Uyandığımda kendimi belli etmedim çünkü eşim uyanmıştı. Beni izliyordu ve bende bozuntuya vermek istemedim.
K: Çok tatlı duruyor yerim yaaa! Öpsem mi acaba?
Yüzüme doğru yaklaştı ve saçını kulağının arkasına aldı. Beni tam öpecekken gözlerimi açtım. Onu belinden yakaladım ve çevik bir hareketle sevgili eşimi altıma aldım ve dudağına yapışarak onu büyük bir istekle öpmeye başladım. İlk şok olduğu için tepki vermedi ama yavaş yavaş bana karşılık verdi.
Boynuna küçük öpücükler kondururken beni ittiriyordu. Anlaşılan şu anda hazır değildi ama olsun. Ben bunu akşam da yaparım. O yüzden üzerinde kalmaya devam ettim. Son kez dudaklarına yapıştım. Bana yine karşılık verdi.
T: Ohayo! İltifatlar ve öpücükler için teşekkür ederim Kanao.
K: O-ohayo. Bir şey değil. Biraz utandım doğrusu. En azından artık domates olmuyorum değil mi?
T: Evet. Aslında domates iken bile çok tatlısın sevgilim.
K: T-teşekkürler.
Karnımızın guruldaması ile bir şeyler yemeye gittik. Giderken kapının eşiğinde Kanao'yu kucağıma aldım. Benim böyle şeyler yapmama alışmıştı artık. Bu nedenle hiçbir şey demedi. Bugün Kanao biraz üzgün görünüyordu. Kahvaltıdan sonra salonda biraz oturduk.
Başını dizime koydu. Bende saçıyla oynamaya başladım.
T: Kanao, bugün biraz sıkıntılı gibi gözüküyorsun. Nedenini sorabilir miyim acaba?
K: S-sadece kötü bir rüya. Hem bide bugün endişeliyim biraz. Nedeniyse eskiden gördüğüm senin öld-
Dudağına yapıştım. Büyük bir istekle öptüm. Başını göğsüme yatırdım.
T: Benim bu göğsüme her zaman yaslanabilecek ve dayanabileceksin Kanao. Bu yüzden böyle şeyler söyleme.
K: Ben sadece seni yanımda istiyorum ve seni her fırsatta öpmek.
T: Aynısı benim için geçerli. Bugün festival var. Saate bakarsak daha var. Biraz yaramazlığa ne dersin?
Dediğimle üstümdeki t-shirt'ü hızlıca çıkardım ve Kanao'nun dudaklarına yapıştım. Kanao bana karşılık vermeye başladı. Sonra Kanao'nun telefonu çalmaya başladı. Bakmak için doğruldu ama ben izin vermedim. Çevikçe elimden kaçtı ve telefona yöneldi.
Açtı ve biraz sohbet etti. Dediğine göre yanlış numaraymış. Bende bunun üzerine güldüm.
Akşamüstü kimonoları giyindik ve festivalin olacağı tapınak alanına vardık. Bizim tayfayla buluştuktan sonra gezmeye başladık. Biraz eğlendik ve takıldık.
Sonra Kanao bir balık yakalama oyununu oynamak istedi. Çömeldi ve oynamaya başladı. Sonra erkeklerin ona baktığını farkettim. Nedeni için Kanao'ya baktım. Kimonosu altından iç çamaşırı gözüküyordu. Ona atıldım ve kulağına ne olduğunu fısıldadım.
Utanarak bana baktı ama erkekler o gözüken yeri kapatmama rağmen hâlâ bakmaya devam ediyorlardı. Bende Kanao'yu tutup öptüm.
Etraftaki herkesi dağıtmış oldum. İnosuke ve ben hariç herke gülüyordu.
A: Bu kadar kıskanç olduğunu bilmiyordum.
N: Katılıyorum. Hahahahahahahah.
T: Siz gülün anca. Ben burada karım elden gitmesin diye uğraşıyorum. Sizin yaptığınız şeye bir bakın.
Bu festival bayağı bir eğlendik. Eve geldik ve üzerimizi değiştirmek için çıktığımızda Kanao'nun üzerine atıldım ve altıma aldım. Her tarafını öpüyor, yalıyordum. Sonra boynunu emmeye, ısırmaya, yalamaya başladım.
Kanao iyicene kızarmıştı. Bende kimonosunu yavaşça açtım ve göğüslerini elime aldım. Sıkmaya, emmeye, ısırmaya başladım. Isırınca Kanao büyük bir sesle inledi ve şu zamana kadar karşı koyduğu hâlde şimdi bana teslim oldu.Bu bölüm de buraya kadardı. Başka bir kitapta görüşmek üzere byee!
Eğlence videosu:
Aslında bu yakışıklı aşkım Giyuu abimizi kendime saklayacaktım ama sizinle paylaşmadan duramadım ponçiklerim. Bir repliğini yazıyorum aşağıya:
Ore wa... Ore wa kiriwatare nai.
(Ben... Ben nefret edilmiyorum.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanjiro x Kanao (Demon Slayer)
RomanceBu benim ilk kitabım, umarım beğenirsiniz. Hanahaki AU içermektedir. Tanjiro Kanao'ya olan hislerini anlayınca ve bunun tek taraflı olacağına korkulu bir şekilde inanınca o zaman hanahaki olur. Tanjiro bu içinde büyüyen gülü nasıl yok edecek acaba...