𝗘𝗺𝗿𝗲 𝗞𝗼𝗿𝗲𝗿

65 3 44
                                    

Kaan Boşnak - Bebeğim

°°°

𝗘𝗺𝗿𝗲 S̶e̶r̶t̶...  
𝙀𝙢𝙧𝙚 𝙆𝙤𝙧𝙚𝙧.  

26'09'23   

 

26 Eylül 2018.

Biri girdi hayatıma.

Bir kız.

Simsiyah gözleri. Beyaz teni. Simsiyah, belinden aşağı uzanan dalgalı saçları. Ah o saçları...

Çok suratsızdı. Gözlerinin içi bomboştu, öyle boş bakıyordu ki içerisi kapkaranlıktı. Ama o günden sonra gözlerine bir şey oldu, birbirimizi gördüğümüz günden sonra.

Sanki küçük bir ışık yandı orada. O kadar ufak ve cılız bir ışıktı ki... Umut ışığıydı o, biraz geç anladım. Aslında anlamak istemedim. Sonra zamanla daha parlak yanmaya başladı. Ben besledim o ışığı hem isteyerek hem istemeyerek.

Birbirimizi ilk gördüğümüz an bile benim için kendini yaraladı, kafamı çarpmayayım diye elini koydu ve canı yanan o oldu...

Onu ilk gördüğümde hiçbir şey hissetmemiştim evet bu doğru, ama o an; elini çektiğinde kanadığını gördüğüm an, kafasını kaldırıp gözlerime baktığı an, içimde bir his belirdi. Ama ben hissedemedim, çok sonradan o günü hatırlayınca hisssettim aynı duyguyu. Hani birini gördüğünüzde onun kaderin olduğunu hissedermişsiniz ya, ben onu hissetmişim... Ama keşke ilk o duygu, o gün içimde doğduğunda hissedebilseydim.

Reddettim hep. Kabul etmek istemedim. Reddettim çünkü, onun aşkını kaldıramamaktan; altında ezilmekten korktum. Reddettim çünkü, onu güzel sevememekten korktum. Reddettim çünkü, ona bağlanırsam eğer gitmesinden korktum. Annem gibi olmasından korktum. Bencilceydi belki, kendi korkularım yüzünden onu çok üzdüm. Ama... Ama ben de çok korktum...

Ve onda açtığım yaralara rağmen, bir kere bile nefret etmedi benden. Bir kere bile...

Bana her şeyi itiraf ettiğinde ve elinden tutmadığımda, benden nefret ettiğini düşündüm. Onu kazanmadan kaybettiğimi, bir daha yüzüme bakmayacağını bir daha bana gülümsemeyeceğini düşündüm. Ama yanılmışım. Ben onu hiç kaybetmedim. Kazanmadım da belki ama, kaybetmedim de. O hep oradaydı. Kızgındı, kırgındı ama susuyordu. Ne bana gelebiliyordu ne benden gidebiliyordu. Orada hep sessizce beni bekliyordu. Bunu fark ettiğim an, bunu gerçekten fark ettiğim; onun farkını anladığım an onu daha fazla bekletmedim. Koşa koşa gittim ona.

Daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım ki, o çok farklıydı onun sevgisi çok farklıydı. Kimseye benzemiyordu o. Kendimi engellemeye çalıştım ama bir yere kadardı, içim hep onu istiyordu aslında. Onun yanında hiç hissetmediğim kadar iyi hissediyordum.

Sonradan fark ettim ki; terk edip gitseydi de, bana korkularımı yaşatsaydı da, çektiğim o acı bir tek onun için değerdi.

Annem öldü, hatta öldürüldü. Babam yok, o kelimenin anlamını hiçbir zaman bilemedim. Ailem yok benim, kimsesizim. Yani öyleydim. O benim ailem oldu, tek bir kişi de ailen olabilirmiş bunu öğretti. İşte bu yüzden evim dedim ya ona, çünkü ilk defa onunlayken evdeymişim gibi hissettim.

Onunla tanıştığım sene ki doğum günümü, ilk o kutlamıştı. Tam 26 Kasım'a girdiğimiz an dudakları aralandı ve "Doğum günün kutlu olsun." cümlesi döküldü. Şaşırdım. Gerçi o beni hep şaşırtıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MOR PLÜTON ∞ ÖZEL ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin