2 - 第一天

5K 543 654
                                    

Jisung

Şu siktiğimin koskoca Seul de bir ev bulacağız götümüz çıkıyor resmen. Elimdeki bavul ile birkaç kalacak kiralık oda aramıştım ama yoktu. Köyden gelmiş orospu gibi geziyordum ortalıkta. Geldiğimi gösteren ötüp duran konuma baktım.

Telefonumdan gözlerimi alıp karşımdaki 4 katlı, rutubetli ve kasvetli binaya çevirdim bakışlarımı. Hem dik yokuşlu hem de iş yerime çok uzaktı. Geldiğim yeri inmeye çalışırken yerde sürüklenerek benden önce giden bavulumun tekerleğine baktım. Tanrı buraya girmemi istiyordu sanırım. Derin bir nefes alıp yerde sürüklenen tekerleği almak için eğildim. İçeride takardım artık.

Sürükleye sürükleye binaya girdim. Minik dar koridora bakınca bile içim kararıyordu. Tam geri çıkacağım sırada bir yaşlı kadın durdurdu beni. ''Oda bakmaya mı geldin?'' Kafa salladım. ''Evet ama gerek kalmadı teşekkürler.'' Kısa bir bakış atıp gülümsedi. ''Emin misin Seulde böyle ucuz fiyatlı oda çok zor bulursun? Gel bir bak istersen?'' Haklıydı. Ne param vardı ne sabit bir işim.

Telefonumu Seule gelirken suya düşürmüştüm. Telefon parası ödemek zorunda kaldım. Elime bu yüzden para kalmadı. Kafa salladım ve kadını takip etmeye başladım. Minik bir odaya gelmiştik. Göt kadar oda. 

''Odalar minik ama idare edersin değil mi? Çok durmayacak gibisin.'' Kadın çok neşeliydi. ''Çok kalmayacağım aynen.'' Nem ve rutubet kokan odaya baktığımda şimdiden içim kararmıştı. ''Sana açık olayım delikanlı. Burda oturan kişi intihar etti. O yüzden bu kadar ucuz burası. Zaten bina çok eski.'' Derin bir nefes verdi. ''Yangın çıktığı için bir katı kullanmıyoruz. Kentsel dönüşüm bölgesinde zaten.'' Mantıklı gelmişti. ''Aa yanlış anlama bu odada değil.'' 

''E kabul edeyim madem.'' Gülümseyerek konuştu. ''Banyo ve Mutfak ortak.'' Kafa salladım. Çok durmayacaksın zaten Jisung. Gerilediğimde birine çarptım. ''Üzgünüm.'' Uzun boylu hafif iri adam bana bakmış yanımdan geçmişti söyleniyordu bir yandan da. ''Şu sıcakta yolumda durma.'' Kadın konuştu. ''Bay An gene noluyor?'' Adam durmuştu. ''Açsana şu klimayı öldüm sıcaktan.'' Kadın adam giderken arkasından söylendi. ''Alt tarafı geçip gidecek neden bu kadar laf yapıyor?'' Kafasını salladı. ''Tanrım, şu serseri sinirlerimi hoplatıyor.'' Kadın bana döndü. ''Ah sen merak etme gidecek o yakında.'' Kafa salladım. 

Bavulu içeri bıraktım ve kapının anahtarlarını aldım. Kafamı çevirdiğimde sessizce beni izleyen biri vardı. Bir eli arkasında duruyor diğer eli bacaklarının hizasındaydı. Ben böyle şeylere gelemezdim. ''Neye bakıyorsun?'' Hiç yüz ifadesini bozmadan bakmaya devam etti. 

Tam gideceğim sıra koridorda yan yana yürüyen çift takıldı gözüme, sarmaş dolaşlardı. Uzun boylu oğlan buraya doğru bakıp gülümsemişti. ''Yeni misin?'' Kafa salladım. Hepsi manyaktı sanırım bunların. ''Cildi çok yumuşak tam istediğim gibi.'' what dedin gülüm?

Anlamsız bakışlarımı atarken uzun boylu çocuk az önce konuşan mavi saçlı çocuğa hafifçe vurdu. ''Yemeğimizi kaçıracaksın Jeongin.'' Abi hepsi mi manyak? Daha fazla muhatap olmadan içeri geçtim. Kapıyı kapattığımda oda iyice küçülmüş gibiydi. 

Eşyalarımı yerleştirirken gayet sessizdi ortam. Arada demir sesi ve bıçak sesi duyuyordum onun dışında her şey okaydi. Hayır okay falan değil bir ara baya büyük kavga ettiler birisi ile, azıcık ucundan bakıp odama geçtim sonra da kestiler kavgayı.  Yatağa oturduğumda rahat edemeyip kıvrandım biraz daha. Daha fazla bu minik odada durursam kafayı yerdim.

Bilgisayarım zaten tamirdeydi. İlgilenecek bir şeyim yoktu kısaca. Çantamdan kitabımı almış yatağa geri yerleşmiştim.

''Bebeğim uyan.'' 

Ben elimde kitabım ile uyuklarken duyduğum ses ile gözlerimi açtım. Wtf. Mafya kılıklı adam duvarların ince oldugunu söylemişti. Telefonla konuşurken odamı bastı çünkü. Telefondan gelen sesi ile telefonumu elime aldım.

''Efendim Jae-ho?''

"Nerdesin Seule gelir gelmez arayacaktın beni?"

"Haklısın kusura bakma oda arıyordum."

"Niye fısıldıyorsun?"

"Ses cok gidiyor da."

"Ah anladım gel bir bira içelim."

"Nereye geleyim?"

"Adres atarım."

"Tamam."

"Görüşürüz."

''Saat akşam ona kadar açık değil misiniz?'' Kız ağzındaki makas yüzünden zor konuşuyordu. Dişçi koltuğunda yatan kıza bir bakış attı ayaktaki kız. ''Salı, Çarşamba ve cumaları sadece.'' Kız anladığını belirtmişti. ''Memur So Jeong-hwa?'' kız sesin geldiği yöne kafasını çevirdi. ''Evet.''

Genç adam koltuğa oturmuştu. ''Onbaşı park aradı.'' Kız ile sohbet edecekken ona bakan iki diğer kıza seslendi. ''Ben hallederim siz evinize gidin.'' Kızlar beklemiyor olmalı ki konuştu. ''Emin misiniz?'' Genç adam kafa salladı.

Genç adam dişçi koltuğunun üstündeki oval lambayı alıp Hwa'nın yüzüne tuttu ve eline minik demir saplı aynayı alıp ağzına bakmaya başladı. ''Çürük kötü görünüyor. Kanal tedavisi lazım.'' Genç adam konuştuğu gibi kız gözlerini pörtleterek ona baktı. ''Çok acır mı?'' Genç adam duraksadı ve aşırı soğuk bir şekilde konuştu.

''Polislerde de diş korkusu var sanırım.'' Kız kafa sallayarak önüne döndü. ''Yok canım.'' Kafasını sağa çevirdi ve tekrar dönüp konuştu. ''Acır mı?'' Genç adam maskesini taktı. ''Acıtmadan yaparım.'' Memur kafa sallamıştı. ''Tamam.''

O sırada Jisung ve Jae-ho içki içerlerken muhabbet ediyorlardı. ''Ji-Eun ile niye kalmıyorsun?'' Jae konuştuğunda Jisung ilgisini ona verdi. ''Öpüşürdünüz falan güzel olurdu.'' Ji-eun, Jisungun yakın arkadaşıydı. Hoşlanıyordu sanırım. Jisung'un konuşmasına fırsat vermeden konuştu. ''Onu görmeyeli uzun zaman oldu aslında. Hadi arayalım.'' 

Jisung evin önüne geldiğinde istemeye istemeye içeri girdi. Uzun koridorun başında dururken düşünüyordu. Ne yapacaktı bu iç karartıcı yerde? Telefonu suyu boyladığı için numaraları da kaybetmişti.

''Ne yapıyorsun?'' Arkadan bir ses ona seslendiğinde irkildi. Saçları boynunda bir oğlandı. Hoondu. ''Ne hissediyorsun?'' Jisung'a doğru adımlamaya başladı. Jisung biraz süzmüş konuşmuştu. ''Hangi konuda?'' Hoon, Jisung'a koridoru gösterdi.

''Burada böyle dururken kaçamayacağın uzun bir tüneldeymiş gibi gelmiyor mu sana da?'' Derdi neydi bu herifin? Jisung yüzünü buruşturup önüne döndü. ''Bence kaçabilirim.'' 

Jisung ilerlerken arkasından konuşmaya devam etti Hoon. ''Göründüğünden daha komiksin.''  Acaba kavga mı arıyor diye geçirdi içinden Jisung. Odasına doğru ilerlemiş kapıyı kapatmıştı. Ne tüneli amına koyayım

Jisung cidden o tünelden kaçabilecek misin?

Aman hoon bey sen kacamayasin sonra 😩

Strangers From hell izleyen varsa anlamıştır herhalde aq

Neyse bds2 istiom

Neyse bds2 istiom

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Altın Kapılarımız Kan Oldu Minho - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin