"Hey, Xavier !"
Hayır, hayır, hayır.
Hiç iyi değildi.
Hem de hiç.
Charles, sınıfına giden koridorun kapılarını iterken tüm cesaretini toplayarak içini çekti. Cehennemde sıradan bir gün. Ama bu onun için bir sorun değildi çünkü o, lise denen bu bok çukurunda edindiği bilgilerden gerçekten hoşlanıyordu. Bu inekçe bilgiyi yüksek sesle duyuramayacağından değil, açıkçası bu üç katlı binaya kimsenin okumak için geldiğine inanmıyordu. Lise saçmalıkları, bilirsiniz; partiler, seks, yumruk kavgaları... bunun gibi şeyler. Sadece geçmek zorunda oldukları bir dönem.
Ama Charles öyle değildi. Çalışmak, öğrenmek, bilmek istiyordu. Sadece annesinin işi nedeniyle bu küçük kasabada, küçücük okulda sıkışıp kalmıştı. Günlerinin nerdeyse tamamını Harvard ya da Cambridge' in mükemmel kalitede olan sınıflarında eğitim görmeyi hayal etti. Ama bunun için altı ay daha liseye gitmesi gerekiyordu. Charles buna tahammül edebilirdi. Ne de olsa bunu birkaç yıldan beri yapıyordu.
Kafasını eğerek, bir grubun yanından geçerken hızını artırmıştı. Derslere çalışmayı seviyordu bu yüzden lisenin bir bok çukuru olduğunu düşünmesinin başka nedeni olmalıydı.
İnsanlardı. Onların, kendisiyle olan sorunlarının ne olduğunu hiçbir zaman anlayamadı. Belki de okulu asıp, kantinde veya futbol sahasında vakit geçirmek yerine derslere girmeyi ve kütüphanede vakit geçirmeyi sevdiği için olabilirdi ya da en son modayı anlamadığı ve rahat ,renkli kazaklarını üzerinden alamadıklarını için böyle olmuş olabilirdi. Belki birisi ile sevgili olup, kalbinin kırılmasıyla ilgilenmiyordu. Fakat onları gücendirecek bir şey yapmamıştı ki! Öyleyse insanlar neden onu rahatsız etmeye devam ediyorlardı ? Dediği gibi: insanları asla anlayamıyordu. Şu anda yapacak tek şey vardı: saklanmak.
Belki, bu sefer beni görmezden gelirler umarım, diye düşündü.
"Hey Charlie!" birisi seslenmişti.
Ya da görmezden gelmezler.
Bu Shaw' ın sesiydi. Sadece futbolculardan bir tanesi. Charles onlara doğru döndü ve içinden, bunun sonu kesinlikle iyi bitmeyecek, dedi. Shaw tekrar, dinle Charlie, dedi ve ona doğru yürüdü kolunu minik gövdesinin etrafına sardı.
"Söylesene, spor salonuna gitmeyi düşünüyor musunuz?"
"N-Ne?" diye sordu Charles, kafası karışmıştı.
Shaw, İleri Matematik ve Genetikler, Bölüm III kitaplarını göstererek: "Bence yaptığın onca ağırlık kaldırmayla, Olimpiyatları kazanırsın!" Charles' ın taşımak için mücadele ettiği bu kitaplar en az 7 santimetre kalınlığındaydı ama bu o kadar önemli değildi. Shaw'ın cümleyi söyleyiş şekli... Charles neredeyse alayı buradan hissedebiliyordu. Shaw'ın dangalak grubu, gerçekten komik bir şey söylemiş gibi hunharca kahkahalar attı.
"Aslında ben-" Charles yarım gülümsemesiyle omuz silkti, "Ben, ııı, gitmem gerek, ııı, bilirsin, dersim var." Gruptan aceleyle uzaklaşarak Shaw'ın elinden kurtuldu.
"Bu kadar erken mi gidiyorsun Charlie?" diye sordu, Janos. Bir anda Charles' ın önünde bitiverdi. "Bu kalın kazakla sıcaklamıyor musun? Kazağınla sorunun ne? Onu senden çıkarmamı ister misin?" göz kırparak sordu, Janos.
Charles geri çekildi, kulaklarına kadar kızardığını hissetti. "Ben-ııı... Şey-"
"Sakinleş Janos!" Shaw arkalarından seslendi. "Xavier'e biraz zaman tanıyalım, önce beden eğitimi dersini bitirmesine izin verin. Belki ondan sonra bize göstereceği bir şeyler vardır, hm?"
Daha çok kahkaha Charles'ın kızararak aşağıya bakmasına neden oldu. Buradan hemen çıkması gerekiyordu.
"Iııı, şey, ben üzgünüm ama gerçekten gitmem gerekiyor." diye mırıldandı. Ne kadar uzağa gidebilirse o kadar iyi. Grubun yolundan çekilerek arkasına bakmadan ilerledi. Tam köşeyi dönüp rahat bir nefes alacaktı ki, birisine çarptı.
Kağıtlar uçup, kitaplar elinden kayarken o, saldırganın üstüne düşmüştü. (Gerçi bu onun hatasıydı, bu yüzden saldırgan kendisiydi.) Çevresindeki bağırışları ve çığlıkları -"Nereye gittiğine dikkat et, dört göz!" ve "İşte yine Xavier ve onun aptalca hareketleri!"- görmezden geldi. Gözlerini şaşkınlıkla açtı ve çelik gibi iki gri göz ona bakıyordu.
•
ay bunu yayımlayasıya kadar canım çıktı şurdan wattpade bi söveyim AMK WATTPADİ oh tamam sakinim herneyse işte hikâye işte çeviri reisler umarım okurken feels geçirip ölmezsiniz KQJSLAMDAK şka bay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teenage dream • cherik [türkçe çeviri]
Fanfictionİnek ve utangaç bir öğrenci olan Charles Xavier, Raven ve Emma tarafından baştan yaratılır ve birdenbire herkes onun ateşli ve havalı olduğunu düşünür. Popüler çocuklardan olan ve ondan hoşlanan, Erik Lehnsherr tüm okulun Charles ile çıkmak istediği...