-0.3-

273 88 69
                                    

Yarı kapalı gözlerle ceketimi giydim. Spor çantamı sıkıca kavradım ve Hyunjin'in yol göstermesini bekledim.

Duvardaki guguklu saate bakarak,

"Saat tam üç... harika."

Suratına merakla bakıyordum. Bana dönüp dağınık saçlarımı düzeltti.

"Dörtte... dörtte güvenlik arka bahçeyi kontrol ediyor. Hadi gidelim."

Uzattığı koluna tutundum. Yavaş adımlarla biraz gerisinden takip ettim onu. Büyük camı araladığında panikle kolunu bıraktım.

"Ne!? Camdan olmaz... yapamam."

Bana dönüp omuzumdaki çantayı aldı.

"Ssh, sessiz ol yakalanmak istemeyiz. Beni izle, bastığım yerlere bas. Önce ben ineceğim seni tutarım korkma."

Pratikçe pencere kenarına oturup yandaki borulara ve altındaki işletmelere bastı. Burası ikinci kattı ve vücudum hâlâ hasarlıydı. Bacaklarımı korkarak pencereden sarkıttım boruya ayağımı atsamda güvenli gelmiyordu. Hyunjin aşağıdan seslendi,

"Endişelenme Chris, devam et."

Titreyen ellerimi boruya doladım. Süslü işlemelere adımlarımı attım. Bir kattan az yükseklik kaldığında ellerim kaymıştı.

"Ölmek istemiyorum, ölmek istemiyorum, Tanrım..."

"Aa... Chris?"

Sıkıca kapattığım gözlerimi açtığımda gayet sağlam ayakta duruyordum. Afallamıştım,

"Az mesafe kalmıştı... yani ölmedin."

Kıkırdayarak söylediğinde mızmızlanarak suratına baktım. Elimi tutarak peşinden çekiştirdi beni.

Bugün, ay bizim yolumuzu aydınlatıyordu, yıldızlar merakla bize fener tutuyordu.

İki kat dikenli tel ve koca duvar duruyordu önümüzde. Hyunjin'in elini sıktım istemsizce.
Durup bana döndü,

"Chris..."

Üzrindeki cekedi çıkartıp bana uzattı.

"Giy bunu, daha az hasar alırsın tellerden."

İtiraz etmeden elindeki cekedi alıp giydim. Boyu ve kolları uzun gelmişti, kollarını katlayıp ne yapmam gerektiğini söylemesini bekliyordum. Yüzündeki tebessümüyle bana yaklaştı, sıcak ellerini saçlarıma daldırdı,

"Chris... çok dikkat et. Oku ve meslek edin, ben... sana bir şey oldun istemiyorum. Sen... sen mükemmelsin ve harika olman gerek."

Dikenli tellere bakarak gülümsedi,

"Şu açıklığı görüyor musun? Senin için telleri kaldıracağım, hızlıca geç."

Elindeki çantayı uzatıp tellere yaklaştı. Telleri sertçe kavrayıp kaldırdı, önce çantayı sonra bedenimi geçirdim. Tellerin sivri uçları canımı fena halde acıtmıştı. Telin diğer tarafında kalan Hyunjin'e baktım.

"S-sen(?)... telleri kaldırayım..."

Daha yerimden hareket etmeye fırsat bulamadan güçle kaldırdığı tellerden hızlı geçti. Ağzım 'o' şeklini alırken o geceye küçük kıkırtılar bıraktı.

Yeni fark ettiğim kollarındaki eski olduğunu belli eden kabuklu çizikleri inceledim. Çantamın yanına galip dizlerimin üzerine oturdum. Yandaki küçük bölmeden inci çiçekli anahtarlığımı çıkardım. Yanımda duran bedenin karşısına dikeldim.

ıllıllıSΞSSłZ ÇığŁıКıllıllı ◤ʜʏᴜɴᴄʜᴀɴ // ᴄʜᴀɴᴊɪɴ◢ (ARA VERİLDİ):Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin