğim yamacımda olmadan nasıl nefes alırım?"

Emre ona göz devirdiğinde Janset büyük birkaç adımda Enes'e yaklaştı ve kocaman gülümseyerek kollarını beline doladı.

"Ee?" dedi Cansel. "Kim kim gideceğiz?"

MOR PLÜTON ∞ ÖZEL ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin