"Oikawa!" Kız kafasını çevirip çocukluk aşkına baktı. Hajime ile boğuşuyordu. Sınıfın en ön sırasında oturuyordu ve ders sırasında Tooru'ya bakıyordu zaten. Fakat yeterli değildi. Yetmiyordu. Oikawa küçüklüğünde bile sürekli kızlar arasında popüler bir çocuk olmuştu. Y/n bunu biliyordu ve hiç şansı olmadığını düşünüyordu. Anaokuluna giderken Oikawa'ya mektuplar yazmıştı fakat hiçbirini vermemişti. Ne zaman Oikawa'yı görse kalbi yerinden fırlayacak gibi olurdu. Hajime bunu biliyordu fakat Y/n'in bunu Oikawa'ya kendisinin söylemesi gerektiği konusunda ısrar etmişti.
Dersler bitmişti. Herkes eve gitmek için hazırlanırken Y/n sınıfın diğer ucuna, Oikawa'ya baktı. Şans eseri göz göze geldiler. Y/n gözlerini çekmesi gerektiğini biliyordu ve midesinde kelebekler uçuşuyordu fakat bir daha ne zaman onunla böyle bakışabilecekti ki. Hajime'nin Oikawa'yı sırtından iteklemesiyle beraber ikisi de ne olduğunu şaşırdılar. Kızın gözlerine baktıktan ve İwaizumi'nin yaptığı bu hareketten sonra Oikawa geri dönmeye utanmıştı. Kızın yanına gitti.
"Hey Y/n-chan!" Y/n pembe yüzüyle Oikawa'ya selam verdi.
"Okul nasıldı?" diye geveledi Oikawa. "İyiydi. Biliyorsun Tooru, dersler her zaman sıkıcı."
"Bugün kantinde seni gördüm. Gözlerin birini arıyor gibiydi." Y/n'in yüzüne yeniden kanlar akın etmiş, onu kıpkırmızı yapmışlardı. "Hiçkimseyi aramıyordum!" diyebildi sadece. Sınıftan herkes çıkmıştı. Hajime ona işaretler yapıyordu fakat Y/n anlamadı.
"Iwa-chan! Y/n-chan da bizimle haftasonu lunaparka gelsin. Daha çok insan daha çok eğlence!" diye bir anda arkasını döndü Oikawa. Iwaizumi ise kolunu hemen indirdi ve diyebileceği tek şey tamam, oldu.
"Guzukawa* Y/n'i daha fazla rahatsız etme, gidelim hadi!" dedi ve Oikawa'nın kafasına vurup onu kolunun altına aldı. "Acıyor Iwa-chan! Kafama vurma!" dediyse de dinletemedi. Y/n sınıfta tek kalmıştı. Hala inanılmaz hissediyordu. Tooru onu lunaparka davet etmişti.Oikawa ile Iwaizumi beraber yürüyorlardı. Merakını gizleyemeden sordu.
"Oikawa, neden Y/n'i lunaparka davet ettin? Biz lunaparka gitmiyoruz?" Oikawa durdu ve spor çantasını çekiştirdi.
"Bilmiyorum," dedi. "Y/n-chan beni seviyor gibi görünüyordu." Çok fazla Iwaizumi ile konuşmak istemiyordu, o kızlarla flört etmemesi ve voleybola odaklanması gerektiğini söylerdi hep. Oikawa ise voleybol için kız arkadaşından ayrılmıştı ve daha nasıl odaklanabilirdi bilmiyordu.
"O kızı üzme Oikawa, o çok çalışıyor." Iwaizumi ayağını yere sürterek ilerliyordu.
"Benim üzerime mi?" Oikawa bunu dedikten sonra güldü fakat bu Iwaizumi'nin eline vurmasına sebep oldu. "Iwa-chan!"Y/n eve doğru ilerliyordu, hafta sonuna iki gün kalmıştı. Kalbi yerinden çıkacak gibi oluyordu, yüzü kızarmadığı sürece Tooru'ya olan aşkını saklayabileceğine kendini inandırmıştı. Eve girdi.
"Anne! Ben geldim!" Annesine bağırdı. "Hoşgeldin Y/n-chan. Mutfaktayım!" Koşarak annesinin yanına gitti.
"Tooru beni lunaparka davet etti. Haftasonu. Beni. Tooru. Lunapark." Annesi güldü.
"Nasipte varsa kızım, sana Tooru ile iyi şanslar. Selamımı söylersin." Annesi biliyordu ki Tooru kızının çocukluktan beri aşık olduğunu tek kişiydi. Eskiden evleri yan yanaydı ve çok fazla oynamışlardı. Tooru voleybola başladığı sıralarda uzaklaşmışlardı fakat okulda Y/n'e seslenmeyi hiç unutmadı. Büyüdükçe araları daha fazla açıldı ve Tooru'nun ailesi taşımıştı. Okulda göz göze geldiklerinde ayıp olmaması için selamlaşıyorlardı. Y/n odasına çıktı ve kendini bir çırpıda yatağa atttı. Sabah neler olacaktı okulda merak içindeydi.Guzukawa* Trashkawa צÇöpkawa¦× [Çöp+oikawa] Oikawa'ya Hajime tarafından takılan bir isim. Ona sinir olduğunda kullanır.
"Y/n-chan! Bugün bizim okulun antrenman maçı var, izlemeye gidelim." Arkadaşı Ayai-chan Y/n'i kolundan tutmuş sürüklüyordu. Merdivenleri çıktılar ve sahayı izlemeye koyuldular. Oradaydı. Tooru oradaydı. Bir süre sonra Y/n bağıran kızların sesini duydu.
"Oikawa!" Çığlıklarla karışık bir coşku ve aşk sesiydi bu. Bazı fanları ona aşıktı. Tooru'ya. Oikawa dönüp çığlıkların geldiği yere el salladı. Onun bu hareketiyle diğer kızlar ortalarındaki esmer kızı dürtmeye ve ona gülmeye başladılar. Elleriyle kalp yapıyorlardı. Y/n buna sinir oldu. Kız saçını geriye attı ve etrafına göz gezdirirken Y/n'e baktı. Güldü ve arkasını döndü. Oikawa kızın kime güldüğüne bakmak için sağa döndüğünde orada Y/n'i gördü.
"Y/n-chan!" Y/n'in kalbi burnuna gelmişti. Hafiften gülümsedi, Tooru'ya mutluluğunu göstermek istemiyordu. Ayame şaşırdı ve Y/n'e döndü.
"Y/n-chan! Oikawa Tooru ile aranda bir şey mi var yoksa?" diye sordu. Cevap verip vermemek arasında kaldı. "Bir zamanlar komşuyduk, çok oynardık." Az önce çığlık atan kızlara döndü. Esmer olana gülümsedi, az önce o kızın Y/n'e yaptığı gibi. Hepsi kızı teselli ediyorlardı. "Üzülme." diyorlardı. Y/n hiçbir şey anlayamadı. Oikawa arkadaşlarınız seçerken ayağının altındaki tek kullanımlıklara soracak değildi ya? Ayrıca kız Tooru'nun sevgilisi bile değildi. Olsaydı hemen haberi olurdu. Tooru, Y/n'e söylerdi.
"Oikawa!" diye bağırdı kızlar. "Sen Hikari-chan'a nasıl böyle davranırsın?" Arkadaşları adına sinirlenmişlerdi kızlar. Ya da onlar da Tooru'nun ilgisi çekmeye çalışıyorlardı. Oikawa yakışıklı çocuktu ve bunı kendisi de biliyordu. Y/n daha fazla dayanamayacağını düşündü ve hızlı adımlarla dışarıya çıktı.
Bir süre sonra antrenman maçı bitmişti. Herkes dışarı çıktı ve merivendeki kızlar kapıya geldiler. Tüm takım çıkarken onlar Tooru'yu bekliyorlardı. Hajime çıktı, arkasından Tooru. Kızları görünce durmuş ve üzgün olan kızın kulağına eğilip iki kelime söylemişti. Diğer kızlar ise tekrar esmer olanı dürtmeye başladılar.
"Y/n," Yanına gelen kişiyi görmemişti bile. "Oikawa onlarla ilgilenmiyor, sadece birinin onları susturması lazım." dedi Hajime. Arkasını dönüp soyunma odasına giderken "Günaydın bu arada Y/n, Ayame-san." dedi. Y/n ve Ayame birlikte Hajime'ye günaydın, diyerek karşılık verdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙤𝙞𝙠𝙖𝙬𝙖 𝙩𝙤𝙤𝙧𝙪, 𝓶𝓪𝓴𝓮 𝓶𝔂 𝓶𝓲𝓷𝓭
FanficONE SHOT Y/n merakına yenik düşüp yol boyunca aklındaki soruyu sordu. "Tooru?" "Mhm?" Tooru'nun ona bakmadan mhm demesi içini eritti. "Hajime nerede?" Tooru durdu. "Ona neden Hajime diyorsun?" "Sana da Tooru diyorum ya?" Bu cevap...