Kızıl saçları gencecikken, çökmüş ve buruşmuş yüzünün nasıl bu kadar yaşlandığını anlayamıyordu bu kadının. Yine kuyunun yanındalardı.Yemeğin ardından bir kap sıcak kahve eşliğinde manzarasının güzelliğini daha önce farkedemediği açık alanda oturuyorlardı.Kadın her ne kadar ürkütücü olsa da onu Aamirden daha çok sevmişti Rob.
Adının Lisa olduğunu öğrendikleri kadın onları kuyudan çıkaran Alex ile bir süre bakıştan sonra kahvesini bırakıp kuyunun başına gitti ve uzun uzun içine baktı.Bir süre sonra orda olduğunu bile farketmediğim yuvarlak bir tahta parçasıyla kapattı.
"Biz artık gitmeliyiz.Geç oldu.Çok teşekkür ederiz bizi ağırladığınız için."deyip yerinden kalkmıştı Rob.
"Bizim için bir zevkti.Ancak gitmeden size bir şey sormam gerek.Bu kuyuya girmiştiniz, değil mi? Yıllar önce bu kuyunun dibine zümrüt bir yüzük düşürmüştüm.Acaba onu gördünüz mü?"dedi Lisa.
Rob yüzük falan görmemişti.Aamir telefonunu aldı mı ondan bile emin değildi.Aamire baktı.Gözlerini kaçırıyordu.Yoksa yüzük onda mıydı?Her ne kadar onları güzel ağırlamış olsalar da bu insanlar Robu ürpertiyordu.Aamir yüzüğü çaldıysa onlara bir şey yaparlar mıydı?
"Ben görmedim."diyebildi Rob.Zaten kadın ona bakmıyordu bile.Gözlerini Aamire kitlemişti.
Aamir geç de olsa yüzüğü görmediğini belirtti.Kadın Aamirin yanına gidip kibarca belini sardı ve onu kuyuya yaklaştırdı.
"Eğer gördüysen kuyunun ne tarafında olduğunu söylemen yeterli.Yardımcı olacaksa tahtayı aç ve dibine bir bak."dedi Lisa.
Alex gülüyordu.Nedenini anlayamıyordu Rob.Kapak aniden havalandı.Sanki içerden birisi vuruyordu.Aamir korkup yere düştü.Rob ise çevresine hızlıca göz gezdirip bulduğu bir demir parçasını eline aldı.
"Aamir uzak dur ordan."diye bağırdı Rob.
"Korkaklar bu gece ölecek."diyip büyük tahta kapağı tek eliyle fırlattı Lisa.İçinden bir deri bir kemik Robun insan olduğunu düşündüğü yaratıklar fırladı ve Aamirin üstüne atladı.Rob kendisine de geleceklerini düşünerek demiri daha sıkı kavramıştı.Ancak hiçbiri ona yaklaşmıyordu.Aamiri korumak için onun kulağını koparmış olan yaratığı demir parçasıyla savurdu.Geriye kalan 3 yaratık Roba bakmaya devam ederek Aamiri Robdan uzak bir köşeye sürüklediler ve onu yemeye devam ettiler. Rob Aamirin çoktan öldüğünü o an farketmişti.Güvende olduğunu da.Lisa ve Alex gülümsüyorlardı.
"Sen cesur bir çocuksun.Vampirler sana dokunmaz."dedi Lisa Robun yüzünü elleriyle sardığında.Alex elindeki demiri aldı ve sonrası Rob için karanlıktı.
Rob ambulansın arkasında üzerine bir battaniye sarılmış oturuyordu.Çok gürültülüydü.2 polis arabası ve bir ambulansın nasıl bu kadar gürültü yapabildiğini ve başını ağrıttığını anlayamamıştı.Polisler ona sorular soruyor ve Aamirin intihar etmesi hakkında konuşuyorlardı.Onlara gerçekleri anlatamazdı.Şatoya baktı.Lisa pencereden ona öpücük atıyordu.Onda da bir değişiklik vardı.Daha genç görünüyordu.Burnuna çok lezzetli bir koku geldi.Kokunun geldiği yöne baktığında olay yerine ve şatoya küçük kulübelerinden korkarak bakmakta olan bir çift gördü.Hiç bu kadar iştah açan bir koku almamıştı.Sırtındaki battaniyeyi fırlatıp o kulübeye koşması bir oldu.Lisa sonunda şatoda hapis yaşayan vampirliği dış dünyaya salmayı başarmıştı.Rob korku dolu insanları afiyetle yerken Lisanın kahkahası şatonun bulunduğu vadide yankılanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuyu
VampireNe kadar derin? Bran kalesindeki turist kafilesinden ayrılanlar bu sorunun ardındaki gerçekleri keşfetmeye çok yakınlar... 2 bölümden oluşan mini hikayenin size keyifli dakikalar yaşatmasını dilerim.