1.bölüm

401 12 3
                                    

Arkadaşlar telefondan yazıyorum bu yüzden biraz yazım hataları olabilir ve bazı hatalar bilerek yapılır karakterin azından anlatıldığı için iyi okumalar umarım beğenirsiniz... :)

Lanet olası bir şehirdeyim. Buraya babamın işi yüzünden geldik yurt dışında çalışıyodu türkiyede çalışmak istediği için bu lanet olası şehre geldik. Lise 3 öğrencisiyim ve okulu hiç sevmememe rağmen okula gitmeye devam ediyorum bugün okulumun ilk günü ve hala yataktan kalkmadım...

Lanet alarmın sesiyle uyandıktan sonra üzerimdeki yorganıda tekmeledim. Kalkıp şu lanet okul kıyafetlerimi giydikten sonra evden çıktım. Bütün yaşadıklarımu düşünüyodum iki gün önce kolejlerde okuyup hergün alışverişe çıkan ben şimdi bi devlet lisesinde ve okula otobüsle gitmeye parası bile yok olan bi kişiydim.

Mecburen okula yürüyerek gitmek zorundaydım tabanlara kuvvet koşmassam derse yetişemiyeceğimi anladım ve koşmaya başladım bugün tanışma faslı falan yaparım diye yanıma bi not defteri bide kalem almıştım. Koşmakta bu yüzden zorlanmıyodum taki bi bedene çarpıp kendimi yerde bulana kadar.!

Gözlerimi açıp bana çarpan kişiye baktığımda bana sinirli bi şekilde baktığını gördüm küstah ! Hem bana çarpıp hemde sinirleniyomuydu yani. " dikkat etsene kızım" dedi ve ben sadece azımı açıp ona şaşkın bi yüzle baktım tam bişey diyeceğim sırada arkasını dönüp yürümeye başladı.

Ne yani beni yerden kaldırıp yere düşen kağıtlarımı toplaması gerekmiyomuydu sonra özür dilemesi bişey oldumu diye sorması falan hayvanın tekiydi! Tam bi hayvan! Gerçi benim elimdede kağıt yoktu ama en azından kaldırması gerekirdi öle diğmi.

Ama bunu yanına bırakıcağımı sanıyorsa yanılıyordu belkide bidaha karşılaşmazdık ama görürsem çok fena benzeticeğim kesindi sinir bozucu şey HIH!

Neyse ki okuluma varmıştım ne mutlu (!) Okulun bahçesinden girdiğimde üzerime dikilen gözlerin farkındaydım fısıldamalar şimdiden başlamıştı iki gün önce okula kaydımı yaptırmak için babamla birlikte geldiğimde görmüşlerdi beni ah bide tanıştığım kız ceren vardı tabiki aslında sevmiştim komik bi kızdı ama kimseyi takmıyodum.

Okulun içine de yürümeye devam ettiğimde nihayet kendi sınıfım olan 11/a ya gelebilmiştim kapı açıktı ders daha başlamamıştı içeriye geçtim ve en arkada bi sıraya oturdum. Kulaklıklarımı takıp sıraya yüz üstü yattım...

Birinin kolumu dürtüklemesiyle sinirle gözlerimi açtım bu hayvan kimse cidden kolum çürümüştü. Bişeyler diyordu ama ne dediğini anlayamıyodum kollarımı göüsümde bağlayıp çocuğun suratına bön bön bakmaya devam ettim şarkı bittiğinde kulaklıklarımı çıkartıp " efendim birşeymi dedin ? " diye sordum çocuk sinirle bana bakıp. " sıramdan kalkmanı söledim! " diye kükreyince biraz korkmuş olsamda aldırmadım ve oturmaya devam ettim aynı zamanda da " artık benim sıram önce gelen kapar " dedim. Adını bilmediğim çocuk bana öğle bi baktıki buyur abi geç diyesim gelsede yerimden kalkmadım istifimi bozmadan oturmaya devam ettim.

Çocuk yanımdaki çantayı alıp önüme doğru fırlattı ve yanıma oturdu sanırım hoca geldiği için bunu yapıyordu sinirle elini saçlarının arasından geçirdi ve konuştu " bak güzelim bu sıra benim bu okulda sen yokkende ben vardım yani ilk ben kaptım anlata bildimmi ? " diye sordu hiç cevap vermedim ve tahtaya boş boş bakmaya devam ettim sinirlenmiş olacakki " sana anladınmı dedim ! " diye kükredi. Yine cevap vermedim ve suratına boş boş bakmaya başladım. Aslında yakışıklı bi çocuktu neden bu kadar kabaydıki. Hiç yakıştıramadım.

Çocuk beni kaldıramıycağını anlamış olmalıki insan gibi " bak benim adım can senin adında aleynaymış duydum tanıştık ve güzellikle sölüyorum burdan kalk yoksa..." dedi insan gibi dediysem daha deminkine nazaran daha sakin konuşuyordu " yoksa ne ? " dedim. " yoksa seni buna pişman ederim " hah beni bu sözüyle gerçekten güldürmüştü bana napabilirdi. Tabikide hiçbir şey " beni gerçekten güldürüyosun şimdi yanımdan kalk ve başka bi sıraya geç beni rahatsız ediyosun seni hocaya söylemek zorunda kalıcam " dediğimde bana kızgın bi bakış gönderdi kızgınında kızgını sanki gözlerinden alev fışkırıyormuş gibi hissettim.

Ama tabikide korkmuyomuş gibi yaptı ben bu yaşıma kadar tek bi erkekle bile arkadaş olmamış bütün erkeklere düşmanken bendende bu beklenirdi zaten.onu hiç takmadım ve taktaya boş boş bakmaya devam ettim ders matamatikti ve hiç birşey anlamıyodum zaten hocada beni fark etmemiş olacakki tanışma faslı falan olmadı.

Bileğimin acısıyla yanımdaki çocuğa döndüm ve şaşkınca bakmaya başladım napıyodu bu mayyakmı! "Sana burdan kalk dedim ve kalkmadın az öncede emir verdin seni buna çok pişman edicem ufaklık bana yalvarıcaksın! " oww bu dediği gerçekten korkutucuydu beni öldüresiye dövecekmiydi ? Yada üzerimde sigaramı söndürücekti ne yapabilirdiki en fazla. Ben bunları düşünürken o çokta bi yan sıraya oturup bana öldürücü bakışlar atmaya başladı. Tabiki bunu umursamayıp önüme döndüm bileğim gerçekten acıyodu ve.. ve sanırım kırılmıştı yada çatlamışta olabilirdi tamam abartmıyım o kadarda değil. Biraz sızlıyordu sadece sol kolum olduğu için şanslıydım. Not desterimi açtım ve karalamaya başladım zilin sesini duyduğumda şükürler olsun dedim. Ve direk sınıftan çıkmak için ayaklandım kapıdan çıkarken birinin arkamdan sol kolumu kırarak geçmeden önce gayet iyi yürüyodum fakat o sarsıntıyla yere yapıştım ve bu tabiki candı! Hayvan! gerizekalı !mal ! Küçümseyici bi bakış atarak arkadaşlarıyla yanımdan geçip gitti.

Elimi yüzümü yıkamaya lavaboya gittim sinirden elim ayağım titriyodu ama hayır sinir krizi geçirmiyordum en azından okulda olmazdı öle diğmi. Olmamalıydı da zaten aynada kendime bakarken ne kadar berbat bi gün geçirdiğimi düşündüm yeni hayatım hiç bi zaman güzel olmıycaktı hiç bi zaman düzene girmiycekti. Belki bi hün düzelirdi tabi ben ölmezsem. O ana kadar ağladığımın farkında bile değildim allahtan lavaboda benden başka kimse yoktu sanırım zil çalmıştı ve herkez sınıflara dağılmıştı.

zaten daha yoklama kağıdında adım olmadığı için yok yazılmıyodum bu yüzden derse girmeyip bahçeye çıktım devlet okulu olmasına rağmen gayet geniş bi bahçeydi. Arka kısmına gittim ve banklardan birine oturdum. Hava bozuktu sanırım yağmur yağacaktı ve bu benim hoşuma giderdi yağmurda ıslanmayı hatta yağmurda koşamayı çok severdim.

Bankta kafamı geriye doğru yasladım ve kulaklarımı kulağıma taktım yağmur hafifden yağmaya başlamıştı. Biraz daha şiddetini arttırdığında göz yaşlarımı kapattığı için mutluydum ağladığım uzaktan görülse belli olmazdı.

Ben bu düşünceleri düşünürken kulaklığımın bi anda kulağımdan çekilmesiyle gözlerimi anında açtım yanımda oturan çocuk " iki saatten beri camdan sana sesleniyorum duymayınca mecbur buraya geldim bu yağmurda dışarda ne işin var müdür söyledi herkez içeri." Derken hala nefes nefeseydi ben bu çocuğu bi yerden çıkaracaktım ama nerden bi türlü bulamadım.

" hala neden oturuyosun hadi kalksana !" Diye bağırdı ve ben hala oturmaya devm ettim. " sen git ben gelmiycem derse girmiyce zaten " dediğimde yüzü sinirli bi hal aldı " beni duymuyosun diye ta üçüncü kattan seni çağırmak için bahçeye iniyorum bide üstüne ıslanıyorum ve sen beni umursamayıp gelmiyceğinimi sölüyosun kalk ve içeri gir !" Bunları bağırarak sölerken gözlerim çoktan dolmuştu sanırım yaşadıklarımı artık kaldıramıyodum ama burda ağlayamazdım kimsenin önünde ağlamadım ben kimsenin annemin babamın yanında bile küçükken düştüğümde bile. Kimsenin önünde küçük düşmedim kimseni bana acıyan gözlerle bakmasına izin vermedim yine vermeyecektim. " sana benim yanıma gel diye yalvarmadım gelmeseydin " dedim umursamazca. " hey sen o kızsın " çocuğa anlamazca bakarken " sabah bana çarpan kız" ne bu çocuğu ordanmı tanımıştım yani daha büyük bi soru biz aynı okuldamıydık olamaz...

Evet ilk bölümden bu kadar sizce;

Canla arası ileride nasıl olacak?

Sabah çarpıştığı çocuktan alacağı intikam ne olacak ?

Aleyna bu hayata alışabilecekmi?

Yeni bölümde bu soruların hepsine cevap var birdahaki bölümde görüşmek üzere ;) görüşürüz

En Büyük Aşklar Nefretle BaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin