rival company? - 1

46 2 0
                                    

*medya: aslı*
⠀⠀⠀⠀
⠀⠀⠀⠀
"Geç kaldım!"

Topukluların bantını hızlıca geçirmeye çalışırken babaannemin ağzıma tıkmaya çalıştığı poğaçadan kaçıyordum. "Sultanların bir tanesi, yemicem diye kaçıncı söyleyişim bu?" Çatılan kaşlarını ve ele alınan terliği arkamda olsa bile hissederdim ben.

"Sen bana karşı mı çıkıyorsun bakayım? Aç karnına işe mi gidilirmiş!"

Sonunda doğrulduğumda çantamı aceleyle koluma takıp anahtarları ve telefonumu içine attım. Sultanımın bakışlarına kıyamazken hala bana uzattığı poğaçayı ağzımla kaptım. "Oldo mo?" (Oldu mu?)

"Hıhı.." kendisinden taviz vermeyen sultanın bıyık altı sırıtışını yakalamıyor değildim.

Saçlarımı parmaklarımla geriye atıp son kez babaanneme el sallayıp evden çıktım. Bu taşlı yolda topuklularla yürümek ne kadar mümkündü bilmiyorum ama dikkatli ve hızlı bir şekilde durağa yürüdüm.

Saniye başı saatime bakmakla geçerken 20 dakikamın kaldığını bilmek içler acısıydı. Metrobüsün yaklaştığını gördüğümde heyecanla bir kaç adım ileri attım.

---

"Huh... hadi bakalım Aslı, göreyim seni." Kendi kendimi gaza getirme işlemini de gerçekleştirdiysek...

İlerledikçe gözümde büyüyen şirkete karşı dik durmaya çalıştım. "Lütfen sakarlık yapmayayım, lütfen."

Girişte duran kadına selam verip etrafın dikkatimi dağıtmasına izin vermeden hızlıca asansörün önüne geldim. Asansör bir dakikadır gelmiyordu ve 4. katta oyalanıyor gözüküyordu. Önüme iri yarılı bir adam geçti ve asansörün önüne bir tabela yerleştirip gitti.

"Arızalı."

"Şey, diğerleri de mi öyle?"

"Evet. 10 dakikaya hallolurlar."

Kolumu kaldırıp saate baktığımda neredeyse küfür ediyordum ki kendimi zor tutarak ilk günden kovulmamak adına merdivenlere doğru koştum. "Tabana kuvvet Aslı!" Gözlerim zemin kat yazısında gezinirken hızlı hızlı çıkmaya başladım.
1...4...5...9...bitmiyor...11...15...
18..bitmiyor..20...23...24...ne geliyordu sonra..

Nefes nefes kalmıştım. Boğazım kupkuru kalırken bitmeyen merdivenlere son kez baktım. Sızlayan ayaklarım bana işkence hissi yaratırken merdivenlerden çıkıp neredeyse kimsenin olmadığı hole geldim.
"Kimse yok mu?"

Önümde duran çana hafifçe dokundum ve birilerinin gelmesini bekledim. Ki beklememe gerek kalmadan çaprazımda kalan odanın kapısı açılmıştı. Korku filmi mi çekiyoruz ya bu ne şimdi. Nefesimi zor da olsa düzene soktuktan sonra odaya doğru ilerledim." Melis Tekin, İnsan Kaynakları"

Derin bir nefes alıp açık kapıyı tıklattım. Kafasını kaldıran kadına karşı gülümsedim ve içeri girdim. Kumral, uzun ve parlak saçları resmen üstüne 3k yatırım yaptım der gibi duruyorlardı. Büyük gözleri, biçimli dudakları ve buradan anladığım üzere çok hoş bir vücudu vardı. Gerçekten göz alıcı biriydi.

Elimdeki CV'yi uzattım, "Merhaba, ben Aslı, Emirhan Bey'in öz-" sözümü tamamlamama izin vermeden araya girdi. "Emirhan Bey'in özel asistanı, evet. Oturabilirsin." Kafamı sallayıp dediği yere ilerlerken gözlerinin üstümde olduğunu hissediyordum. Lütfen iyi anlaşalım.

Oturduğum yerde rahatsızca kıpırdandım ve Melis Hanım'ın düzene sokmaya çalıştığı kağıt parçalarını izledim. Hazırladığı dosyayı bana uzattı. "İçinde Emirhan Bey'in günlük bir programı var, neleri sevip neleri sevmediği de yazıyor. Bazı yerlerde hata vardı onları düzelttim endişelenme. Programda değişikler olduğunda Emirhan Bey sana söyler zaten." dediklerine birer birer kafa sallarken başımın tutulmasını istemediğim için kendimi durdurdum.

"Hmm.. Son olarak. Sağ koridorun sonunda Emirhan Bey'in odası var. Yanında da senin odan, 3. odada Organizasyon Departmanı sorumlusu Damla Hanım ve 4. odada da Denetleme ve Analiz Departmanı sorumlusu Çağatay Bey var. Sol koridorda yani bulunduğumuz koridorda Finans Departmanı sorumlusu Engin Bey ve Sosyal Sorumluluk Departmanı sorumlusu Fırat Bey var. Diğer, Koordinasyon Departmanı Sorumlusu Barış Bey, Proje ve Strateji Geliştirme Departmanı sorumlusu Selim Bey ve İletişim Departmanı sorumlusu Hande Hanım alt kattalar."

Kafam allak bullak olmuştu. Umarım çabucak alışırdım." Pekala, CV'ne bir bakalım." Elindeki dosyayı açıp incelemeye başladı. Gergin bir şekilde dudaklarımı ısırdım, zaten mülakattan geçmiştim niye geriyorlardı insanı. "Bir dakika?" gözleri kocaman açılmış yüzüne garip bir sırıtış eklemişti. "Bundan iki ay önce rakip firmada çalışıyormışsun. Ve istifa ettiğin yazıyor." Tuttuğum nefesimi titrekçe bıraktım ve gözlerim ellerimde gezinirken başımı salladım. "Evet.. öyle oldu."

"Rakip firma ha?"

Ansızın gelen sesle yerimden zıplarken sesin geldiği yöne döndüm. Kapının girişine yaslanan kişiyi gördüğüm an tanımıştım. Kahverengi, hafif dalgalı saçları, kehribara çalan gözleri, üstüne giydiği baştan aşağı siyah takımı, tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu. Evet evet, doğru tahmin. Yeni patronuma merhaba diyin.. Emirhan AK.

⠀⠀⠀⠀

he is not just owner of company Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin