0.2 | team

608 28 5
                                    

"Hey Kageyama neden topu kafama atmak zorundaydın ki?" çocuğun sızlanarak sorduğu soruya yüzünde hiçbir mimik oynamadan

"Sevgilin ile değerli zamanının bittiğini fark etmen için boke" diye cevaplamıştı. Karşısındaki çocuk ise sadece kafa sallayıp içeri girmekle yetinmişti.

karma's pov

Aptal ikizim yüzünden dersin yarısını kaçırmış diğer yarısı ne işime yarayacak ki diye düşünüp bahçede dolaşmaya karar vermiştim.

Açık bacığımı yere değdirmemeye çalışarak bir süre dolandıktan sonra sıkıntıyla geri dönecekken gelen oyun sesiyle olduğum yerde durdum adımlarımı soluma çevirerek sesin sahibine ilerledim.

Saçları puding gibi duran çocuğa yaklaştığımda istemsizce kıkırdadım, kediye benziyordu. Kafasını kaldırıp korkuyla bana baktığında korkuttuğum için özür dilemek için ona doğru bir adım attım.

Atmaz olaydım.

Açık bacığıma bastığım gibi yeri boylamıştım, oh umutlandığınızı duyar gibiyim umutlanmayın. Aramızda mesafe olduğu için direk önüne düşmüştüm dudaklarımı büzerek biraz yukarıdan bana bakan çocuğa döndüm. Güzel haber eteğim açık değildi!

Üzerimi silkeleyip kalktım, elimi ona uzatırken gülümseme ihtiyacı duymadım, o da duymamıştı

"Korkuttuğum ve neredeyse üzerime düşecek olduğum için üzgünüm sadece ne yaptığını merak ettim, adın neydi bu arada?" tereddütle elimi sıktığında ellerimizi ayırmadan konuştu

"Kenma...sorun değil...yani sanırım" kafamı sallayarak onu onayladım bir süre sessiz kaldıktan sonra bakışlarımı tekrar ona çevirdim

"Ne oynuyorsun?" bana tuhaf bir şekilde baktığında sormamış olmam mı gerekiyordu diye düşündüm ama o konuşmaya başladığında düşüncelerimi kovup onu dinledim

"Sen oynuyor musun? Şey...yani bazı aileler kızların oynamasına şey..." doğru kelimeyi bulamadığında hafifçe kafamı yere eğerek gülümsedim

"Perfectionist?" kafasıyla beni onayladığında çantamda süt çıkararak pipeti taktım, elma suyunu alarak Kenma'ya uzattım o da alarak pipeti taktı.

"Oynuyorum" aynı anda kafamı da sallayarak onayladım bir süre sessizce durup sadece elimizdekilerin bitmesini bekledik daha sonra ise zil çalmıştı.

Çantamı yerden alarak benimle birlikte kalkan Kenma'ya el salladım ve hızlıca uzaklaştım, daha sınıfımı bile bilmiyordum!

Elimdeki kâğıtta yazan sınıfa girerek çanta konmamış olan cam kenarındaki son sıranın bir önüne geçtim. Sonraki ders için kitaplarımı çıkarıp sırama koydum hırkamın şapkasını kafama geçirerek alnımı sıraya yasladım.

Öğrenciler içeri girmeye başlarken kafamı kaldırmamıştım en son hoca içeri girdiğini belli ettiğinde şapkamı çıkarmış ve sıramda dikleşmiştim beni tahtaya çağırarak kendimi tanıtmamı istedi.

"Karma* siz hangi yaştaysanız bende aynıyım Amerikadan geçen hafta döndüm" yeterli mi dercesine kaşımı kaldırdığımda hoca yerime geçmemi işaret etmişti.

*burayı y/n olarakta okuyabilirsiniz ama yazarken kolay olması açısından böyle yazacağım

Zaten bildiğim bir konu olduğundan kafamı sıraya yaslayarak neden buraya geldiğimi sorgulamaya başlamıştım aslında benim isteğim ile gerçekleşen bir durum denemezdi ikizim Karasuno'ya gelmem için ne kadar uğraşsada çoktan nekomaya kayıdım yapılmıştı bu da benim isteğim ile olmamıştı yani belki yalnızca biraz, zaten kimsenin kardeş olduğumuzu öğrenmesini istemiyordum.

