Başladığınız tarihi yazar mısınız?
Umarım beğenirsiniz.💜
Bölüm Şarkısı; Thurisaz- Endless
🌕🌓🌑
Ve onlar bir kez daha ölmek için fazla güçlüydü. Bu yüzden Tanrı onlar için küçük ölümler yarattı. Aşk gibi, ayrılık gibi, hayal kırıklıkları gibi...
Dünya
Jungkook endişeli bir şekilde koltuktan kalktı. Bir sağa bir sola doğru gidiyordu. Jimin telefonda hiç olmadığı kadar soğuk ve ciddi bir şekilde konuşmuş, eve geleceğini söylemişti. İlişkilerinin bu aralar iyi gittiği pek söylenemezdi. Jungkook en başlarda Jimin'i çok ihmal etmişti. Jimin ne kadar çabalasa da aralarına soğukluk girmişti. Daha sonra Jimin çabalamayı bırakmıştı. Jungkook ilerleyen zamanlarda 2 kat daha fazla çabalamış, çabalamalarının karşılığını almıştı. Jimin başta oldukça soğuk olsa da sevdiğine pek soğuk kalmazdı. Hem Jungkookta hatasının farkındaydı. Yine de ilişkilerine zarar gelmişti. En ufak kavga da ilişkileri bitecek gibiydi.
Jiminle Jungkook 3 yıldır tanışıp 2 yıldır sevgililerdi. Başta Jimin Jungkook'un peşinden koşmuştu ardından Jungkook'un imkansız olduğunu düşünüp vazgeçmişken, Jungkook sevgisini itiraf etmişti. Jimin başta inanmamıştı. O derece imkansız geliyordu artık Jungkook ona. Böylece tam tersi olup Jungkook Jimin'in peşinden koşmuştu. Jimin gerçekten ona aşık olduğunu anladığını zaman duvarlarını yıkmıştı. 2 yıldır çok mutlu bir ilişkileri vardı son birkaç aydır ilişkileri kötü gidiyordu, nedenlerini de anlamıyorlardı. Jungkook kendini son zamanlar daha çok arkadaş çevresine verip Jimin'i ihmal etmişti. Telefonda konuşsalar da az ve öz konuşmuşlardı. Jimin'in ondan farkı yoktu ama neden böyle ihmal edildiğini bilmiyordu en azından Jimin Jungkook'un arkadaşlarıyla buluştuğunu biliyordu.
Çalan zille Jungkook'un düşünceleri yok olmuş, hemen kapının oraya koşmuştu. Yağmur yağdığı için kapıda ıslak Jimin'i karşılamıştı. Hemen sarıldıktan sonra Jimin'i içeri soktu. "Ben hemen kıyafet getireyim. Hasta olma, keşke söyleseydin, ben seni almaya gelirdim." dedi. Jimin'in arabasının tamirde olduğunu unutmuştu ama yürüyerek geleceğini tahmin etmezdi. Odasına gidip kendi kıyafetlerinden alıp yatağın üstüne koydu. Jimin odaya kadar gelmişti. Jimin kıyafetleri giyinirken Jungkook pencerenin oraya gidip yağmuru izlemeye başlamıştı. Bu aralar o kadar dalgındı ki arkasında onu bekleyen Jimin'i fark etmemişti. Jimin Jungkook'a seslenince Jungkook korkundan geriye gidince Jimin'e takılmıştı. Jimin sıkı bir şekilde kollarını Jungkook'a sarıp sakinleştirdi. Jungkook kendini Jimin'in kollarında bulunca daha da sarılmıştı sevgilisine, ne zamandır sarılmıyordu. İkisi de birbirlerine sarılmayı özlediklerini fark etmişlerdi. Biraz daha sarıldıktan sonra Jimin geri çekilip soğuk sesini koruyarak "Salona geçelim önemli konuşacaklarım var." deyip odadan çıktı. Jungkook günün sonunu korkuyla bekliyordu.
Korkak adımlarla odadan çıktı. Jimin tekli koltuğa oturmuş Jungkook'u bekliyordu. Jungkook gelip hep beraber oturdukları koltuğa oturunca Jimin konuşmaya başladı. "Nasılsın?" diye sordu önce direk konuya girmek istemiyordu. Jungkook bakışlarını yerden çıkartıp Jimin'e dikti. Jimin böyle naif biriydi. Kötüyüm dese konuşmasını başka zamana erteleyeceğinden adı gibi emindi. Şu an kötü değildi. Sadece aşırı gergindi. "Gerginim sadece. S-Sen nasılsın?" dedi. Konuşmayı ilerletmek istiyor ama korkuyordu. Jimin sanki buraya ayrılmak için gelmiş gibiydi. Jungkook korkuyordu ilk defa Jimin'i kaybetmekten korkuyordu. "İyi olduğum pek söylenemez ama iyi olmaya çalıyorum. Konuşmayı fazla uzatmak istemiyorum Direk konuya geçeceğim." deyip Jungkook'a baktı. Jungkook çocuk gibi yeri izliyordu. Jimin'in izin almak için öyle dediğini biliyordu. Jimin yerinden kalkıp sevgilisinin yanına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise |Jikook
FanfictionParalel evrende yaşayan Park Jimin ve Jeon Jungkook'un kaderleri yazılmıştı. Dünyada mutlu iki sevgiliyken paralel evrende birbirlerinden nefret eden eski yakın arkadaşlardı. Her şey paralel evrendeki Jimin ile Jungkook'un devamlı kavga etmesiyle...