Elimdeki pizza kutusuyla mutfağa gittim. Cidden sinir bozucu bir adamdı ve benle ne işi olabilirdi ki. Kendi halimde takılan, kimseye bildiğim kadarıyla tabii zararım da yoktu... Oflayarak bunları düşünürken Gökhan yanıma geldi
Gökhan-Açelya işim çıktı acil gitmem lazım
Açelya-Ya çok sevindim
Gökhan-Açelya sabrımı zorlama gidiyorum ben , dedi ve bir şey dememe izin vermeden mutfaktan çıktı. Gitti diye mutlu olmam lazımdı ama günümü berbat etmişti. Bu yorgunlukla daha fazla ayakta kalamayacağıma karar verip odama gittim.
Sabah 07.00'de çalan alarmımla yataktan kalktım. En sevdiğim huyum buydu sanırım ilk alarmla kalkmak. Hızlıca kahvaltımı yaptım ve derse oturdum sınava baya vardı ama süre su gibi akıp gidiyordu. Kendime program çıkarttım ve ders çalışmaya başladım.
Gökhan'dan
Hakandan gelen telefonla istemeyerek de olsa Açelyaya haber verip depoya gittim. Depodan içeri girip beni takip eden adamlara bir bakış attım.
Gökhan-Hakan konuştular mı kimin köpekleriymiş bunlar
Hakan-Yok abi konuşmadılar bizde sen gelmeden bir şey yapmak istemedik , dedi. Gel de sinirlenme. Başımı sallayıp üstümdeki ceketi çıkarıp yere fırlattım. Gömleğimin kollarını sıyırırken karşımdaki üç kişiye bakıyordum.
Gökhan-Üzüldüm ama ben size şimdi konuşmamışsınız, dedim alayla.
1.Adam-HAHAHAHHA rol yapmayı hiç beceremiyorsun Gökhan Demirel, deyip sinir bozucu bir şekilde güldü.
Gökhan-Peki iyi olduğum konularda var onlardan bahsedeyim. Biliyor musunuz istediğimi her zaman alırım bu konuda çok yetenekliyim sonra uyarı veya tehdit onlarda da çok iyiyimdir. Seçin bakalım, dedim. Adamlar bana korkuyla bakarken kendim seçmeye karar verdim
Gökhan-Tehditle başlayalım bence sizi çokta zorlamayalım değil mi üzülmenizi istemeyiz, dedim. Birden adamın her şeyi itiraf etmesiyle zaferle gülümsedim. Oysaki oyuna daha başlamamıştık...
Açelya'dan
Dört saattir aralıklı molalar vererek çalışmıştım. Saat 11:18'di. Kalkıp kendime bir kahve yaptım ve televizyondan bilmem kaçıncı kez izlediğim Harry Potter'a tekrar başladım. Filmin yarısına gelemeden telefonum çaldı baktım ama bilmediğim bir numaraydı.
Açelya-Alo
Gökhan-Sen her bilmediğin numarayı açıyor musun Açelya?, dedi. Tövbe ya hem arıyor hem son hor bolmodoğon nomoroyo oçoyormoson. Sanane amk.
Açelya-Allah'ım sabır ver, dedim ve yüzüne kapattım. Kapattıktan sonra yine aradı hiç birini açmayıp engelledim. Gülümseyip filme kaldığım yerden devam ettim. Esneyerek yerimden kalktım ne ara uyudum bilmiyordum ama saat 15:30'du. Yok artık ya odama gidip hızlıca duşa girdim ve kıyafetlerimi giydim. Saçlarımı kuruttum ve çantamı alıp evden çıktım. Biraz yürüdükten sonra kafeye gelmiştim. Arkaya geçip Ahsen'e bakındım müşterilerle ilgileniyordu. Zaman kaybetmeden yeni gelenlerle ilgilenmeye başladım.
Mesaimin bitmesine az kalmıştı ve kapıdan giren kişilerle ağzım açık kalmıştı. EVET BİZİM ÜÇLÜ MEKANA GİRİŞ YAPTI. Ahsen ortalarda yoktu mecbur olarak ben gittim yanlarına.
Berk-AAA Açelyağ naber ?
Açelya-İyi Ne istersiniz?, dedim. Berkin yüzü asılmıştı Hakan telefonla ilgilenirken Gökhan çatık kaşlarla bana bakıyordu.
Gökhan-Niye telefonu yüzüme kapattın birde engelledin ?
Açelya-Sanane kardeşim şimdi sipariş veriyor musunuz ?
Gökhan-Evet veriyoruz paket servis olacaktı
Açelya-Tabii ne alıyordunuz
Gökhan-Bir adet Açelya, demesiyle kaşlarımı çattım. SEN KİM KÖPEK. Ben kaşlarımı çatmış beklerken Gökhan, Hakan ve Berke kaş göz işareti yaptı. Gökhan birden yanıma gelip beni kucakladı ben ne olduğunu anlamdan Berk'in elinde eşyalarımı gördüm. Berk ve Hakan hemen öndeki arabaya bindi. Gökhan beni hala bırakmayınca boynunu ısırdım kuvvetle. Gökhan inledi ve yüz ifadesi değişti sonra kısık sesle
Gökhan-Açelya rahat dur arabaya gidene kadar, dedi. Yaptığım şeyi yeni idrak edince gözlerimi büyüttüm ve yanaklarım kızarmaya başladı. Arabaya gelince beni bindirdi ve kapıyı kapattı. Hemen kendi yerine geçip sessizce arabayı çalıştırdı. Sıkıntıyla oflayıp başımı cama yasladım ve yola bakmaya başladım. Yaklaşık yarım saat sonra baya büyük bir eve geldik. Gerçi ev ne aq saray burası. Kapıda da bir sürü koruma vardı ben tam olarak nasıl bir belaya düştüm biri anlatsın. Gökhan kolumdan çekiştirerek eve doğru götürdü . Kolumu çok sıkıyordu canım çok fazla acıyınca
Açelya-Gökhan dur artık ne yapıyorsun?
Gökhan-Kes sesini Açelya, dedi. Mala bak ya sanki ben onu kaçırdım beyefendinin tavırlarına bak. Gerçi canım yanıyor kolum geberdi ben ne düşünüyorum. Beni bir odaya getirdi tamamen siyahtı. İç karartıcı bir havası vardı çünkü camlara kadar her şey siyahtı. Ben çatık kaşlarla odaya bakarken Gökhan konuşmaya başladı
Gökhan-Açelya kolun için üzgünüm ama çok sinirliydim
Açelya-Puhahahah , diye güldüm. Sanırım iyi değildim.
Gökhan-Bir şey ihtiyacın olursa aşağı kata gel ordayız , dedi. Bu salaktaki rahatlıkla ben evden kolay kaçardım. Arkasını dönüp odadan çıkacakken durdu ve bana dönmeden
Gökhan-Sen zeki bir kadınsın Açelya umarım kaçmak gibi boktan bir fikri düşünmemişsindir, dedi. Oflayarak koltuğa oturdum ve mantıklı bir açıklama bulmak ister gibi her şeyi baştan sona düşünmeye başladım.
