1.BÖLÜM

2 0 0
                                    

Okulun ilk günüydü uyuyamamıştım heyecandan tüm gece... Hiç bilmediğim bir şehir bir semt ve bir okul başlangıcı, hoş alışıktım iki senede bir konar göçer gibi yasamaya babamın mesleğinden dolayı!

Ha babamın mesleğini soruyorsunuz şeyyy..

Aslında bende bilmiyorum babam söylemez kardeşime de bana da. Ona göre çokta ilgilenmemem gereksiz bir konuymuş, annem de geçiştirir hep bu yaşa geldim ,6 yıllık okul hayatımda babamın mesleğini soran öğretmenlerime yalanlar söylemekten ben usandım yalanlar üzerine yalanlar...

Haa ailem.. Ailem mi babam Kamuran, annem ise Sibel ,kardeşim Kerem ve bendeniz Şirine.. Unutmadan tabi evimizin yadigârı, Cenap amca ve eşi Fatma teyzeyi de unutmamak gerekir ellerinde büyüdük desem yeridir işlerinden dolayı ne babam ne de annem yüzlerini günde toplasanız 2 saat görür yada görmeyiz. 

Annemmm mi şey annem ise babamın ardını toplamakla yükümlü içişleri bakanıymış öyle tanımlıyor hep kendini bazen günlerce iş için çıkıp gelemedikleri oluyor:)

Kardeşim Kerem, Cenap amcam ve Fatma teyzemde olmasa ne yapardık bilmem. Çocukları olmamış bu gariplerin, yıllarca sıkı sıkıya birbirine bağlı arkadaş, sırdaş, eş olmuşlar önce babamı sonra da bizleri evlat yerine koymuşlar..

Bize kuzummm diye seslenişi var ki sormayın Fatma teyzemizin.

Her neyse okul demiştik demi. Uyuyamadım evet hem de hiç.. Hiç bu kadar heyecanlanmamıştım tamam çok okul değiştirdim kabul ama bu kez çok farklı hissediyordum. Aklımda deli sorular...

Okul nasıl, acaba sınıflar kaç kişilik ?

Arkadaşlarım nasıl insanlar olacak?

Alışabilecek miyim? Yada eski okulumda ki sıkıntıları burada da yaşar mıyım?

Sıkıntı derken öyle böyle bir sıkıntı değil ama size anlatırım ama aramızda kalsın olur mu ?

Hiç sevmediğim ki eminim o da beni sevmez biliyorum Kezban diye bir kız vardı. Belalım ne çektirdi ama bana  iki koca sene sanırsınız ki iki ömür ... Koca göbekli, muşmula suratlı, bodur hala son sözü kulaklarımda...

Arkadaşlarımla okulun son günü vedalaşırken sanırsınız ki bir tarafında kelebekler uçuşuyor sanırsınız ki Ankara'nın düşman işgalinden kurtuluşu, artık ne denli bir etki yaratmışsam!

Bir şeycikte yapmamıştım aslında. Beden dersinde bana koşarken çelme takmasaydı bende ona o sözleri söylemez, Halil'e yazdığı aşk mektubunu ifşa etmezdim sınıf ortasında, hak etti hiç kusura bakmasın. Her neyse burada da karşıma çıkmaz umarım Kezbanlar, göreceğiz artık...

Saat 7.00 kahvaltı zamanı hiç şaşmaz hele ki annem babam ev hali tam kadro ise.

Önce banyoya gittim dişlerimi fırçaladım yüzümü yıkadım ki sabahları yüzümü yıkamak en sevmediğim eylem, derken  aşağı indim sofrada yok yok Fatma Sultan döktürmüş yine. Okulun ilk günü diye yasaklı olan patates kızartması, sosis, sucuklu yumurtalar neler neler...

Babam sert mizaçlıdır saçımı okşadığını hiç hatırlamam. Bir kesesinde çok hastalanmıştım. Ulus'ta bir özel hastaneye gitmiştik işte o zaman ben uyurken ki o öyle sanıyordu saçımı okşayıp öpmüştü. Soramadım kızar diye neden baba, neden devamlı bu sevgini göstermiyorsun hoş annemin de babamdan aşağı kalır yanı yok hani. Her neyse konuyu dağıtmayalım. Babam uzun uzun tembihledi sorun çıkarmamam konusunda annemde keza öyle .Neymiş ben olgun bir kız olmuşum artık ve hareketlerime sözlerime dikkat etmeliymişim. İşlerine gelince büyük ,işlerine gelmeyince küçük oh ne ala memleket, her neyse tabi babacığım ,anneciğim deyip kafamı salladım babamın arabasının camının önündeki oyuncak köpek gibi bir sağa bir sola bir aşağı bir yukarı...

Babam:

- Evet kahvaltınız bitti ise kalkabilir miyiz küçük hanım? Daha çok işim var hadi al çantanı çıkalım dedi 

Ya aman Allah'ım ben de ki heyecan tavan ellerim mosmor ı kesildi , heyecandan ayaklarım geri geri gidiyordu.

-Tamam babacım dedim. 

Çantamı aldım kardeşim, annem ve Fatma sultanı da öptükten sonra çıktık.

Yolda sürekli aklım nelerle karşılaşacağımla ilgili değişik sahnelerle dolmuştu .Ya burda da Kezbanlar çıkarsa karşıma ya öğretmenler arkadaşlarımla anlaşamazsam gibi gibi umutsuz düşüncelere dalmışken...

Babam :

-Bak kızım tabi arkadaşlar arasında sorunlar problemler olabilir. Kimsenin günü gününü tutmaz. Sen sabreden taraf ol ve bizi ailemizi güzel bir şekilde temsil et. Ben müdürle görüştüm seni güzel bir sınıfa vereceğini, not ortalamanın fena olmadığını söyledi iyi aile çocuklarıymış hepsi. Anlayacağın sen iyi olursan herkes iyi gelir sana.

Tabi babam methiyeler dizdi ama kulağımın birinden girip diğerinden çıkıyordu sırf ayıp olmasın diye baş sallamaya devam ediyordum. Ve işte o an kocaman bahçeli büyük mü büyük, renkli çiçekler, yeşillikler ve bodur ağaçlar ile kaplanmış  okulun tam önündeydik beton yığını plazalar yüksek katlı binaların arasında sanırım 4 katlı eski ama bakımlı bir bina. Girer girmez 45-50 yaşlarında bir güvenlik önce neden geldiğimizi sordu. Müdürü aradı ve müdürün yanına doğru hareket ettik okulun girişinden müdürün odasına kadar olan zaman dilimi sanırsınız ki hayatımın film şeridi gibiydi. Tüm okul kızlı erkekli öğretmeni hademesi beni izliyordu sanki alık alık bakanlar gülenler anlamsız suratlar örgülü saçlar çilli dişlek kırmızı benekli tombalak erkekler...

Ne yalan söyleyeyim hayal ettiğimin çok altında bir atmosferdi. Müdür beyin odasına geçti babam beni kısa süreliğine koridorda beklettiler 5- 10 dk. konuştuktan sonra beni  çağırdılar.

- Evettt Selami hocam eti sizin kemiği bizim deyip gülüştüler karşılılık ne demek oluyor ki eti senin kemiği benim!? Babamın söylemeye çekindiği meslek kasaplık mıydı yoksa, her neyse şimdi bunu düşünecek zaman değil telefon açtı müdür bey. İçeri uzun boylu saçlarının dip boyası gelmiş ama bir haber bakımsız müdür yardımcısı geldi.

Müdür:

- Hoca hanım sizden ricam bu evladımız yeni kayıt oldu Ankara'dan geldi.Kendisine 6 - A sınıfını uygun gördük yardımcı olursan kendisine sevinirim. dedi.

Tabiki  hocam deyip yalandan gülüşmelerle elimi tuttu ve sınıfa doğru yola çıktık.

-E hanımefendi adın ne senin bakalım? dedi gayet soğuk bir tonla.

-Şirin dedim.

- Aaaa Şirin mi o ne be öyle dayımın oğlunun adında Şirin demesin mi Dakka bir gol bir hayda şimdi gel de açıklama yap.

-Olabilir hocam Şirin ismi her iki cinse de uygun bence dedim. Konuyu kapadım. Her neyse sınıfın önüne geldik. Zil 5 dk. önce çalmıştı zaten ilk ders saatini beş dk. geçmişti.

Kapıya vurdu müsaade istedi ve beni taktim etti:

-Hocam kusura bakma dersinizi şe yaptım bu kızımız yeni. Arkadaşlarıyla şe yapsın tanışsın kaynaşsın iyi dersler Hoca hanım dedi ve gitti .

Ben şok bu nasıl bir tarz bu nasıl bir taktim etmek koyun pazarında satış yapamaz nasıl olmuşta öğretmen olmuş ha bide Md. yardımcısı olmuş anlamış değilim . Zaten gerginim iyiden iyiye gerildim ki sağolsun öğretmenimiz kendini tanıttı önce.

-Merhaba kızım hoş geldin Hacer öğretmen ben sosyal bilgiler öğretmenin aynı zamanda danışman öğretmenininim bilgim vardı geleceğinden onu konuşuyorduk arkadaşlarınla. Sende kendini tanıtmak istemez miydin canım ? dedi

işte o an üstümde ki yükün çoğu tuz buz oldu eridi gitti.

-Tabi öğretmenim tanıtayım müsaadenizle. Merhaba arkadaşlar ben Şirin Kuzu (demeye kalmadı ki her sene olduğu gibi yine aynı sahne bir alaysı bakışlar kıkır kıkır gülüşmeler) derken öğretmen araya girdi:

Çocuklarr......

Ankara'dan babamın işleri gereği İstanbul'a geldiğimizi söyledim.

- Teşekkürler Şirinciğim dedi ve orta sıranın en ön boşluğunda merinos kafalı kıvırcığın yanına oturttu beni daha sonra aranızda tanışır kaynaşırsınız dedi ve derse geçti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 21, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AK KIZWhere stories live. Discover now