Gk1- İlk

89 4 0
                                    

Giriş.

"Ona dokunacak olursan senin geçmişini sikerim!" Diyerek kükredi. Karşısındaki adam etkilenmemiş gibi kahkaha attı. Aslında korkuyordu. Onun yapacaklarından korkuyordu. "Evlat, hala bende. Birşey yapamayacağını ikimizde biliyoruz." Sinirleri daha da geriliyordu. Yapacaktı. Sadece şu an değil. Derin bir nefes aldı. Burnuna, şu anda bulunduğu izbe mekanın toz kokusu geldi. Leş gibiydi. "Ne istiyorsun lan benden!" Adam içinden sonunda diyerek, derin bir nefes aldı. "Buradan çıktığında telefonuna mesaj gelecek, o günde ve o saatte burada olacaksın. O ilkin olacak. Devamı gelecek. On altı olduğunda bitecek. Ozaman onu alacaksın." Içinden bir siktir çekti. Biliyordu. Hemde çok iyi biliyordu. Bunun sonunun kötü biteceğini daha iyi biliyordu. Izbe mekanın koridorlarından geçerken arkasındaki adamlar onu geçiriyordu. Büyük kapı açılınca kendini dışarı attı. Telefonundan bildirim sesi geldi.
Yarın. 23:35'te sonunda onu alacaksa bunu yapmak zorundaydı. O önemliydi. Çok önemli. Sakin ama bir okadar güçlü adımlarla motoruna ulaştı. Bindiğinde, telefonunu cebine koydu ve ceketinin fermuarını çekti. Motordan çıkan hırıltılı ses bütün sokak arası boyunca yayıldı. Hızla yollara süzüldü. Hızını arttırdıkça rahatlıyordu. Özgür. Hissettiği şeyin kelime anlamı buydu. Özgür hissediyordu. Kavşaktan büyük bir hızla döndü. Büyük ihtimal şuan küfür yiyorum diye düşündü. Umurunda değildi. Hızının sınırlarını zorlarken, eve gelmişti. Motordan inerek eve yürüdü. Kendisi gibi evi de siyah ve karanlıktı. Buradaki evlerin arasından bir tek o siyahtı ve bana yaklaşma diye bağırıyordu. Evin içine girip, ışığı hızlıca açtı. Onu almalıyım. O önemli. O olmadan ben biterim. Kendi kendine mırıldanarak siyah deri koltuğa oturdu. Kafasını arkaya yaslayarak gözlerini dinlendirdi. Düşünceler beyninde zonklamaya neden oluyordu. Hızla yerinden doğruldu. Odaya doğru hızlı ve büyük adımlar attı. Odanın ortasındaki büyük yatağın ucuna çömeldi. Yatağın altındaki düğmeye basarak yatağı açtı. Yatak yavaşça yukarı yükselirken, gözü tek birşeye takıldı. Onun silahına. Silahı yavaşça eline aldı. Kırılacak birşeymiş gibi silahı sıkı tutuyordu. Düşmesinden korkuyormuş gibi. Kabzasındaki M harfine yavaşça dokundu. Onu kesinlikle geri almalıydı. Silahı yerine bırakarak, yatağı kapattı. Odadan çıkıp bodrum kata indi. Burada bir adet masa, kum torbası ve eldivenler vardı. Yavaşça üstünü çıkarıp, duvarın köşesine fırlattı. Eldivenleri es geçerek masanın üstündeki bandajlara uzandı. Eline özenle sararken düşünüyordu. Işin sonu ne olacaktı? Onu alabilirse, üstünden büyük bir yük kalkmış olacaktı. Onu aldıktan sonra ölüm pahasına koruması gerekiyordu. Bandajı iyice sardığından emin olduktan sonra, ısınmaya başladı. Yeterince ısındıktan sonra, yumruklarını büyük bir hiddetle kum torbasına geçirmeye başladı. Kol kasları geriliyor ve geriliyordu. Kimseye güvenemezdi. Çevresinde kimse de yoktu zaten. Yorulduğunu anladığında, kum torbasına vurmayı bıraktı. Duş alması gerekiyordu. Teri üstünde soğumadan üstünü çıkarıp duşa girdi. Soğuk suyu açtı. Sıcak suyla mayışmak yerine soğuk su ile ayık kalması gerekiyordu. Biraz daha durduktan sonra, suyu kapatıp beline havlu sardı. Yarın daha çok yorulacağını bildiği için kendini uyumaya zorladı ve gözlerini kapattı.

Akşama doğru gözlerini açarak yatakta doğruldu. Komidinin üzerine koyduğu telefonuna uzanıp saate baktı. Saat 20:22 idi. Daha iki saati vardı. Yataktan kalkarak dolaba gitti. Siyahlarını çıkardı. Siyah ceket, siyah pantolon, siyah tişört ve siyah botlar. Kısacası herşey siyah idi. Aklına gelen şey ile sırıttı. Belindeki havluyu çıkartarak yerine boxer giydi. Telefonuna uzanarak yasemin denen kızı aradı. Kızın ince ve cırtlak sesini duyunca yüzünü buruşturdu. "Canım! Beni aradığın için çok mutlu oldum. Kaç gündür seni arzuluyorum-kıkırtı- geleyim mi?" Belki çok konuşuyor ama yatakta iyi iş görüyor diye düşündü. "Evet. Evimi biliyorsun bebek. Çabuk gel. Bir saatimiz var." Kız kıkırdarken suratına kapattı. Çabuk gelse iyi olur diye mırıldandı. Lavaboya doğru adımlandı. Elini yüzünü yıkarken, düşünceler ile boğuşuyordu. Onun için diyerek,kendini avutmaya çalıştı. Eskileri gömdüğünü sanıyordu. Fakat birisi gömdüğü yerden kazarak çıkarmıştı ve bu hiç hoşuna  gitmemişti. Elbet intikamını alacaktı. Kapının zili ile hızlı hareketlerle ellerini kuruladı ve lavabodan çıktı. Kapıya giderek çabucak attı ve kızın kolundan sertçe çekti. Kız kırkırdayarak konuştu, "beni bu kadar özlediğini bilmiyordum canım." Gözlerini devirdi. Kalçalarından tutarak kucağına kaldırdı ve odaya götürdü. Yatağa attığında sırıtıyordu.

Kız gittikten hemen sonra yatağın yanındaki çekmeceden sigara çıkardı. Çakmağı da alarak, sigarayı yaktı ve dudaklarının arasına kıstırdı. Birkaç dakika sonra hazırlanıp çıkacaktı. Yavaş yavaş keyfini çıkararak sigarasını içti. Sonuna geldiğinde yavaşça sigara dumanını havaya üfledi. Odanın içinde bir duman tabakası oluştu. Bunu umursamadan kıyafetlerine yöneldi. Pantolonunu giydikten sonra özenle kemerini taktı. Yavaşça siyah kazağını kafasından geçirdi. Arkasında duran yatağın ucuna oturarak çoraplarını hızlıca ayağına geçirdi. Botlarına yöneldiği sırada, bildirim sesi ile elini cebine attı. Mesaj özel bir numaradandı. Hazır mısın? Mesajın kimden olduğunu anladı. Evet. Yazarak ayakkabılarını giydi. Yatağın altındaki düğmeye basarak oradan bir silah aldı ve beline yerleştirdi.Dolaptan motorun kaskını aldıktan sonra, dışarı çıkıp motoruna yöneldi. Kapıyı kilitlemesi onun için birşey ifade etmiyordu. Amacı sadece onu aldıktan sonra bambaşka bir hayat kurmaktı. Motoruna binip, motoru çalıştırdı ve yollara süzüldü.

Izbe mekanı tekrar görünce yüzünü buruşturdu. Kocaman baraka kapısının önünde iki tane adam bekliyordu. Adamlara yaklaşınca adamlar kapıyı ardına kadar açtı.

"Ne duruyorsun! Vur onu." Elindeki silahın ağırlığı kalbinin ağırlığına bin basıyordu. Adam yalvarırcasına bakıyorken, kendini güçlü hissetti. "Hayır! Beni vurma. Yalvarıyorum. Karım var! Hamile!" Derin bir nefes aldı. Çocuğu olacak olan birini nasıl vurabilirdi? "Sana onu vurmanı söyledim! Hadi! Bitir işini!" Karşısında diz çökmüş olan adamın gözlerine baktı. Ağlıyordu. "Çocuğumu görmek istiyorum! Onu görmeden ölemem!" Maalesef onu göremeyeceksin diye mırıldandı. Adam bunu duymuş olacakki gözleri irileşti. Hıçkırarak ağlamaya başladı. "Yalvarıyorum! Yapmayın! Bazı hatalar yaptım. Evet! Fakat asla aileme yansıyacak kadar büyük bir hata yapmadım! Tanrı biliyor! Yapma! Lütfen!" Silahın emniyetini açtı. Silahtan gelen ses kulaklarını çınlattı. Bütün binada yayıldı. Karşısındaki adam çırpınmaya başladı. Aslanın yakaladığı bır ceylan, aslanın pençelerinde çırpınan bir ceylan. Derin bir nefes aldı. "Onun için." Tetiği çektikten sonra ortada silah dışında herşey sustu. Dünya durmuştu. Sessizlik. Ölüm sonrası sessizlik. Silahı yere attı. Adam'a dönerek tehtidkar bir tonda "bu işin sonunda onu vermezsen eğer, o adamın yanına gideceksin." Sert adımlar ile barakadan çıktı ve motoruna binip gaza bastı.

  Bir süre sonra dayanamayıp yol kenarında durdu. Motordan indi ve motorun tekerleğine hızlı bir tekme attı. Az önce bir adamı öldürdün! Beyninin içinde yankılanan ses onu rahatsız ediyordu. Telefonuna gelen bildirim ile küfür etti.

Gün daha bitmedi. Bu son olmayacak. Iyi dinlen ;)

Içinden bir siktir çekti. Büyük bir siktir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gecenin Kasveti (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin