Önümdeki kolilere bakarak derince bir iç çektim. Nereden bu duruma düşmüştüm ki? Son bir kez daha şansımı denemek için nakliye şirketini tekrar aradım. Bu denemem de hüsranla sonuçlanınca kendi işimi kendim yapmaktan başka çarem kalmamıştı. Binanın girişine bırakılan kolileri tek tek asansöre taşımaya başladım. Daha uçaktan ineli birkaç saat olmuşken aksiliklerin ardı arkası kesilmemişti. Yorgun argın uçaktan iner inmez yeni evime gidip güzel bir duşun ardından uyumak hayalim suyu boylarken ardından el bile sallayamamıştım. Ayağımın ağrısı, üstümdeki yeşil çiçekli elbise ve topuklularım da kutuları taşımamda hiç yardımcı olmazken zorlukla son kutuyu da asansöre yerleştirdim ve katın numarasını tuşladım. Geriye kalan tek şey bunları asansörden indirip yeni daireme taşımaktı. Kolay gibi görünsede bu ağır kutuları uzun koridorun sonundaki daireye götürmek hiçte kolay değildi. Asansör kata gelince güç bela tek tek kutuları asansörden biraz öteye taşıdım ve bıraktım. Ayağımdaki muazzam ağrı bana daha fazla dayanamayacağının sinyallerini verirken ayağımdaki topukluları çıkarıp elime aldım ve kutuların önünde kutulara bakacak şekilde yere çöktüm. Nakliye şirketi onlarca aramama yanıt vermemiş ayrıca eşyalarımın olduğu kolileri binanın önüne bırakıp gitmişti. Parasını bile peşin vermiştim yahu!!! Kendi kendime söylenmeye başladım.
"Hepsi şirketin suçu arayınca açmamak ne demek. Göstericem onlara!!! Ahhhh ayaklarımm dayanın az kaldı. Biliyorum çok yoruldunuz ama gerçekten çok az kaldı. Biz sizinle ne badireler atlattık bunlar ne ki? Hadi bakalım kalkalım. "
Somurta somurta kendi kendime söylendikten sonra oflayarak ayaklandım ve elimdeki ayakkabılarımı kolilerin yanında bir köşeye indirdim. Tam bir koliyi kucaklamışken duyduğum sesle irkildim.
" Sanırım yardıma ihtiyacınız var."
Arkama dönüp ne ara geldiğini farketmediğim adama baktım. Bir dk bir dk karşımdaki adam o ünlü aktör Byun Baekhyun mu yoksa açlıktan ve yorgunluktan serap mı görmeye başladım. Dikkatlice bakınca onun olduğuna emin oldum. Bu adamı 500 metre öteden tanırdım ben yabancı da olsak fangirl dük yahu biz. Tam bir duygu karmaşasıyken yüz ifademin çok fazla şey anlattığına emindim. Ama çok ta belli etmemek gerekti değil mi? Ona onu tanıdığımı belli etmeli mi yoksa etmemeli miyim diye derin düşüncelerin içine dalmışken bu sefer de ingilizce bir şekilde tekrarladı cümlesini. Ahh onu anlamadığımı sandı herhalde. İçimden yanaklarını sıkmak gelse de kendimi tutup ona cevap verdim.
" Zahmet olmazsa hayır demem."
Cümlemle birlikte gülümseyip bir kutuya doğru yöneldi. Kutuyu kucaklamasıyla birlikte ben de yeni evime doğru kucağımdaki kutuyla adımlamaya başladım. Beni takip ederken bir yandan da sohbet ediyordu.
"Uzun süre cevap vermeyince anlamadığınızı sanmıştım."
" Ah aslına bakarsanız gayet iyi anladım sadece-umm bilirsiniz ben de sizi televizyonda izleyen normal insanlardan biriyim aniden sizi görünce ufak bir şaşırdım."
Cümlemden sonra hafif bir kahkaha atıp "Buraya yeni mi taşındınız?" Diye sordu.
"Evet normalde korede yaşamıyordum işim dolayısıyla buraya taşınmam gerekti."
Son kutuyu da bıraktıktan sonra hemen döneceğini söyleyip kapının önünden ayrıldı. Birkaç dakika sonra koridorun başına bıraktığım ayakkabılarımla dönünce onları orada unuttuğumu hatırladım.
"Bu badireyi de atlattınız. "
Ne dediğini başta anlamasam da sonradan kendi kendime konuşmama atıf yaptığını anladım ve güldüm. Saate baktım ve gece yarısını çoktan geçtiğini görünce " İçeri davet etmeyi isterdim ama şuan uygun bir zamanda değiliz sanırım." Dedim. Anında gülümseyerek " Haklısınız zaten benim de eve gitmem gerek. " dedi . Kibarca verdiği yanıta gülümseyerek " Uygun bir zamanda teşekkür etmeyi çok isterim." Dedim.
"Teşekküre cidden gerek yok ama yan dairede yaşıyorum bir şey oldu mu kapımı çalmaktan hiç çekinmeyin." Dedi yan daireyi göstererek. Ona gülümseyerek başımı salladım .
" O zaman tanıştığımıza memnun oldum- " soru sorarcasına bana bakınca ismimi sorduğunu anladım ve " Elena" dedim aynı zamanda elini uzatıp ismimi tekrar etti " Elena" diye. Uzattığı elini sıkıp " Ben de memnun oldum." deyip onu yanıtladım. Gülümseyerek birbirimize iyi geceler diledikten sonra kapıyı kapadım ve kapıya yaslandım. Neydi bu rüya falan mı yoksa? Gülümseyişi, kokusu, bakışları hatta ses tonu bile insanı eritmeye yeterdi. İçimdeki ergen kız taklalar atıp dans ederken derince bir nefes verdim. Sanırım nakliye şirketinş tekrar arayıp bu sefer açtıklarında teşekkür etmem gerekiyordu. Tanrım Byun İnanılmaz Baekhyun benim komşum mu?
Selam Aşşşkk Kadınlar. Ben geldiim. Nasılsınız ? Oruç nasıl gidiyor? Bölümü beğendiniz mi? İlk kitabımın ilk bölümünü yazdım . Heyecanlıydı ve zordu diyebilirim. Pek güzel olmadı ama elimden geldiğince ilerleyen zamanlarda geliştirmeye çalışacağım. Umarım zevkle okursunuz bu kitabı . Bu arada kitabımın kapağı nasıl ben BA-YIL-DIM. Kitabın kapağı için 90slavender e çooook teşekkür ediyorum . Sizleri seviyorum. Satır arası yorumlarda fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın AŞŞKKK KADINNLARR . Hepinizi öpüyorum sulu sulu . GÖRÜŞÜRÜZ 👅👅👅👅💋💋💋💋💋💋😘😘😘😘😘🥰🥰🥰🥰🤭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuck With Neighbor ¤ Byun Baekhyun
RomanceYazarın Baekhyunu yan dairesinde yaşayan ünlü oyuncu olarak hayal etmesi sonucu ortaya çıkan bir kitaptır. B×G Baekhyun and you ------------------------------------------------------------------