Kölen olmuşum senin,
elden başka ne gelir,
el pençe divanım ben arzuna,
buyruğuna; geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir,
sen istemezsen eğer,
hizmetlerim boşuna.
Asaletim,
sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde.
Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde:
Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim.
Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
utandırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı.
gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.
öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte
gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.
Bölümü medyadaki şarkıyla okursanız sevinirim, sizi seviyorum<3
Yağmur hiç durmadan hızını artırıyor, şimşek hız kesmeden çakmaya devam ediyordu.
Taeyong gözlerini açtığında hastane odasında, hastane kıyafetleriyle ve serumla karşılaşmayı beklemiyordu. Gözlerini açar açmaz baş ağrısı ve vücudunda zarar gördüğü kısımlar ağrısını göstermeye devam etti.
Zar zor yerinde doğrulurken odada hiç kimsenin olmayışına kaşlarını çattı uzun olan. En son olanları düşündüğünde ise Ten'i hatırladı. Ve ne halde olduklarını.
Deli gibi üşüyor, gözlerini zar zor açıyordu o buz gibi odada. Buna rağmen sevgilisine ceketini vermiş, soğuğun vücudunu sarıp sarmalamasına izin vermişti. En sonunda dayanamayıp kapanmıştı gözleri, en heyecanlı hayalin tam ortasında.
Düşünmeye devam ettiğinde Ten'i deli gibi görmek istiyordu. Kafasında binlerce soru işareti vardı ve hepsini sona saklayabilirdi. Mesela nasıl buraya geldiği gibi.
Yerinden hızla kalkmaya yeltendiğinde açılan kapıdan giren iki bedenle bakışlarını kapıya yöneltti.
"Uyanmışsın sonunda."
Yuta kasvetli hastane odasına derin bir nefes bıraktığında Taeyong kafasını salladı.
"Ten nerde Yuta? Onu bulmam gerekiyor benim. Üşüyordu en son."
Serumu kolundan çıkaracakken onu engelleyen Winwin olmuştu.
"Ten iyi Yuta. Kendi odasında uyuyor şimdi. Uyanınca gidersin bırak uyusun. Çok korkup zarar görmüş."
Taeyong Winwin'i dinlerken kalbine giren ağrı yüzünü buruşturmasına neden oldu. Dediği gibi çok zarar görmüştü ve hepsi kendisi yüzünden olmuştu. Kendisi de Ten'in bu halini görmeye henüz hazır değildi. Geri yatağına oturup derince iç çekti.
"Nasıl geldik buraya anlatabilir misiniz artık?"
Yuta iki tane sandalyeyi Taeyong'un yatağının yanına çektiğinde ikili oturup Taeyong'a baktılar.
Flashback
"Geldik Taeyong, daha iyi misi-"
Yuta eve bahçenin kapısından seslendiğinde ev kapısının açık olduğunu görmesiyle içindeki korku kendini yavaştan belli etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Always With You •Taeten ✓
Fanfiction"Taeyong." Ten gözlerini açmadan sevdiğine seslendi. "Sen de bir gün gider misin?" Taeyong gülümsedi. Masumluğuna, saflığına gülümsedi. Daha da yaklaştı sevdiği çocuğa, alnına düşen saç tutamlarını elleriyle geriye attıktan sonra fısıldadı karşısınd...
