[TAMAMLANDI]
Sıradan bir okul gezisini nasıl bu hale getirebilmişlerdi, aklı almıyordu zavallı çocuğun.
Aslında basitti..Öğretmenler uyuduktan sonra ergen ve macera arayan çocuklar ile iddiaya girmekle bu hale gelmişti işte!
'Hangi hale?'Diye sora...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
Wendigo Kuzey Kanada bölgesinde yaşadığı düşünülen mitolojik bir karakter. Kuzey Amerikalı Anişinaabe Kızılderilileri, insan eti yiyen bir kişinin Wendigo'ya dönüştüğüne inanır. Bu mitolojik karakter, insan eti yiyemediği zaman açlığını yosunla giderir ve tek başına yolculuk eden gezginleri takip ettiği söylenir.
Kitabın öbür sayfasını çevirdi.Yazıları okuyarak tırnaklarını kemirdi ki siyah ojenin acı tadıyla yüzünü buruşturdu,beyaz saçlı çocuk.
Kalbinin buzdan olduğu, tek öldürme yolunun da bu buzdan kalbini eritmek olduğu söylenir.
"Aşk yani."Diyerek kıkırdadıkta sonra eliyle yer yatağını yokladı ve fosforlu mavi kalemini bularak, az ışığın el verdiği kadarıyla yazıların altını dikkatlice çizdi ve öbür paragrafa geçti.
Nasıl bir görünüşe sahip olduğu konusunda farklı anlatılar mevcuttur. Ayı ya da kedi benzeri uzun azı dişlere sahip yırtıcı bir hayvan, hayvan ayaklarına sahip bir kişi, insandan ayırt edilemeyen bir varlık ya da hayalet olarak tanımlanmıştır.
"Bence yakışıklı bir şeydir."Diye mırıldandığında başına yediği yastıkla "Ne yapıyorsun be!?"Diye yanında yatan, çadır arkadaşına cırladı.Çocuk sinirli bir şekilde "Bana bak ucube ibne,seninle çadırımı paylaşıyor olmak bile iğrendirici bir şeyken gecenin şu saatinde senin Wendiligo mudur nedir,o yaratığa sulanmanı dinlemek istemiyorum!Kes çeneni ve uyu."Diye bağırdı.
"Annemle babam bana bir isim vermiş dimi?Göksel diye?"
"Tamam GöTsel uyu artık."Çocuk homurdanarak arkasını döndüğü sırada, Göksel ağızını açmış cırlayacakti ki çadırlarının kapısı açılınca bu girişimi başarısız olmuştu.
"Sessiz olun lan!Gelin hadi..Biraz eğleneceğiz."Dedi okulda tanılan-Tanılma sebebi,futbol takımının yakışıklı kaptanı olmasıydı..Klişeler göz çıkartmadı sonuçta!
"Gecenin bu saati?"Çadır arkadaşı-sanırım ismi Mete tarzı bir şeydi sorgularcasına alaylı bir tonda konuştuğunda, herkes tarafından tanılan okulun-Tamam,bu fazla uzun bir takma isim olacaktı o yüzden Göksel'in asla ismini bilmediği kaptan çocuk gözlerini devirmiş ve "İşin eğlencesi burada oğlum!Hocalar uyudu...Eğleneceğiz işte."Demişti.
"Ya bi git işine.."Mete homurdanarak yatağına yatarken kaptan omuz silkerek, beyaz dağınık saçlı çocuğa bakmıştı. "Bizim ibne gelmez,sonuçta kızlar korkak olur.."Diyerek çadırın kapısını kapatacaktı ki Göksel'in alaylı ses tonuyla "Hayır geliyorum."Demesi ile sırıttı.
"Göksel saçmalama,yat zıbar!"Diye arkasından çemkiren Mete'yi umursamadan çadırdan çıktı beyaz saçlı çocuk.
Her ne kadar saçmada olsa bugün belki korkak olmadığını,hele üzerine atılan böcek oyuncağından sonra K.K.K yani kız kılıklı korkak lakabından kurtulabilirdi.
Çadırın kapısını kapatarak az ileride toplanmış olan kalabalık sayılabilecek, diğerlerine göre okulun popüler grubu ama Göksel'e göre bela arayan ergenler grubuna doğru ilerlediler.
Sarı kısa saçlı,uzun yapılı çocuk Göksel'i gördüğünde yüzünü buruşturarak "Bu ibnenin ne işi var?"Diye sormuştu.Göksel bu iltifatla(!) gözlerini devirdi."Benim bir ismim var."
"Sikmişim ismini!"
"İsim sikeni de ilk defa görüyorum."
"Bana bak piç sikerim seni!"
"Sen neden sürekli bir şey sikmeye çalışıyorsun?"
"Lan-"
"Yeter!"Takım kaptanın sevgilisi olan kız, ikilinin atışmalarına katlanamayarak cırlamıştı."Eee ne yapacağız?Burada dikelecek miyiz böyle?Yoksa şişe çevirme oynayarak, kirli çamaşırları mı orataya dökeceğiz?"Diye sordu Göksel,sonuç böyle bitecek gibi gelmişti ama ondan ciddi anlamda nefret eden kızın gülümsemesi ile daha farklı bir şeyler olacağını anlamıştı.
.
Size yapılabilecek en büyük hatayı söylemek isterim...
Herkes uyurken gizlice,sizden nefret eden ergenler sürüsünün dediklerine diklenerek, kendi başınıza karanlık oramana sadece elinizdeki telefonun feneri ile girmek yapılabilecek en büyük hata olabilirdi...Olabilirdi diyorum çünkü eminim daha büyük hatalarda vardır!
Ki Göksel gayet zeki bir çocuktu.Nasıl böyle bir salaklık yapabilmişti,benim bile aklım almıyordu!
Adımlarını durdurarak etrafına bakındı.Girdikleri iddia, yarın sabah gruplarla beraber yapılacak olan bayrak toplama yarışından bir bayrak bulmaktı ve Göksel yarım saati aşkın ormanda yürüyordu ama ne yazık ki bayrak falan bulamamıştı.
"Sanırım kayboldum.."Diye fısıldadı Göksel.Panik yapar ve burnunun dikine gitmeye ederse daha çok kaybolacağını bildiği için arkasına baktı.Geldiği yolu geri dönerse daha çok kaybolur muydu acaba?
İddiaya girmeden önce çadırına dönüp yanına aldığı siyah,beyaz bulut desenleri olan çantasından karanlıkta parlayan bir kalem çıkartarak yanındaki ağaca büyük bir çarpı işareti koydu.Bu kaleme bir ton para vermişti,bir kaç kere karanlıkta resim çizmek için kullanmıştı sadece.
Yakınlardan su sesi gelmiyordu.Daha çok kaybolursa akarsu bulması gerekecekti böylelikle insanların yaşadığı bir yere yaklaşabilirdi.Ayı olacağını sanmıyordu ama çakal,tilki,kurt gibi hayvanlar karşısına çıkabilirdi.Yere yatmamalıydı ve ağaçlara,bitkilere elini değdirmemeliydi böceklerle karşılaşmak istemiyordu..Aramızda kalsın ama Göksel böceklerden çok ama çok korkardı.
Özet ile kaybolmuştu...Ya da o öyle sanıyordu.
•
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merhaba :"3
(Tamam sövmeyin lütfen...Doğum günü çocuğuyum ben lütfen...)
Bu kitap Netâmeli'ye benzeyecek ama aynısı olmayacak tabii!O kadar komik -Bana göre komik- olan,eğlenceli sahneler düşündüm ki yazmak için çok heyecanlanıyorum.
Netâmeli kadar bu kitabıda yapmak istiyordum hatta Netâmeli'den önce kurgulamıştım bu kitabı hehehe HEYECANLIYIM 👉🏻👈🏻