Zil çalınca eşyalarımı toplayarak spor salonuna ilerledim, içerden gelen sesler antremana başladıklarını gösteriyordu kapıyı açarak koçun yanına ilerledim. Beni gördüğünde genişçe gülümseyerek oturduğu yerde ayağa kalkmıştı.

"Karma" elimi sıkarak bir gülümseme sundu. Üzerimi değiştirebileceğim yeri gösterip hemen geri gelmemi istedi, odaya girerek üzerime her zaman antremanda giydiğim kıyafetleri giydim eteğimi şort ile değiştirirken içimdeki kısa kollu gömleği çıkarıp uzun kollu bir tişört ile değiştirdim. Sabahtan beri açık olan saçlarımı topladım.

Koç takımı bir araya toplarken yanında duruyordum, sabahki pudinge benzeyen çocuğu gördüğümde şaşırmamıştım voleybol ile ilgilendiğini söylemişti ama o bir hayli şaşırmışa benziyordu.

Koç omzumu pat patladığında hafifçe yana çekilerek gülümsedim. Yüzündeki gülümsemeyi bozmadan elini çekti.

"Evet bu Karma ama bir çoğunuzun onu zaten tanıdığını düşünüyorum, sizinde bildiğiniz gibi bu sene kız ve erkek oyuncular birlikte oynayabiliyor" çocukların yüzünde anlamaz bir ifade oluştuğunda Koç Nekotama çok umursamadan devam etti

"Kendisi Amerikanın en iyi ası, takımı şampiyon olduktan sonra dağıldı ve o da bizim okulumuzu seçti" aslında teknik olarak ben seçmemiştim ama bunu bilmesine gerek yoktu.

"Antremana devam edebilirsiniz" beni sonunda saldığında sıkıntıyla oflayıp antremana bende katıldım, yaptıkları her şey onları ne kadar zorlarsa zorlasın bana basit geliyordu. Fazlasıyla. Takımın as liberosu bana doğru gelirken gülümsedi

"Senin boyun kaç?" bakışlarımı benden sadece birkaç santim uzun olan çocuğa yönlendirdim

"1.60" kafasını sallayıp arkadaşlarının yanına döndü onlara bir şeyler söyledikten sonra hepsi bana yaklaşmaya başlamıştı.

"E o zaman hünerlerini görelim" iki takıma ayrılmıştık Kenma karşıdaydı, gelen tüm topları rahatlıkla karşılıyordum. Beni tek zorlayan Kenma'ydı çünkü diğerleri onun ne yapacağına dikkat etmiyordu.
Çocuklar zıplayarak blok yapmak istediler ama kenma topu o kişiye atmıyordu açık bir şekilde plase yapacaktı, hızla olduğum yerden koşarak yere değmesine santimler kalan topa baktım elimi öne uzatarak kendimi yere doğru bıraktım. Parmaklarımın yerden yüksekliği belki bir buçuk santimdi ve o bir buçuk santim şu an topu oyunda tutan şeydi.

Bu topu kurtarmamı beklememiş olacaklar ki afallamışlardı ve bu bize set sayısını getirmişti.

Gülümseyerek biraz dağılan saçlarımı topladım, mükemmeldi. İlk izlenimim kesinlikle mükemmeldi.

___________________

: kusursuzluk takıntısı olan kimse, mükemmeliyetçi

MERHABALLAR

ŞU AN BİRAZ SIKICI GİDİYOR DİYE TAHMİN EDİYORUM AMA DÜZELECEK!

BURALARI KONUYA GİRMEK İÇİN YAZMAK ZORUNDAYIM

SONUÇTA AMERİKADAN İKİZİNİZ KARASUNODAYKEN NEKOMA ERKEK TAKIMINA IŞINLANAMAZSINIZ DEĞİL Mİ?

ÇOK KONUŞTUM ÜZGÜNÜM

HERNEYSE GÜZEL GÜNLER DİLERİM!

karma | haikyuu X readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin