2.bölüm ihanet

167 12 1
                                    

1 hafta sonra
Dipper'ın bakış açısı
Bill'le konuşalı bir hafta geçmişti ve hala bir şey olmamıştı eh zaten ona güvenmemiştim bu gün ing hocasının derste doğum sancıları başladı bebek hocada bulunan şeker hastalığı nedeniyle bir ay erken doğdu ben hocalara söyledim ama beni dinlemediler al işte hoca "bütün erkekler dışarı çıksın ama dipper sen hariç sen kal" ne hocam günahım neydi yaa  "hocam niye kalıyorum ben erkek değilmiyim ayrıca on yedi yaşındayım ayıp oluyor" dedim hocada yapıştırdı cevabı "sen yarı üstün zekasın ayrıca dersleri tek dinleyen kişide sensin yardımın dokunur" yarı üstün zeka hocam ingilizcenize skim "tamam hocam" ağlamak istiyoreeem şimdi doğum esnasında ne bok yapılırdı he sıcak suyla ıslatılmış havlular hijyenik bir ortam bebe kıyafetleri tamam Arkama döndüm hocalara yapmaları gerekenleri ağlaya ağlaya söyledim kanamasını yavaşlatsakta durduramadık bir süre sonra ambülans geldi ing hocasını ve veleti götürdüler okulda bir kahraman olarak anılcam kesin nys hocalara stresten dolayı yorgun olduğumu söyleyip eve gitceğimi söyledim onlarda tamam dediler eveet artık ilerde olmıycak çocuklarıma anlatcak bir olay daha yaşadım lisede ders görürken hocamız doğum yaptı hocamın doğumuna yardım ettim neyse artık beni dinlerler umarım eve gidince ilk iş gözlerini çamışır suyuyla yıka kalan çamaşır suyunu iç ve öl tamamdır eve varınca içerden garip sesler geliyordu baktığımda içerde gidyon vardı bir şeyler fısışdaşıyorlardı kulağımı dayayıp dinlediğimde duyduklarıma inanmadım şu an üstünde araştırma yaptığımız şeyle ilgili beni arkamda bıçaklıyormuş o an bir kırinçlik yapıp içeri daldım sonrası zaten tahmin edilebilir tamam bu kadar travma içinde sanırım gerçekten çamışır suyu içicem bir bardakla banyoya gittim çamışır suyunu doldurdum ve "gençliğime şerefe ve huzura" dedim tam bardağı kafama dikicekken birisi bana engel oldu ellerimi tutuyor
D:bak evimdeki hayalet ölmem gerek bırak beni
B:sen nasıl bir ruh hastasısın ya sanki on üç yaşındayken daha zekiydin
D:ölmek istemekle zekiliğin ne alakası var mal
B:bir daha de bakayim
D:ölmek istemekle zekiliğin ne alakası var mal
Bunu çok piçsel söylemiştim bana bakıp aynen şöyle dedi "canınamı susadın velet" "evet" sanırım karşımdaki kaos şeytanında hayattan soğutmuştum
B:bak seni kaçırır aklın ermiycek işkenceler yaparım ama öldürmem ölümsüzlükle lanetlerim
D:ben bir şekilde hallederim yani yeni işkence taktikleri denediğin zaman ani bir haraket ve bum anlarsın ya
B:tamam o zaman intihar çabalarını durdururum maksat piçlik değilmi
D:ya bi siktir git en fazla kaçını durdurabilirsin bir çok intihar çeşidi var
Tamam iyice sinirlenmeye başladı hehe maksat şerefsizlik değilmi kendini kontrol etmek için gözlerimi kapattı o sırada bille çok ama öyle böyle bir piçsel bakıyordumki cidden keyfim baya yerindeydi sonra kolumdan tutup gibi beni banyodan çıkardı sonra koridorda duvara yaslandı ve beni kendisine doğru çekti ve yüzünde piçsel bir gülüş vardı sonra bir ışık hüzhesi oluşturdu  ve tüm kıyafetlerim daraldı bi baktım üstümde takım elbise vardı  "hasktir"  ve birden aşağıya doğru düşmeye başladık bill bizi bir portaldan içeri sokmuştu şu an bir yere düşüyoruk fakat nereye düşüyorduk hacı tek çare gözlerimi kapatmaktı ve hala daha düşüyorduk bill korktuğumu anlamış olcakki bana sarıldı kulağıma fısıldar bir ses tonu ile "gözlerini aç çam ağacı"  kesin pişman olcam ama açmakta fayda var değilmi açtığımda hayatımda görebileceğim en güzel manzarayı gördüm mavi neon ışıkların hafif pembe sarı kırmızı kahverengi yeşil bir saniye çemberdeki sembollerin renkleri ve bill'in elinden gelen ışık hüzmesinin rengi bunların birleşimi ve muhteşem göz alıcı dansları en alakasız renklerin birbirlerinin nasıl tamamladığını gördüm  aşağıya baktığımda siyah ve beyezlardan oluşan loş ışık hüznelerinden başka bir şey yoktu fakat yinede o iki zıt rengin bir birileriyle olan dansları ve o danstan ortaya çıkan renkler ah nefes kesiciydi bill önüme geçti ve çenemi tutarak kendisine bakmamı sağladı ardından bana "gördünmü çam ağacı iki zıt renkten bu renk kuşağı ortaya çıkıyor işte bizim iyilik ile kötülük arasındaki bağda böyle" Dedi bende yapıştırdım cevabı "napim" biraz sinirlendi gibi oldu fakat derin bir nefes alarak sözüne devam etti "melekler beyaz şeytanlar siyah ve bu renk kuşağı ise siz insanları temsil eder ve sende benim bu kötü hayatımdaki iyiliksin"  o an ağzımdan çıkan tek şey "ne" olmuştu  o an bill'in şefkatli gözleri düşmüş amına kodumun veleti bakışlarını almıştı abi kırk yılın başı birisi bana yavşadı bende bu romantik anı siktim abi bırakın ya bana karşı bu romantizim işlerini hem benim meşhur lafım saplık sultanlıktır bacım sap sap iyiyim ben ztn Taylor'dan sonra kimseye sikseniz güvenmem bill derin bir iç çekti ve bir portal daha açarak bizi eve geri getirdi sakin bir ses tonu ile "yapcak bişey yok bill bende romantizim diye bir şey kalmamış"  belli oluyor der gibi bakıyordu bana odama gittim ve şu lanet takımı çıkarmaya başladım gömleğimi çıkardıktan sonra arkamada piçsel bir gülüş ile bill'i gördüm bir elini belime doladı diğer eliyle dolabı açtı bir büyü ile kıyafetleri yatağa attı sonra beni çektiği gibi ikimizde dolaptaydık daha ben bunun şokunu atlatamdan kendimi bill'in kucağında buldum bacaklarım bill'in yardımı ile belindeydi kızarmaya başladım kabul
Bill'in bakış açısı
Çam ağacını kucağıma aldım kızarmaya başlamıştı onun karşımda çaresiz görmek hoşuma gitmişti kulağına doğru eğildim ve "o zaman sana aşkı öğretiçem" dedim iyice kızarmıştı gözleri büyümüş göz bebekleri ise olabildiğince küçülmüştü kulağından alt dudağına doğru ilerdim ve yapmacık bir somurtma ile "insanlar ben bir şeytan olduğum için ne sevebilceğimi düşünür nede sevilebilceğimi sence beni seven varmıdır yada ben birisini sevebilirmiyim çam ağacı" o an zihnini okumaya başladım "ne bu bir şeytan için bile çok ağır her kes sevilmeyi hak ediyor belki o sevgisizlikten dolayı böyle egosundan dolayı belirtmek istemiyor sevilmemek nasıl bir duygu olduğunu biliyorsun dipper belki gerçektende sevilmediğini için böyledir tamam bu büyük bir hata ama her kes ikinci bir şansı hak eder dipper yaptıklarımdan her ne kadar pişman olacağımı bilsemde ona bir şans vercem çünkü ben bir ahmağım"  ne cidden bu kadar hassas olduğu bir konumu bunları düşünürken gözlerinden yaşlar geliyordu en sonunda dayanamadı belimdeki bacaklarını iyice sıktı ellerini boynuma doladı ve ardından başını boynuma gömdü ağlıyordu gülümsemem artık şefkat gülümsemesine döndürdün ve hafif bir gülüş ile "ıh sanırım tek sevilmeyen ben değilmişim ha çam ağacı" evet anlamında başını salladı tenimde hissetmiştim kucağımdaki çocuğun kalçalarından düşmemesi için sabitleyici ellerimi çocuğun sırtına götürdüm ve ona sarıldım "hadi içini dök başka ne zaman bu şansı bulacağını bilemem" dedim ağlıyordu ve göz yaşları boynumdan hafifçe süzülüyor ve beni gıdılıyordu aynı  şekilde o sıcak nefesi şu güven işi iyi gidiyordu o hiç kimseye güvenmiyceğine söylüyor ama bana güvencek yani umarım o boynumda hala ağlıyordu onu iyice duvara sıkıştırmış sıkı sıkı sarılarak onu sakinleştirmeye çalışıyordum aslında onu şimdi öldürmek için iyi bir fırsat fakat onu sadece öldürmek değil onun ruhunu hapis etmekte istediğimden bana tamamen güvendiği zaman onu öldürmem gerek sonra hıçkırık sesleri kesildiğini fark ettim göz yaşlarıda kesilmişti sadece sıcacık nefesi kalmıştı sanırım uyumuştu evet uyumuş  nefes alışverişleri tenime işliyordu ve bu gerçekten huzur vericiydi dolaptan yatağa doğru ışınlandım kıyafetleri tekrar dolaba ışınladım ve kucağımdaki çocuğuyavaşça yatağa yatırdım tam gitcekken üstünde bir şey olmadığını hatırladım dolaptan elime rastgele bir şeyler aldım ve yanına oturdum yavaşça çocuğu oturu pozisyona getirip arkasına olabildiğince yavaş bir şekilde geçtim tişörtü giydirdim pantolon işini ise büyü ile hallettim tam geri yatırcakken başı boynuma düştü yavaşça bacaklarımı bağdaş şeklinden çözüp çam ağacını arama alcak şekilde ayarladım ellerimi çocuğun beline doladım ve Arkama yasladım kollarım gevşekti ve kucağımdaki çocuk bana doğru döndü ve kafasını göğsüme yasladı gerçekten çok tatlı uyuyordu  o an bende ne kadar yorgun olduğumu fark ettim zaten gelmeden önce iki kavgaya karıştım eh sonuç olarak bu insan bedenide iyice yorulmuştu gözlerim kapanya başladı bende kendimi o tatlı uykuya teslim ettim
Dipper'ın bakış açısı
Dün bill'in omzunda uyuya kalmışım sevilme gibi şeylerde gerçekten hasas birisiyim bide Taylor'un ihanetinden sonra iyice açılan bir yara olmuştu bu konu benim için sabah kalktığımda üzerimde tişörtüm ve rahat bir pantolonum vardı ayrıca bill'in göğsündeydim kalp atışlarını sesi çok rahatlarıcıydı orda kalmaya devam ettim nedeni beynimdeki üç gerizekalı hücre yüzünden onları neden dinliyorum bilmiyorum gözlerimi geri kappatım off aklıma hoca bir keresinde bana "dipper sabah gözlerini ilk açtığın anda napıyorsun" demişti bende "geri kapatıyorum" demiştim bu nasıl kafa amk ama seçilmiş bir malım yalan yok bunları düşünürken gülmemek için kendimi çok zor tutuyordum sonra nefes alışverişlerimi kontrol ederek kendimi sakinleştirdim ve kendimi bill'in kalp atışlarına yoğunlaştırdım ve "kalp atışlarımı çokmu sevdin çam ağacı" puu tamda dalmıştım cidden neden uyandığın gibi zihnimi okuyorsunki off nys "evet şimdi sus dinlemeye devam etmek istiyorum" dedim eyer birazcık bill'i tanıyorsam bir şeyler yapcak ve evet dediğim gibi oldu beni hafif saran kolları koltuk altımdan tuttu ve beni havaya kaldırdı o nasıl güç amına neyse o bir şeytan fazla kafaya takma dipsos ve tahmin edin bu ismi bana kim buldu tabikideee mabs şu an bill'in üstündeydim tamamen şu lanet yanaklar gene kızarmaya başlamıştı amk bunun için bir çözüm yokmu "umm hayır yok ayrıca böyle kızarık yanakların çok tatlı dipsos" ne ıı zihnimi bi sal amk ya biraz doğruldum ve bill'in bakışları hayır gibiydi hala zihnimi okuduğuna yemin ederim ama kanıtlayamam bill'de biraz doğruldu ve çenemi tutarak kendisine bakmamı sağladı ardından kucağına doğru oturturup beni iyice kendisine çekti içimden bir ses hiç iyi şeylerin olacağını sanmıyor
Kendiside biraz doğruldu ve bana iyice yaklaştı aynı şekilde benide kendisine yaklaştırıyordu ne yapcak acaba bu şerefsiz derken alt dudağımı emmeye başladı hadii koş dip kaç kurtar kendini tam havaya zıplayıp bu şeytanın kucağından kutulcakken beni iyice sıktı ve dudağımı daha sert emmeye başladı tek çare olarak bir ilahi gücün beni kurtarması için dua etmeye başladım bill dudağımı bıraktıktan sonra "karşılık ver yoksa sonun kötü olur çam ağacı" sıçtık çeğhk tek çare dediğini yapmak alt dudağımı emmeye başladı bende karşılık verdim ama istemeyerek bir süre sonra yorulma başladım  bacaklarımı bill'in beline doladım ve ikimizinde erkekliği değmeye başladı bill iyice azdı bunu hissedebiliyorum ki yanılmadım bir süre sonra şeytan işin içine dilini soktu ağzımı keşfetmeye başladı dilimi ıstırıyor emiyordu bende izin vermekten başka bir şey yapmıyordum nefesim kesilmeye başladı bende kafamı hızlıca havaya kaldırdım nefes nefese kaldım ben nefes almaya çalışırken o sırıtıyordu kafamı bill'in omzuna gömdüm o ise sadece bekliyordu altaki hareketlenmeyi söylemiyorum bile ben biraz sakinleşince bil kafamı kaldırdı ve boynuma kafasını gömdü ardından boynumu emmeye yalamya başladı Bağzen küçük buseler ve ısırıklar bırakıyordu ben ise sadece inliyordum ve şeytanın kucağında kıvranıyordum kıvranışlarım bill'i daha çok azdırıyordu bir şeytanla sex yapmak kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi boynumu emmeyi bırakınca ikimizde nefes nefese kalmıştık deli gibi terlemiştim "Bu günlük bu kadar yeter ama seninle daha çok eylenceğimiz günler olcak çam ağacı"  eh en azından sex boyutuna gelmedik ormanın ortasında kimse beni duymaz zaten neyse bill benden cevap bekler gibi bakıyordu "eylence anlayışlarımız uyuşmuyor" dedim güldü umursamadan boynumu elledim "ahğ boynum" boynum acıyordu hemde delicesine acıyordu bill'in yüzündeki sırıtış iyice büyüdü banyoya koştum boynuma ve dudaklarıma baktığımda boynum mosmor dudaklarım ise şişmişti bu gün cuma okul var ve hemen çıkmassam geç kalcam ama bu halde okula gidemem napıcam of sanırım okula gitmiycem hocalar sorarsa uyuya kalmışım derim zaten kırk yılın başı devamsızlık yapmışım hiç bir şey demezler banyodan korkak adımlarla çıktım bill kapıda beni bekliyordu arkamdan kapıyı kapatıp beni sıkıştırdı yüzüne bakmadım ama yüzündeki o sırıtışı hissetmemek mümkün değil bill'in aşk anlayışı bu mu cidden "hayır aşk anlayışım bu değil bu benim zevk anlayışım" nasıl bu kadar rahat konuşuyor amk şu an karnına tekmeyi basabilirim "bas o zaman"  Dedi eh tamam o zaman bizden ne isteniyorsa onu yaparız hacı bastım tekmeyi var gücümle fakat adam işlemedi kımıldamadı bile hass "iyi tekme ama bağzı eksikleri var onlarıda hallederiz"  aşağıya doğru koştum ve mutfağa yöneldim su içmeye ihtiyacım var boynum acıdığından çok haraket ettiremiyordum suyu içtikten sonra bir buz aldım ve yukarıya odama çıktım bill gitmişti herhalde beni sinir ettikten sonra arkadaşlarına anlatmak için kendi boyutuna gitti yatağıma geçtim buzu boynuma koydum pazartesi gününe kadar bir şekilde bu morlukları gidermem gerek telefonumu aldım ve araştırmaya başladım derken mabs aradı kapat tuşuna bastım ve mesaj olarak duştan çıktım görüntülü arama normal konuşalım yazdım oda tamam yazdı Mabel ile biraz konuştum fln sonra aramaya devam ettim tüm tarifleri denedim ve akşam oldu ardından boynumda ilgilenmektedir yemek yemediğimi fark ettim ayrıca suda içmedim off sanırım bir şeyler yiycem sonrada yatarım cips ve soğuk çay yanlız asla sağlıklı besleniyorum neyse işte yedim sonra kulaklığımı telefonu sevdiğim alkol şişesiyle terasa çıktım yıldızları seyrediyor şarkıya eşlik ediyordum yaz havasında esen meltemin verdiği rahatlıkla orda uyuya kalmışım
Evet benden bu kadar dmmfdmfnfnfmdmfmmf iki bin kelimeyi geçti nys Smut yazammı lna tam ucundan döndüm tahminimce iki bölüm sonra Smut yazarım çünkü neden olmasın bacım deme mdjddjkd nys sonraki bölümde görüşürüz  bb

🔺🔶🔯🌈🌲Benim Doritosum🌲🌈 🔯🔺🔶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin