~3~

169 11 5
                                    

"Sen neden buraya geldin?" diye mırıldandı Berk.

"Seni seviyorum. Davet etmeyecek misin evine? Hem bu kız kim ki?" dedi sakin bir ses tonuyla.

Neye uğradığımı şaşmıştım. Bu da kimdi ki, başımıza bela olacaktı. Birden kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Kıskanıyor muydum yoksa? Bunları düşünürken kapıda duran kız konuştu.

"Benim adımı sormayacak mısınız?" dedi bana bakarak.

Hafif bir ses tonuyla "Adın ne ?" diye mırıldandım.

Ters ters bakarak "İlayda" dedi, ardından gülmeye başladı.

Berk isteksiz bir şekilde, "Gir içeriye, rezil olmayalım. " dedi.

İçeri girmiştik. İlayda tekli koltuğa, ben ve Berk ise onun karşısındaki ikili koltuğa geçmiştik. Ağzımdan tek bir kelime çıkmıyordu. Berk'i mi kıskanmıştım? Birden iç sesim 'Kendine gel' diye bağırdı. Hiç bir şey anlamamıştım. Hemen gitmeli miydim? Bunları düşünürken İlayda ile göz göze geldik ve birden Berk'e dönerek, "Gitmeliyim." dedim hafif bir sesle.

Ayağa doğruldum ve odaya doğru yürümeye başladım.

İlayda ve Berk bana bakıyorlardı. Berk'in ayağa kalktığını fark ettim. Yanıma geldi.

Birden elimi tutarak, "Nereye gidiyorsun sen ya? Bekle, gitmesini istiyeceğim şimdi." dedi kızgın bir ses tonuyla.

Hiç bir şey diyemedim. Sadece kafamı sallamıştım. Berk içeri gidip koltuğa geçti. Arkasından da ben gittim. Aynı koltukta oturuyorduk.

"İlayda, neden geldin? Ne yapmak istiyorsun, bilmiyorum ama git şu evden." dedi Berk kızgın ve sert bir şekilde.

İlayda oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru yöneldi. Hızla kapıyı açıp "Geri geleceğim!" diye bağırdı ve kapıyı sertçe kapatıp çıktı.

Berk ve ben neye uğradığımızı şaşmıştık. Berk sessiz bir şekilde "Siktir git." diye mırıldandı.

Berk'e göz işaretleri yapmaya başladım. O gittiğinde bana anlatacağını söylemişti çünkü.

Düşünceli düşünceli oda bana baktı. Benim ne demek istediğimi oda anlamıştı sanırım. "Yorgunum, uyuyacağım, sabah anlatırım." dedi göz ucuyla bakarak.

"Peki, ben de uyuyacağım." diye mırıldandım.

İkimiz de odalarımıza gitmek için ayağa kalktık ve odalarımıza yöneldik.

Yatağıma uzandım. Yarın anlatacaklarını merak ediyordum. Bunları düşünürken uykumun geldiğini farkettim ve yavaşça gözlerimi kapattım.

****

Gözlerimi açtığımda karşımda sandalyeye oturmuş beni izleyen Berke' le karşılaştım.

"Beni mi izliyorsun?" diye mırıldandım doğrulurken. İmalı imalı baktı. "Evet, seni izliyordum." Tam ağzımı açıp bağıracaktım ki "Hadi, gel." dedi ayağa kalkarken. Kapıya yönelirken ona kötü kötü baktım ama bir şey söylemedim. Yataktan kalktım ve lavaboya yöneldim.

****

Lavaboda işimi hallettikten sonra mutfağa yöneldim. Yavaş adımlarla mutfağa giderken Betül aklıma geldi. Onu görmeye gitmem gerektiğini düşündüm. Mutfağa vardığımda Berk kahvaltıyı hazırlamış yiyordu. Geldiğimi fark edip bana baktı. Hiçbir şey söylemedi ve kahvaltısına devam etti.

Umurasamayıp Berk'in karşısındaki sandelyeye geçtim. Yemeğimi yedim ve oturduğum sandalyeden ayağa kalkarak salona yöneldim. Omuzumun üzerinden arkama baktığımda Berk'in beni hiç umursamadığını gördüm. Hızlıca kapıya yöneldim ve kapının yanındaki askıdan Berk'in ceketini alakarak kapıyı yavaşça açtım. Dışarı çıktığımda yine kapıyı yavaşça kapattım. Tanımadığım caddede yürürken ceketi hızlıca üzerime geçirdim ve bir araba durdurarak "Beni şehir merkezine götürür müsünüz?" diye mırıldandım şöföre hitaben. Otuzlu yaşlarında görünen adam başıyla arabanın ön koltuğunu işaret etti. "Bin." Ön koltuğa binerken şöför koltuğundaki adam beni baştan aşağıya süzdü. Arabaya bindiğimde adam ile göz göze geldim. Direk gözlerimi çekip camdan dışarıya baktım.

"Neden oraya gitmek istiyorsun?" dedi şöför.

İlk cevap vermemeyi düşündüm fakat az da olsa korktuğum için cevap verdim. "Boşverin, hem sizene." dedim kızgın bir ses tonuyla.

Şöför bir elini bacağıma uzatarak "Korkma." dedi.

Bacağımdaki elini iterek "Çek elini." dedim. Beni duymazdan gelince "İndir beni." dedim. "Zaten geldik." dedi elini çekerek.

Arabadan inip yürümeye başladım. Sinirliydim ve tacize uğramış gibi hissediyordum. "Erkek kaşarı, ne olacak?" diye mırıldandım.

Betülün her zaman takıldığı sokağa gitmeyi düşündüm. Oraya vardığımda Betülün arkadaşlarının olduğunu fark ettim, beni de tanıyorlardı. Yanlarına gidip hiç takmadan "Betül nerde biliyor musunuz?" dedim. Önce bana uzun süre bana baktılar kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. "Hey, soruma cevap verin!" dedim sert bir sesle. Bana döndüler. "Bilmiyoruz."

Mırıldanarak cevap verdim. "Beklettiniz o kadar bir de bilmiyorum diyorsunuz gerizekalılar."

Arkama dönerek yoluma devam ettim. Onun evine gitmeyi düşünmüştüm. En iyisi onun evinde gitmekti. Hızlıca yürümeye başladım. Hafif yağan yağmur tanecikleri az da olsa hızlanmaya başlıyordu. Ceketimle birleşik olarak duran kapüşonu kafama geçirdim ve ellerimi cebime koydum. Betül'ün evine doğru yürümeye başladım. Az bi mesafe kalmıştı evlerine varmama. Geldiğimde ellerimi cebimden çıkartarak evin kapısına hafifçe vurdum. Uzun bi süre beklemiştim fakat hala ses yoktu ve kimse çıkmamıştı. Annesi hasta idi. Onamı bakıyordu acaba diye düşünürken zile bastım ve karşımda tanımadığım bir teyze çıktı. Bu da kimdi ki?

"Buyrun, kime baktınız." dedi karşımdaki teyze bana gülümseyerek.

"Ben Betül'e bakmıştım. Nerede acaba kendisi, siz kimsiniz?" dedim hafif gülümsememle.

"Kızım, Betül öl-dü."

O anda kendimi çok kötü hissettim. Gözümden yaşlar yuvarlanmayı başladı. N'oluyordu? Annemi kaybetmiştim, sıra onda mıydı? Bir hayal kırıklığına daha uğramıştım sanırım.

Hayal kırıklığına uğramış bir şekilde "Nerde oldu , neden öldü !? dedim.

"Bilmiyorum kızım onu."

Yağmur tanecikleri birden gökgürültüsüne dönüşmüştü. Çıkardığım kapüşonu geri kafama taktım. Yürümeye başladım, akan gözyaşlarımı elimle sildim. Hafif hafif esen rüzgarlar suratıma geliyordu. Çok üzülmüştüm. Hayatımda değer verdiğim son kişiyi kaybetmiştim. Yaşamanın anlamıda yoktu artık benim için. Neden beni görmeden öldü. Neden daha önce gitmedim onu yanına, tek bıraktım. Kendimi suçlarken kolumdan birisi tuttu ve kendine doğru çekti. Hareket edememiştim fazla ağlıyordum, halsizdim.

"Bırak beni." dedim bağırarak.
Kolumu çok sert tuttuyordu canım yanmıştı.

"Benim Berk bağırma." dedi sırıtarak.

"Berk bırak kolumu." dedim tekrar bağırarak.

"Benimle geleceksin!" dedi o da sesini yükselterek.

"Sana bırak dedim! Gelmeyeceğim hiçbir yere!"

"Kızımı bırak genç adam." dedi bizden bağımsız bir ses. Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde şaşkınlıktan dudaklarımdan dökülen kelimelerin önünü tıkayamamıştım.

"Baba?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YoksulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin