Bölüm 1

882 37 12
                                    

-Haydarpaşa Tren Garı-

Yavaş yavaş iniyor sıralı merdivenlerden aşağıya..Her adımda ürkekliği,korkusu çok daha fazla oluyor genç kızın..Kafasındaki korku dolu düşüncelerle ilerliyor denizin kenarına..Bir banka oturduğunda içinde sonbaharın soğuğunu,yüzünde Eylül’ün yağmur damlalarını hissediyor..Dudaklarından dökülüyor birkaç cümle..

“Ah be Allah’ım..Bakalım Yaren kuluna bundan sonra nasıl bir yol yazdın..”

İçinden geçen endişe yüzüne yansıyor o an Yaren’in..Daha 22sinde gencecik bir kız..Memleketinden kopup,ailesinden kopmak zorunda kalıp İstanbul’a, hayallerinin şehrine gelen kocaman yürekli ama küçücük bir kadın..Ne yaşayacağını nelerini kaybedeceğini bilmediği bir şehirde, bir deniz kenarında, bir bankta usulca oturuyor.. Hayallerine bakıyor sanki..”Denizin üstüne..” Bir gün hayalleri bu denizin dibine batmasın diye de dua ediyor içinden..


Çalan telefonuna cevap veriyor Karlos..Bir yandan da tren garından içeriye doğru hızla giriyor..

“Alo Kuzen..” dediğinde karşısında Ferdi’nin sesini duyuyor..

“N’aptın Kuzen, nerdesin?”

“Uzaya doğru yolculuk yapıyorum şu an..” deyip gülüyor ve devam ediyor. “Nerede olacağım Kuzen, tren garına yollamadınız mı beni..Haydarpaşa’dayım işte..Dodo’nun gönderdiği paketleri alıp gelirim hemen..”

“Amma da şakacıyız bugün..”

“Her zamanki halim olduğunu biliyorsun Kardeşim..” diyor ve gülümseyerek kapatıyor telefonunu..Hızlı adımlarla gidip, paketlerini alıyor ve Haydarpaşa’dan çıkmak için ilerliyor yine..

İki insan.. İki sahipsiz,kimsesiz ama umutlarıyla bir derya olan iki yaralı yürek..Yaren ve Karlos..
Mırıldanarak söylediği şarkısını gördüğü manzara karşısında şaşkınlıkla kesiyor Karlos..Bankın birinde,boynu bükük,gözleri uykuya yenik düşmüş bir kız.. Dakikalarca izliyor Karlos karşısındaki kızı..Öylece bakıyor,bir adım daha atmak istiyor atamıyor..Ve bir anda gözlerini açıyor Yaren..Sanki kötü bir rüya görmüş gibi sıçrıyor olduğu yerde..Ve gözleri karşısındaki adamın,Karlos’un gözleriyle buluşuyor..Saniyelik bir bakışmadan sonra utanıyor,eğiyor başını öne..

“Şişş..Korkma korkma..Ben şey yaptım..Yani şey..Sadece bakıyordum öyle..Niye bakıyorsam artık..” Son söylediği cümleyi mırıldanıyor Karlos..Ama kendi kendine soruyor “Niye bakıyorsun Oğlum” diye..

“Bakıyor muydun? Şimdi sen ne yap biliyor musun, tren garına geri gir, çünkü asıl bakman gereken şeyler orada..” diyor Yaren..

“Sen bana ‘öküz’ mü demek istedin şu an?” dediğinde gülmesine engel olamıyor Karlos..

“Demek istemedim,resmen dedim..Anlamadıysan daha mı açık söylemem lazım?” Karşısındaki adama yüz vermiyor Yaren..Güvenemiyorken kimseye daha ilk kez karşılaştığı bu adamın amacının ne olduğunu da anlayamıyor..Somurtarak oturmuş , sert sert bakışlar atıyor Karlos’a..

“Vay..Bu kadar da açık ve netiz yani..” diyor ve birkaç adım atıp Yaren’in oturduğu bankın ucuna oturmak istiyor Karlos..Yaren ise içindeki korkuyu fark ettirmemeye çalışıyor ama engel olamıyor, istemsizce bankın diğer ucuna kayıyor hemen..Fark ediyor durumu Karlos..

“Hey hey..Sakin ol..Sadece oturuyorum..” 

“Sakinim ben zaten..Hem sen ne demeye geldin oturdunki dibime..?”

“Tapulu malın mı burası senin Kızım, oturamaz mıyım?”

“Kızım mı! Bir daha kızım deme bana..! Ya hem sen nereden çıktın karşıma dan diye be..! Kalkıp gitsene işine..”

“Amma cadı bir şeymişsin sen de he..”

“Sen de amma şaşkolozmuşsun..!” 

“Şaşkoloz mu? Ben mi..? Önce öküz şimdi de şaşkoloz mu oldum?” 

“Her türlü terimi barındırıyorsan ben napayım?”

İkisi de ne yaptıklarını bilmeden sadece birbirlerine laf sokmaya çalışıyorlar. Daha birkaç dakika önce karşılaşmalarına rağmen sanki çok tanıdık gibi hissediyorlar..Ama nedenini bilmeden öylece oturup, bekliyorlar.. 

‘Sanki yıllardır birbirlerini beklemişcesine..’


“Tamam tamam bak bence tanışalım..Kötü bir başlangıç oldu ama daha adını bile bilmiyorumki ben..” diyor Karlos en tatlı haliyle.. Ve devam ediyor.. “Benim adım Karlos..” deyip elini uzatıyor tokalaşmak için.

“Karlos mu? O nasıl isim öyle..? “ 

“İstanbul’un bana taktığı isim diyelim..” deyip gülüyor dolu dolu.. “Ee sen adını söylemicek misin, elim de böyle hava da mı kalıcak?”

Ne kadar çekinse de karşı koyamıyor Yaren karşısındaki adamın gözlerinden kendi gözlerine akan masumiyeti görüyor..Bir kaç saniye öylece bakışıyorlar..

“Yaren..Adım Yaren benim..” deyip titreyen elini uzatıp, usulca tokalaşıyor Karlos ile.. O an sanki bir şeyler oluyor ikisine de..Sonbaharın ayazına rağmen sıcacık ikisinin de elleri.. 

Elini tuttuğu kadının titreyen elini bırakamıyor bir türlü Karlos.. O an içine dolan sıcaklık,masumiyet sanki yıllardır aradığı duygularmış gibi içindeki kocaman boşluğa yer ediniyor ilk andan..
Sanki zaman durmuş gibi ikisi de öylece kalakalıyor..Gözleri gözlerinde , elleri ellerinde durduğu saniyelerde zaman duruyor,akmıyor..Ne olduğunu anlayamadan birden bire gök gürültüsünün sesiyle ikisi de korkudan neye uğradığını şaşırıyor..İkisinin de ağzından kocaman bir çığlık duyuluyor ve fırlıyorlar ayağa..

“Aaa..!” 

Ardından etrafı aydınlatan bir şimşek çakmasıyla olan oluyor ve Yaren kendini Karlos’un kollarında buluyor.. Gözlerini kapamış sıkıca sarılmış Karlos’un bedenine..Karlos’da kendinde değil..Avucunun içinde sanki ürkek bir kuş tutarmışcasına sarmalamış Yaren’i..

“Korkma korkma gel..!” deyip omzunun altına alıyor Yaren’i ve koşmaya başlıyorlar..Tren garına geri giriyorlar..İkisi de sırılsıklam.. İkisi de bilinmez duyguların içinde.

İçeriye girdiklerinde hala tenleri tenlerine değiyor,neden sonra fark ediyor durumu Yaren..

“Hop hop..! Sen sarıldın mı bana..!” dediğinde Karlos’un göğsüne yumruk atmaya başlıyor..

Neye uğradığını şaşırıyor Karlos..Bir yandan Yaren’in ellerini tutmaya çalışıyor bir yandan da hem gülüyor hem kendini savunuyor..

“Neeeyy..! Ben mi sarıldım..! Gök gürleyince sen atladın be kucağıma..!”

“Ben senin kucağına niye atlayayımki sen benden çok korktun hem, bir de çığlık atıyor..!” Yaren’de az önceki anlarını hatırlamaya başlıyor ve hem gülüyor hem de yumruklarına son veriyor..

“Ne varki ne yani? Sen çığlık atınca tamam ben korkamaz mıyım, sadece kadınlar mı korkuyor,öyle bir kural mı var hem..?” 

“Boşuna şaşkoloz dememişim ben sana işte..”

“İyi bakalım..Gül sen gül..Bir de şaşkoloz olduk..Çakallıktan şaşkolozluğa geçiş yaptın vay be Karlos efendi..”

“Çakal mı? Sen misin çakal? Çakal görmesem yutturacaksın yani..” dediğinde hayatında kimlerle karşılaştığını,nasıl kötülükler gördüğünü hatırlıyor Yaren..Az önceki neşesinden eser kalmıyor.. Sanki birazcık mutlu olsa yüzü gülse suçluluk duyuyor..Yüzü asılıyor,eşyalarının olduğu küçük çantasını takıyor sırtına..Karşısındaki yüzünü güldüren,içini ısıtan,yabancı adamdan ayrılma vaktinin geldiğini düşünüyor..

“Dur n’apıyorsun, eşyalarını falan aldın?”

“Gidiyorum..”

Tek bir kelime nedenini bilmeden bir sıkıntı düşürüyor Karlos’un yüreğine..Bütün hayatı boyunca yaşamadığı bir sıkıntı..İçindeki boşluğu dolduracak şeyi bulmuşken kaybedecek gibi hissediyor..Ama nasıl böyle hissettiğinide anlamıyor..Bu kadar kısa bir zamanda ne yaşadığının adını koyamasa da dudaklarına engel olamıyor..

“Gitme..”

“Gitme mi?”

“Yani ne güzel konuşuyorduk..”

“Daha seni tanımıyorum bile ben..”

“Az önce tanıştıkya..” diyor ve en sempatik haliyle göz kırpıyor Yaren’e..

İçi kıpır kıpır Yaren’in..Hayatı boyunca hiç böyle olmamışken ne oldu da bir anda yüreğinde böyle şeyler hissettiğini anlayamıyor..Anlam veremiyor..Oysa bilmiyor ömür boyu yüreğinde bu duyguyu taşıyacağını..

Ama yapamıyor..Güvenemiyor karşısındaki adama..Karlos’a değil..Karşısındaki erkeğe güvenemiyor..Daha önceki tecrübelerinden, en yakınındaki insandan, babasından sonra hiçbir erkeğe güvenemiyor..Hem ürkek hem de kalın zırhları olan küçük yüreğinde şimdi yerini hüzün alıyor..
Uzun uzun bakışıyorlar sadece..İkisinin de boğazında düğümleniyor kelimeler ama cesaret edip söyleyemiyorlar..Gözleri dolu dolu Yaren’in..Yardım et bana diyecek gibi oluyor Karlos’a ama diyemiyor..Sonunu bilmediği bir yolculuğa çıkmaya cesaret edemiyor üstelik yeni bir yola girmişken..En iyisinin kendi başının çaresine bakmak olduğunu biliyor ama gidecek bir yeri olmadığını da biliyor..

“Hoşça ka..“

Hiçbir şey diyemiyor o an Karlos..Öylece gidişini izliyor Yaren’in..Uzun uzun bakıyor arkasından..Ama duramıyor..İçinden,ta en derininden gelen sesi dinliyor ve fark ettirmeden takip ediyor Yaren’i..

“Ulan Karlos..Noldu Oğlum iki dakikada..N’apıyorsun sen..Şaşkoloz musun nesin sahiden..Şaşkoloz ne demekki zaten..!” Hem Yaren’in ardından gidiyor hem de kendi kendine söyleniyor..

“Ne güzel gözleri vardı be..! Gözlerinin içinde neler vardı neler..Ama çok güzel baktı be..!” Yüzünde koca bir tebessümle kuruyor cümlelerini..

Yaren önde Karlos arkada tren garında tur atıyorlar..Gidecek hiçbir yeri olmayan Yaren napacağını düşünürken öylece yürüyor..Gecenin çöktüğü bu anda dışarıya çıkmaya cesaret edemiyor..Tek çaresinin garda kalmak olduğunu anladığında köşedeki bankların birine oturuyor yine usulca..

Anlıyor durumu Karlos..Gidecek bir yeri olmadığını da fark ediyor..O an üzerine çöküyor kocaman bir hüzün..

“Ahh..Seninde mi kimsen yok be Yaren..Sende mi benim gibilerdensin..Kimsesiz,sahipsiz misin..Hayatın feleğini yiyenlerden misin..Nasıl dayanırsınki sen o küçücük bedeninle..Güzel gözlerinle..”

İçi acıyor Karlos’un..Yeni tanıdığı birinin nasıl böyle içini acıttığını anlayamıyor ama sonuna kadar yaşıyor duygularını..

Zaman hızla akıyor..Tren garı sakinleşiyor..Gece yolculuk edenlerden başka kimseler kalmıyor..Ama Yaren hala o bankta oturuyor, Karlos ise uzaktan onu izliyor saatlerdir.. Telefonu çalıyor ısrarla Karlos’un dayanamayıp açıyor sonunda..

“Söyle Ferdi,söyle Kuzen…”

“Abicim sen neredesin..! Saat kaç oldu Oğlum..! Seni bekliyoruz evde.."

“Yok beklemeyin beni bu gece..” dediğinde Ferdi’nin cevap vermesine fırsat vermeden kapatıyor telefonu..

Sabah olmak üzere oluyor..Güneş doğmadan ikisi de uykuya yenik düşmüş oluyorlar iki ayrı yerde..

“Hey uyansana..! Uyansana güzelim.!” Yaren’in yanında bağırıyor gar bekcisi..

Neye uğradığını şaşırıyor Yaren..Korkuyla açıyor gözlerini..Karşısında kendine bakan adamdan korkuyor..

“Ohhh..Ne güzel de uyumuşsun öyle.. Yatağın sandın galiba burayı..!”

Hiçbir şey diyemiyor..Ürkekce bakıyor Yaren..Korkmuş,bilmediği bir şehirde ne yapacağını da bilmeden öylece kalakalmış..

“Ne o? Yoksa gidecek bir yerin mi yok senin..? Bak eğer öyleyse söyle bileyim..Bildiğim çok güzel bir yer var..Yatakları da çok rahat..”

Başından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissediyor Yaren..Gözlerinden damlıyor gözyaşları..Erkeklere güvenemeyeceğini anlıyor bir kez daha..

Bekci iyice yaklaştıkca Yaren’e , Yaren dayanamıyor..

“Pislik..! Çekil git başımdan be..!”

“Ne oldu..? Benim evimde yatman, burada yatmandan daha iyi olur bak..Rahat edersin diyorum sana..Benden sana zarar gelmez , gel bak sen..”

İçi geçmiş Karlos’un..Bir anda duydugu kargaşa sesiyle açıyor gözlerini..Gördüğü manzara karşısında adeta çılgına dönüyor..Yaren’in kolundan tutmuş çekiştiren bir adam görmesiyle yerinden fırlayıp hemen oraya gidiyor..Bekci’yi tutup,yumruğu vuruyor yüzüne..Üzerine çöküp tartaklamaya başlıyor..Kendi de birkaç yumruk darbesini yiyor..

Korkudan ne yapacağını bilmiyor Yaren..Hıçkırıklara boğulmuş koşmaya başlıyor..Bunu gören Karlos hemen gidiyor peşinden..Dışarıya çıktıklarında Yaren’i kolundan yakalıyor ve döndürüyor kendine..

“Yaren.Dur,dur nolursun..Korkma..”

“Bırak kolumu , bırak..! Dokunma bana..”

“Tamam, tamam bıraktım..Yeterki korkma sen..Yeterki ağlama..Benden sana zarar gelmez..İnan bana..”

“Ben niye inanayım sana be niye..! Bu zamana kadar kime inandıysam yıkılan ben oldum..Niye sana inanayım..?”

“İnan işte..Sana zarar vermem,veremem..Bak gidecek yerin yok,biliyorum..İzin ver yardım edeyim sana Yaren..”

“Asla..Asla..! Az önce yumrukladığın pislik de aynı böyle söyledi..Ben nasıl inanırım söyle şimdi..? “

O an gözlerinin önüne geliyor tüm yaşadıkları Yaren’in..Babasının..Belki de en çok güveneceği erkeğin yaptıklarını hatırlıyor bir bir..Annesini dövmesi,eziyet çektire çektire hastalık sahibi edip,ölümüne neden olması..Başka bir kadınla evlenip aynı eziyeti kızına,Yaren’e çektirmesi..Yetmezmiş gibi evlendiği kadının Yaren’i ezmesine, millete peşkeş çekmeye çalışmasına izin vermesini..İçkisini,kumarını..Sonunda dayanamayıp evden kaçışını..

İçinden bir ses ne kadar ‘güven’ dese de karşısındaki adama, yapamıyor Yaren..Güvenemiyor..

“Bak.. Az önce beni kurtardın.. Teşekkür ederim.. Ama bu kadar.. Bundan sonrası benim yolum.. Sen de kendi yoluna git.. Dolaşma peşimde, arkamdan gelme, takip etme.. “

Son kez kesişiyor bakışları o an..Son kez ve sanki bir ömür yetecekmiş gibi bakıyorlar birbirlerine..

“Hoşça kal ..”

Arkasını dönüp uzaklaşıyor Yaren..Karlos ise bu sefer kalıyor öylece..Gidemiyor Yaren’in peşinden..Daha fazla korkutmak istemiyor onu..Ama Yaren’in gidişini izlerken ne duygular geçiyor içinden anlam veremiyor..

Kısacık zaman diliminde neler hissettiren bir karşılaşmanın ardından ayrılıyor yolları iki insanın…


1 yıl sonra..


“Hadi bakalım hazır mıyız..Adamımız her gece bu mekana geliyor..Şimdi girip planı uygulamaya başlıyoruz..” dediğinde Kandemir, biraz sonra ne ile karşılaşacağını bilmiyor Karlos.. 1 yıl boyunca beklediği,aradığı anın biraz ötesinde olduğunu bilmiyor..Ta ki pavyondan içeriye girene kadar..

Sen uyurken 
Hasretin dökülür gecelerden 
Sokaklara 
Gelir yüreğime çöker 
Her gün başka bir pencerede
Sensizliğim yollarına bakar 
Ve boynunu büker 
Ben bir tek adam (kadın) sevdim 
O da sensin, o da sensin 
Ben bir tek sende yandım 
Alevlendim, delilendim 
Ben bu sevdayı 
Yemin bildim, söz bildim 
Ben bu sevdayı kutsal bildim


Kulaklarına dolan şarkı, yüreğine kadar inen bu ses..Tam bir yıl boyunca aradığı kadın, Yaren..İşte tam orada Karlos’un içini delip geçen şarkıyı söylüyorken öylece bakakalıyor Karlos..

Mazi Kalbimde Yaradır (KarYar)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin