Sabah her zamanki yorgunluğuyla uyandı jisoo.Vücudundaki morluklar çoğalmıştı,sürekli yatmaktan dolayı sızlayan belini kütletti ve geri arkasına yaslandı.
Kapının tıklatılmasıyla bir ses vermedi içeriye hemşire girmiş ve serumuna yeni bir ilaç daha eklemişti sonra ise bir isteği olup olmadığını sormuş son olarak morluklarını kontrol edip hastane odasindan geri çıkmıştı.
Jisoo ölümcül bir hastalığa sahipti.Hala hastalığina bir teşhis konulamamıştı.
Jisoonun kimsesi yoktu. Kimsesi, hastanede tek başınaydı.
Bir hevesi vardı onu ise şimdi engellemişti.
Engeli kaldırıp son gunlerini birazda olsa taehyungla geçirmek istiyordu
Kimchichu engeli kaldırdı
Kimtae-hyung:vaaay chichu engeli kaldırdı ha.Nudemi atacaksınKimchichu:hayır
Kimchichu:sadece bunu atmak istedim.
Kimtae-hyung:bunlardan etkilenmediğimi söyledim.Ama lens yakışmışKimchichu:teşekkürler.İyimisin
Kimtae-hyung:sanane
Kimchichu:sadece konuşmak stiyordum
Kimtae-hyung:seninle konuşmaktan daha önemli işlerim var
Kimchichu:o zaman neden benimle konuşuyorsun
Kimtae-hyung:doğru
Kimtae-hyung çevrim dışı
Telefonumu yandaki küçük masaya bırakıp anıları düşündüm.Taehyungu ilk gördüğüm zamanı.
Maskesi vardı.Bir kac arkadaşida yanındaydı.O zaman onun gözlerine aşık olmuştum,kahverengiye çalan çok güzel gözleri vardı.
Onu kendime aşik edemiyecegimi biliyordum.Sadece bende gözlerimle etkilemek istemiştim,fakat o gozlerimle ilgilenmiyordu.Ne yazıkki
Fakat bu kadar kaba karşılayacağinıda düşünmemiştim.Çok bir ömrüm kalmamıştı,taehyungla evlenemez ve ya onunla çocuklarımiz olamazdı.
Kalbim yaniyordu,cayır cayır.Anne olmadan ölmek istemiyorum...