17

285 37 15
                                    

Aslında başlangıçta fazla düz bölüm yazmayı düşünmüyordum ama bazı şeylerin daha da oturması için yazmalıymışım gibi hissettim.
Ayrıca hikaye 1K olmuş🥺
Okuyan,oy veren,yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.Keyifli okumalar💕

Zilin çalmasıyla hızla ayaklanan sınıfın içinde diğerlerinden farkı olarak Jimin yavaşça sırasından kalktı ve çantasını sırtına geçirdi.Ağır ağır ilerlerken dün gece pek uyuyamadığı için ağrıyan başı hiç de iyi hissettirmiyordu.

Dün hyunglarına uyuyacağını söylemiş olsa da yatağa girmesine rağmen uzun bir süre uyuyamamıştı.Karanlıkta öylece tavanı seyrederken aklından düşünceler oradan oraya koşuşturup durmuştu sanki.Durum böyle olunca da gece yarısına kadar gözüne bir gram uyku girmemişti.

Tabii ki konu Taehyung'du.Ona tamamen arkadaşça yaklaştığını düşünüyordu ama Youngjae'nin dediğine  göre biraz fazla üstüne düşüyordu.Bu tamamen onun yapısından kaynaklanıyordu,bunu arkadaşı da biliyordu ama onu uyardığına göre bu aşırı bir seviyeye ulaşmış olabilirdi,en azından o böyle düşünmüş olmalıydı.Oysa ki Taehyung'un duygularının farkında olan Youngjae'nin istediği tek şey arkadaşının ona boş yere umut vermemesiydi.Tabi o bunu bilmiyordu.

Sınıftan çıktığında karşı sınıftan çıkmak üzere olan Taehyung'la karşılaştı.Taehyung onu fark edince gülümsemiş ve arkadaşlarıyla vedalaşıp ona doğru adımladı.Jimin bununla beraber istemsizce gerilirken o da gülümsemeye çalışmıştı.

Gerilmesi gereken bir şey yoktu aslında.Onunla bu konuyu konuşmuştu ve herhangi bir yanlış anlaşılma olduğu sanmıyordu.En azından kahve saçlı olan öyle söylemişti.O zaman ilk başında nasıl davranıyorsa öyle davranmasında hiçbir sorun yoktu.Aksine tavırlarını değiştirirse yanlış anlaşılması daha olağandı.

"Merhaba Jimin."

Taehyung yanına vardığında aynı şekilde karşılık verdi.

"Merhaba Taehyung."

Aralarında öylesine bir konu açılırken siyah saçlı olan tüm dikkatini yanındaki bedene vermek için büyük bir çaba içerisindeydi.En başından beri bu düşünceler onu dürtüklüyor olsa da özellikle birlikte okula gittikleri günden sonra bu en üst seviyeye ulaşmıştı.

Park Jimin,Kim Taehyung'u ondan farklı olarak tam 1 yıl önce fark etmişti.Onu ilk gördüğü an çok da büyüleyici sayılmazdı.Sadece arkadaş grubuyla kantinde oturmuş,öğlen arasını değerlendirmeye çalışıyordu.Jimin de arkadaşı Lee Taemin'le köşede bir yerde zar zor boş bir masa bulmuş,aldıkları yemekleri ile oraya doğru ilerliyorlardı.Tepsisini masaya bırakırken yükselen sesler Jimin'in istemsizce dikkatini çekerken başını kaldırmış ve o yöne çevirmişti.Taehyung'u böyle fark etmişti.Girdikleri oyunda ilk ölen kişi olduğu için linç yiyen Taehyung o an gözüne fazla göz kamaştırıcı gelmişti.Ama buna çok da takılmamıştı.Bir erkek diğer bir erkeği beğenebilirdi.Bunda bir problem yoktu.

İlerleyen günlerde de bir şekilde sürekli karşılaşıp durmuşlardı ya da Park Jimin'in gözleri her yerde onu aradığı için de ona böyle gelmiş olabilirdi.Her gün heyecanla arkadaşlarına yeni birine aşık olduğunu anlatan Taehyung üzerindeki bakışlardan bihaber öylece günlerini geçirirken Jimin bunun beğenmekten fazlası olduğunu bir türlü kabul edemiyordu.Kendisine karşı dürüst olmaktansa bundan kaçmayı seçmiş ve içindeki hislere başka bir ad koymaya karar vermişti.Hayranlık kulağa pek de fena gelmiyordu.

Gerçi Jimin bu süreç boyunca neyi inkar ettiğinin de farkında değildi,içindeki bir şeylerden kaçıyordu ama bunun tam anlamıyla ne olduğunu bilmiyordu.Bir gün her ne kadar zor olsa da erkeklerden de hoşlandığını en sonunda kabul etti.Ama hoşlandığı kişinin Taehyung olup olmadığı konusunda duygularıyla hala barışmış sayılmazdı.Onun aksine bu konu hakkındaki bazı şeyleri kolay kolay hazmedemiyordu.

how about loving me back? -vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin